Bizi greve çıkartan, insanlık dışı çalışma şartlarımız
Biz Elazığ’da Eti Krom AŞ’de çalışan bir grup maden işçisiyiz. Bu mektubu gönderdiğimiz sırada grevimizin 15.günündeydik. Evrensel gazetesinde neredeyse her gün haberimiz yapıldığı için, Evrensel okurları bizi artık iyi biliyor. Ancak herkes çalıştığımız koşulları iyi bilsin istiyoruz ve greve çıkmamızın
Yıllardır maden ocağının ateşleme bölümünde çalışmaktayız. Yazın tozunda isinde, kışın soğuğunda her gün ocağa girip ateşleme yapıyoruz, toprak ve kayaları dinamitleyip parçalıyoruz. Ateşleme işi çok tehlikeli ve bir an bile dikkatsizliğe izin vermeyen bir iş. Fakat buna rağmen hiçbirimizin eğitim sertifikası yok. Normalde Ankara da Emniyet Müdürlüğünün yaptığı sınavlarla ve eğitim, güvenlik sürecinin sonunda alınabilecek sertifikayla yapılacak bir işi biz ustamızdan öğrendiğimiz kadarıyla yıllardır yapıyoruz. Ancak şimdiye kadar hiçbir denetime rastlamadık.
Nereden tutsan elinde kalacak gibi neresini anlatsak bilmiyoruz. Ocağa giriyoruz, ne güvenli bir iş elbisesi ne adam akıllı bir maskemiz var. Kışın elbisemiz sırılsıklam su içinde kalır ancak onu kurutmaya yanan bir sobamız dahi yok. Çoğu arkadaşımız ıslak üstüyle tekrar ocağa giriyor. Çoğu zaman hastalanırız ya da zehirleniriz ancak şantiyede ilk yardıma, acil müdahaleye dair hiçbir şey yok. Sözde bir ambulansımız var onunda doktoru, hemşiresi, ilacı yok. Çoğu arkadaşımız bel fıtığı olmasına rağmen uzun süre tedavi olmadan çalışmak zorunda kalıyor. Daha bitmedi. Öğlen paydosu oldu diyelim yemek yiyeceğiz ya da dinleneceğiz, yemekhaneyi saran tozdan pislikten, şekere, yemeklere konan sineklerden miden tutarsa yiyebilirsin ancak. Yemeklerde etin yüzünü göremiyoruz bile. Çoğu zaman makarnaya çorbaya talim ediyoruz.
Bizi tanımayanlar olabilir, tanımak istiyorsanız boyumuza kilomuza bakın anlarsınız maden işçisi olduğumuzu. Çoğumuzun vücudu ağır çalışmaktan dolayı bükülmüş zayıflamış halde. Arkadaşlarla araştırdık ki Ferro Krom devlet işletmesiyken 50 yıl boyunca 8 işçi ölmüş. Ancak 2005’ten şimdiye kadar 35’ten fazla işçi, iş kazalarında ölmüş ve yüze yakın işçi yaralanmış. Yaralanan arkadaşımız hiçbir hak talebinde bulunmadan işten ayrılıyor ne tazminat ne de para yardımı almaksızın. 15 yıldır ter döken işçilerin yatırılan sigorta günü 2000’i ancak buluyor. Bunları bize reva gören de, iki defa Hacca gitmiş, namazında niyazında bir patron.
Kısacası bizi bu greve bütün bu yaşadıklarımız sürükledi. Birlik olmaya ihtiyacımız var, kararlıyız. Hakkımızı almadan mücadeleden vazgeçmeyeceğiz.
*Elazığ