09 Eylül 2013 16:07

Ve başlar üniversiteli kadınların macerası

Üniversite bu...Yüksek düzeyde eğitim,öğretim,bilimsel araştırma yapılan, kendini en rahat ve özgür hissedebileceğin, kendini gerçekleştirmenin, ifade etmenin yolunu açan, büyük büyük kampüsleri olan bir yer. Ben de üniversitede okuyan bir kadın olarak üniversiteyi böyle hayal ettim. Ama aslında ç

Ve başlar üniversiteli kadınların macerası
Paylaş
Aysel Ebru ÖKTEN/ Kocaeli Üniversitesi

Üniversite bu...Yüksek düzeyde eğitim,öğretim,bilimsel araştırma yapılan, kendini en rahat ve özgür hissedebileceğin, kendini gerçekleştirmenin, ifade etmenin yolunu açan, büyük büyük kampüsleri olan bir yer. Ben de üniversitede okuyan bir kadın olarak üniversiteyi böyle hayal ettim. Ama aslında çok da öyle olmadığını, bugünkü üniversitelerin neredeyse hiç birinin bu tanımı karşılamadığını görmüş oldum... Fakat bu satırları okuyan henüz üniversiteyi kazanmamış ve ya  kazansa da daha okumaya başlamamış arkadaşlarımı da umutsuzluğa düşürmek istemem çünkü üniversitenin hayalimdeki  gibi bir yer olmadığını gördüğümde aslında bunu değiştirecek kişilerin de biz olduğumuzu fark etmiştim. Bizim  üniversiteli kadınlar olarak yaşadığımız sıkıntılar gün içerisinde sokakta, evde, yolda otobüste karşılaştığımız sorunlardan farklı değil. Eşitsizlik, ayrımcılık, cinsiyetçilik her yerde yaşadığımız sorunlar. Bunun tek farkı mekansal olarak üniversitede yaşanıyor olması çünkü bilim uğruna geldiğin bir yerde hocan dersi anlatırken, cinsiyetçi bir dil kullanabilir. Her akşam gittiğin yurtta kadın olduğun için erkek arkadaşlarından önce  yurda girmek zorunda kalabilirsin. İşte her gün bu sorunlarla karşı karşıya kalırken bir çözüm yolu aramaya başlıyorsun. Fakat bu çözüm yolunu bulmaya çalışırken yaşadığın sıkıntılarla ilgili dert anlatabileceğin, sorunlarından haberdar edebileceğin kimsenin olmayışı haliyle çözümü yaratma durumunu da zora sokuyor. Biz de bu çözüm yolunu üniversiteli kadınlar olarak bir araya gelmekle olabileceğini düşündük ve kendimize  bir yol çizdik *Üniversitenin temel bileşenleri olan biz kadınlar sorunlarımızı konuşabileceğimiz güncel meseleleri tartışabileceğimiz ve bununla birlikte ortak refleks gösterebileceğimiz bir kadın topluluğu kurmaya, bunun için de daha önce  Ekmek ve Gül dergisi okuyucuları olarak oluşturduğumuz grubumuzu genişletmeye karar verdik. * Forumları üniversitelere taşıma kararını en öncelikli görevlerimiz olarak düşündük.  Kadınlar olarak üniversiteleri  sadece üniversitede yaşadığımız sorunlarla sınırlı tutmayarak artık bizim kimliğimiz,bedenimiz üzerinden rahatça söz söyleyen insanlara dair de fikirlerimizi tartışabileceğimiz kadın forumları yapacağız mesela. * Üniversitelerde Öğrenci Temsilciler Konseyi’nde aktif yer alıp, üniversitede kadın temsiliyetini arttırmak üniversite de varlığımızı sağlamlaştıracaktır diye düşünüyoruz tabi.. Bu karar aslında bizim için hayati bir öneme sahip. Üniversite sıralarında bile yaşadığımız eşitsizliği, ayrımcılığı anlatabilecek, hesap sorabilecek birilerini aramak yerine bizden birisinin bu konseyde söz hakkına sahip olabilmesi çözüm yolunu oluşturan temel dayanak olacak. Tüm bunları düşündüğümüzde  Eylülün sıcak esintileriyle başlayan yeni dönem için biz üniversiteli kadınlar heyecanımızı sizinle paylaşalım istedik. Biliyoruz eşitliği istemek yetmiyor, kazanmak ve hayatın kendisine dönüştürmek bizim elimizde...

ÖNCEKİ HABER

Her gün bir ‘gül’ daha soluyor, peki sorumlusu kim?

SONRAKİ HABER

'Kadının düştüğü yerde toplum ölür'

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa