Tarih boyunca savaşlarda ölen insanları sayılarla ifade etmek bile mümkün değilken, savaşa duyulan arzunun, bu cesaretin sebebi şüphesiz açıklanması gereken detaylardandır.
Tarih kitaplarının her satırı kanla yazılmışken, üstelik her seferinde barış içinde yaşama amacıyla savaşıldığı bahanesinin vurgusu yapılırken, yine savaş hayatın tam ortasında.
İkiyüzlü politikalar, samimiyetsiz demeçler, vaatler. Halka ucuz palavralarla emperyalist ülkelerin maşası olmayı kabul ettirenler bir anda demokrasinin aracı, adaletin tartısı oluvermiş.
Halka yalan söyleyerek kendi emelleri için Suriye’de taraf olmayı, barış yerine, ya Esad’tan yanasın ya müdahaleden yana seçeneklerine indirgeyerek Türkiye halklarını farklı kutuplara iten emperyalist politikalara boyun eğmiş bir rejimle yönetilmekteyiz.
SAVAŞI İSTEYENLER SAVAŞMAYACAK
Savaşı isteyenler savaşmayacaklar. Savaşanlar ise niye savaştıklarını bilemeden emperyalist politikaların kurbanı olacak.
Suriyeli birini neden öldürdüğünü Suriyeli’nin topraklarında ne aradığını bilmeden kanla Suriyeli yetimler yaratacak.
Belki de ölecek, ne aradığını bilmeden dönecek olan bedeni bayraklara sarılacak. Marşlar okunacak, rejimin oyunu onu kutsallaştıracak.
Kutsallaştırılmış nice bedenlerin demokrasi götürdüğü topraklar yakın tarihte mevcutken, politika ve yanlı medya bize bu kıyımları unutturdu.
Afganistan’a müdahale edildi, Irak’a da müdahale edildi. Tüm kamuoyunda yer etmiş bu haksız müdahale örnekleri kanlı sonuçları ile dururken halk nezdinde bunu meşrulaştıranların tek bir emeli var, o da bu ülkelere barış yerine ölüm götürüp nimetlerinden faydalanmak.
SURİYE’YE DE Mİ DEMOKRASİ GÖTÜRÜLECEK!
1 Eylül Dünya Barış Günü’nün hafızalarda taze tuttuğu, Alman faşizminin ve tüm savaşların getirdiği yıkımlara karşı durmak şu günlerde yakın olduğu kadar, savaş naraları atan siyasiler ve ikiyüzlü medyadan dolayı da bir o kadar uzak.
Savaştan taraf olanların ikiyüzlülüğü her geçen gün ödenen bedellerle daha da belirginleşmekte ve gün yüzüne çıkmakta.
Dün Sivas katliamının zaman aşımına uğramasına göz yumanlar, Roboski’de halkın, çocukların güneşini savaş uçaklarıyla karartanlar, Rojava’yı, Ceylanpınar’ı akıllarının ucuna bile getirmeyenler ve Gezi’de diktatörlüğün eli, ayağı, kendisi olanlar bu gün Suriye’ye demokrasi götürecekleri iddiasında bulunmakta.
Evrensel'i Takip Et