'Kadının düştüğü yerde toplum ölür'
Merhaba Ekmek ve Gül,Ben derginizi çok kısa süredir takip etmek ile birlikte bu kısa sürede ne kadar çok etkilendiğimi söylemekten kendimi alamıyorum.Sizinle tanışmam Evrensel Gazetesi ile başladı. Ayrıca gazetenin de 3-4 aylık düzenli okuyucusuyum sadece ve ben bu birkaç ay da o kadar büyüdüm ki... Okudukç
Ekmek ve Gül okuru - Kartal-İSTANBUL
Merhaba Ekmek ve Gül,
Ben derginizi çok kısa süredir takip etmek ile birlikte bu kısa sürede ne kadar çok etkilendiğimi söylemekten kendimi alamıyorum.
Sizinle tanışmam Evrensel Gazetesi ile başladı. Ayrıca gazetenin de 3-4 aylık düzenli okuyucusuyum sadece ve ben bu birkaç ay da o kadar büyüdüm ki... Okudukça bilgilendim, okudukça güçlendim ve okudukça kadın olduğumu bir kez daha emin adımlarla hissettim.
Hani bir terim vardır dilimize pelesenk olmuş ''anca lafta, icraatta hiçbir şey yok'' diye işte dönüp baktığımda birkaç ay öncesine kadar kendimi o cümlenin sözlük anlamı diye düşünüyordum diyebilirim. Sadece genel bir tanım yapabildiğim, teorik bilgi birikimi olan bir havuzdan oldukça yoksun bir geçmiş… Ama bu demek değil ki bugünüm, yarınım böyle olacak. Gerek kendim, gerekse ailemin desteğiyle geleceğime ışık tutacak adımlar atacağıma inanıyorum. Ve bu inançta bana evrensel okuyucusu olma serüveniyle başlayıp bu yolculukta başta ailem olmak üzere duyulan büyük bir güven öncülüğünde kadın olmanın her geçen gün bize dayatıldığı ''hor görülmeye, aşağılanmaya, katledilmeye, arka plana atılmaya'' karşı daha da fazla yüreklilikle birleşiyor geliyoruz biz.
Rafa kaldırılmış fikirlerim varmış benim meğer; şimdilerde ise yerini günlük güneşlik heyecanlara bırakan fikirlerim:)
Mektubumda kadın olmaktan bahsetmişken.. Ben sanırım artık kendimi daha güzel buluyorum, daha değerli kılıyorum; yaşamımı, düşüncelerimi, özgürlüğümü... ÖZGÜRLÜKLERİMİZİ!
Ve özgürlük demişken de; size yakın bir zamanda çok sevdiğim bir ablamla gazete dağıtımından dönerken karşımıza çıkan bir olaydan bahsetmek istiyorum.
Kadın erkek kavgası diye adlandırdığımız, ama aslında dönüp baktığımızda hiç de öyle olmadığı, erkeğin erkekliğini (kendi deyimiyle) konuşturduğu sokak ortasında mahalle delikanlısı (sözüm o kişiye; affola) diye kendinde kadını aşağılamayı, hakaret etmeyi ve hatta şiddet uygulamayı rozet edinen bir sahne. Ve o kadının hala diyebildiği şu cümle içimi sızlatır “ben bıktım artık senin ihanetlerinden”… Duyduğumuz sadece bu cümleydi o kadından ve maalesef ki biz olaya o an sadece tanıklık edebildik.
Ve ben mektubumu bu tanıklığın utancıyla (o kişiye seslenerekten) geçenlerde Evrensel’de okuduğum Suriye Qamışlo’da gazeteciliğini sürdüren Berfin Hezil ile Demokratik Özgür Kadın Hareketi üyesi Ceylan Bağrıyanık’ın haberinde dikkatimi çeken o başlıkla sonlandırmak istiyorum:
KADININ DÜŞTÜĞÜ YERDE TOPLUM ÖLÜR.
Umarım mesajım yerine ulaşmıştır!