Senin dershane hangisi
Yeni eğitim öğretim yılının başlamasına az bir zaman kala; ilkokuldan başlayarak bizleri bencil bireyler olarak yetiştirmeye çalışan, en güzel yıllarımızı çalan eğitim sisteminin mağdur bireyleri olarak gelecek telaşıyla doluyuz. Her geçen gün okumanın biraz daha zorlaştığı, parasız, bilimsel, demokratik eğitim taleplerimize karşın
SEN FEN LİSELİSİN ÇOK ÇALIŞ!
Tunceli Fen Lisesi’nde okuyan Rojbin, çok fazla dershane seçeneğinin olmamasının dershaneler arası rekabeti azaltmasından ve Öğrenci nasıl olsa bize gelecek’ düşüncesiyle, öğrencilere gereken önemin verilmemesinden şikayetçi. 3 yıl art arda SBS’ye girdiğini, belli okullara yerleştirildiğini fakat yerleştirilmelerin yeteneklerine, ilgi alanlarına bakılmadan yapıldığını belirtiyor. İlkokul ile lise müfredatı arasındaki uçurumun özellikle liseye yeni başlayan gençlerde çöküntüye sebep olduğunu ifade ediyor.
“Diğer okullarda alan seçimi varken fen liselerinde bu durumun olmayışı, hem biz fen lisesi öğrencilerini mağdur ediyor hem de aile ve hocalar tarafından; ‘Sen fen liselisin çok çalışman gerek.’ anlayışını empoze edip bizleri zor durumda bırakıyor.” diyor. Cemaatin son yıllarda iyice içimize girdiğinden bahsediyor son olarak. Dershanelerin azlığından ötürü velilerin siyasi görüşlerini bir tarafa bırakıp çocuklarının iyi okullara yerleşmesi ümidiyle, çocuklarını bu dershanelere, bu okullara verdiği tespitini yapıyor.
Tunceli Anadolu Lisesi’nden Selin ise sınavların ve dershanelerin kalkmasını istiyor. Dershaneler olduğu sürece sınavlarda eşitliğin sağlanamayacağını, bu eğitim sistemiyle sınavlarda başarı gösteremeyeceğimizi söylüyor. “Geçen seneden bu yana dershanelerin kapatılması gündemde. Fakat bu da farklı adla yine aynı amaca hizmet eden kurumların ve özel derslerin önünün açılmasını engellemiyor. Öğrenciler adına gerçekten bir şey yapılacaksa önce sistemin sorgulanması gerek.” diyor.
SUSKUNLUĞUM EN BÜYÜK CEVABIMDIR
Gençliğin taleplerinin aslında farklı olmadığını gördük bir kez daha. Meslek liselerindeki staj sömürüsü, okulların imam hatiplere çevrilmesi, sınava girecek öğrencilerin aileleriyle birlikte yaşadığı stres, herkese parasına göre eğitim anlayışı, anadilde eğitim gibi en doğal hakkımızın bile olmayışı zorluyor bizleri. Elbette kabul etmiyoruz! Biz liseli gençler taleplerimizi her alanda haykırmaya devam edeceğiz. Bizleri tek tip insan modeline sığdırmaya çalışan sisteme boyun eğmeyeceğiz.
Son sözü ise bir dönem cemaat dershanesinde eğitim görmüş Ecem söylüyor: Suskunluğum sisteme en büyük
cevabımdır. (Dersim/GENÇ HAYAT)
CEMAATLER HER YERDE
Okulda verilen eğitimin kendisi veya arkadaşları için yeterli olmadığını, dershaneye gitmek istememesine rağmen sistemin onu buna zorladığını vurguluyor. Selin sözlerini şöyle noktalıyor: “Dersim’de iki dershane var. Biri cemaatin diğeri ise sıradan bir dershane. Başka alternatifim olmadığı için sıradan dershaneye gitmek zorundayım. Arkadaşlarımın çoğu cemaatin dershanesine gidiyor. Kimisi aile zoruyla, kimisi çevrenin etkisiyle, kimisi de eğitimini gerçekten iyi bulduğu için. Ben de eğitiminin çok iyi olduğunu biliyordum ancak siyasi görüşümle çeliştiği için orayı hiç düşünmeden eledim. Bu konuda aileleri bilinçlendirmek gerek sanırım.” (Dersim/GENÇ HAYAT)