Gezi'den Lice'ye halkların barışı örülecek
Barışın en güzel halklar arasında örülebileceğini göstermek amacıyla "Gezi'den Lice'ye gençlik barışa köprü oluyor" şiarıyla tura çıkmaya hazırlanan Barış İçin Gençlik Dayanışması, bu konudaki çalışmalarını son hızla sürdürüyor. 17 Eylül'de Gezi direnişinde yaşamını yitiren Mehmet Ayvalıtaş'ın ailesine yapılacak ziyaretin ardından Deniz Gezmiş Parkı'ndan başlayacak barış yolculuğu, Pozantı, Mersin, Diyarbakır duraklarında gerçekleştirilecek ziyaretler ve çeşitli etkinliklerin ardından, 21 Eylül'de Ankara'da Gezi direnişinde yaşamını yitirenlerin aileleri ile dayanışma amacıyla gerçekleşecek konsere katılım ile son bulacak. Yolculuğun hedeflerini ve programını, HDK Gençlik Meclisi'nden Can Memiş, SYKP Gençlik Meclisi üyesi Berfin Azdal ve Lambda İstanbul aktivisti İrem Güven anlattı.
Yolculuk fikrinin ortaya nasıl çıktığını aktaran Berfin Azdal, "31 Mayıs gecesi başlayan ve Haziran ayı başlarına yayılan Gezi direnişi, HDK Gençlik Meclisi olarak bu fikrin ne kadar doğru bir fikir olduğunu bir kez daha gösterdi. Bu, Öcalan'ın tasvir ettiği 'cinsiyet eşitlikçi ekolojik demokratik toplum paradigmasına' uygun toplum modeliydi. Biz esasında Gezi'de bunun ne kadar mümkün olduğunu, böyle bir dünya tahayyülünün hepimize ne kadar iyi geldiğini bir kez daha gördük ve bu bizi bu fikre iyice bağladı" diye aktardı.
'GEZİ DİRENİŞİYLE BİRLİKTE BİZE FARKLI BİR GÖREV DÜŞTÜ'
Gezi'deki heterojen yapının, farklı kurumların biraraya gelebiliyor olmasının, insanlar arasında empatinin gelişiyor olmasının, halkların birbiriyle daha farklı yollardan ilişkilenebiliyor olmasının gençlik olarak kendilerine farklı bir görev düştüğü fikrini oluşturduğunu belirten Azdal, "HDK gençliği olarak kendi aramızda da konuştuğumuzda çağrıcılık yapabileceğimiz kararını aldık. Fakat şunun da farkındaydık, artık toplumsal muhalefet ve toplumsal direnişin daha geniş bir tabana yayılabiliyor olması gerek. Daha fazla kabul edilebilir olması için farklı gruplar birbirinden güven alabiliyorlar. Bu direnişin heterojen yapısı esasında bizi halklar olarak daha fazla ve daha fazla bir yönde etkileştirebiliyor. Daha önce hiç bir araya gelmemiş kimi gruplar, inanç kesimleri, bazı sosyalist örgütler, feminist hareketler, LGBT hareketler yan yana gelebildi ve bu Haziran direnişini ortaya çıkardı" dedi.
'TOPLUMSAL BARIŞ HALKLARIN İÇİNDEN GELECEK'
"Kürdistan tarafına baktığımızda Kürdistan halkları canla başla savaşıyor, fakat özellikle son yıllarda Roboski'de başlayan ve iki halk arasında giderek derinleşen bir ruhsal kopukluk vardı" diyen Azdal, Gezi direnişinin bunu az da olsa telafi ettiğini ifade etti. Azdal, "Medeni Yıldırım öldürüldüğünde Kadıköy'de Yoğurtçu Forumu, Beşiktaş'ta Abbasağa Forumu sokaklara dökülebildi" diyerek, insanların belki de hayatlarında ilk defa bir Kürt genci için bu kadar yoğun bir şekilde ses verdiğinde bu projenin bir ihtiyaç olduğunu bir kez daha anladıklarını söyledi. "Sadece Türkiye tarafına tıkalı kalmayan, Türkiye halklarının Kürdistan halkları ile Türkiye halklarının ilişkisini ortaya çıkaracak, ilişkiyi kuvvetlendirecek, aslında toplumsal barışın devletler tarafından örülecek bir durum olmadığını, halkların tam da kendi içlerinden gelecek bir şey olduğunu göstermesi için gençler olarak yola çıkma kararı aldık" diyen Azdal, çok geniş bir gençlik çevresi ile yola çıkmaya hazırlandıklarını belirtti.
'BARIŞ ONURLU BİR BARIŞ OLSUN DİYE GENÇLERİN ATTIĞI BİR ADIM'
Bu durumun esasında gençliğin birarada olmaya birarada mücadele etmeye, birarada özgürleşebileceğine inancının göstergesi olduğuna işaret eden Azdal, "Projenin hedefi de esasında Kürdistan'da süren savaşta çok uzun süredir hayatını kaybetmiş bütün o gerillalar ile burada zorunlu askerlik yüzünden hayatını kaybetmiş Türkiyeli askerlerin ölümleriyle büyümüş, savaşın içine doğmuş 90 kuşağının, Gezi direnişinin gösterdiği gibi 'apolitik', 'dünya gerçekliğinden uzakta', 'halkların yaşadıklarından uzakta' olmadığını, aslında bu problemleri her zaman yüreklerinin tam da ortasında dert olarak taşıdıklarını ama bunu uygun ortamlarda dile getiremediklerini, politik atmosferde bir yer bulamadıklarını gözlemlemiştik" dedi. Azdal, Gezi'nin herkese bambaşka bir alan açtığını dile getirerek, "Artık Gezi'den sonra Türkiye halklarının Lice'deki bir gencin ölümüne duyarsız kalması imkansız. Artık halkların ve özellikle de gençlerin, 'biz savaş istemiyoruz, artık barış gelsin ama bu barış onurlu bir barış olsun, halklar kardeşleşsin ama en önemlisi de eşitlensin' diye attığı bir adımdır bu" diye konuştu.
'ÇOĞULCU ZİHNİYETİ YANSITMAK İSTEDİK'
HDK Gençlik Meclisi üyesi Can Memiş de turun ayrıntılarını paylaştı. HDK Gençlik Meclisi olarak yaptıkları çağrıya aynı zamanda HDK içerisinde de yer alan BDP, SYKP, Yeşiller ve Sol Gelecek, EMEP, SDP, SGD gençlik bileşenlerinin yanı sıra Lambda İstanbul, Demokratik Çerkes Hareketi, Laz Kültür Hareketi, Ermeni Gençliği, Alevi gençler, vicdani red, Anti-Kapitalist Müslümanlar ve kadın hareketlerinden de destek geldiğini paylaştı. Memiş, verilen bu geniş destekle Gezi direnişindeki çoğulcu zihniyeti yansıtan bir heyet oluşturacaklarını kaydetti.
TUR, DENİZ GEZMİŞ PARKI'NDAN BAŞLAYACAKA
Tura Gezi direnişinde yaşamını yitiren Mehmet Ayvalıtaş'ın 1 Mayıs Mahallesi'nde yaşayan ailesine yapılacak ziyaret sonrası mahallede bulunan Deniz Gezmiş Parkı'nda yapılacak açıklama ile başlayacaklarını aktaran Memiş, ilk duraklarının Kürt çocuklarına tecavüz skandalıyla gündeme gelen Pozantı Cezaevi olacağını belirtti. Memiş, burada yapacakları açıklama ile çocuk mahkumlara yönelik bu saldırıları kınayıp, hasta tutsaklara özgürlük talep ettikten sonra ulaşacakları Mersin'de Paris katliamında katledilen 3 Kürt kadın siyasetçiden gençlik mücadelesinde yer alan Leyla Şaylemez'in mezarını ziyaret edeceklerini söyledi. Oradan da Hatay'a gideceklerini paylaşan Memiş, "Hatay'da Abdullah Cömert, Ali İsmail Korkmaz ve Ahmet Atakan arkadaşlarımızın mezarını ziyaret edeceğiz. Sonra Diyarbakır'a doğru yola çıkacağız. Orada DTK'yi ziyaret edeceğiz. Koşuyolu Parkı'nda Türk İntikam Tugayı'nın yaptığı katliamları protesto edeceğiz" dedi.
Diyarbakır'da, gençlik heyeti ile bir buluşma gerçekleştireceklerini de aktaran Memiş, "Lice'de Medeni Yıldırım ve Ceylan Önkol'un ailesini ziyaret edeceğiz. Ankara'da ise Ethem Sarısülük'ün ailesini ziyaret edeceğiz. Mahir Çayan ve Deniz Gezmiş'in mezarlarına ziyaret yapacağız. Son olarak da Gezi şehit aileleri ile dayanışma amacıyla gerçekleşen bir konser etkinliğine katılıp turun finalini yapacağız" diye belirtti.
'KAPIYI AÇACAK OLAN GENÇLER'
Gezi direnişinin ortaya koyduğu en önemli şeyin sadece politik olan insanların değil, politik olmayan insanların da çok kitlesel bir şekilde direnişe destek vermesi ve içinde yer alması olduğuna dikkat çeken Lamda İstanbul aktivisti İrem Güven ise, "bunun pek çok insan için kendi ifadeleri ile hızlandırılmış demokrasi kursu gibi olduğunu" söyledi. Güven, kendilerinin de bu kursun en iyi öğrencileri olabileceklerini düşündüklerini belirtti.
Gezi de hiçbir zaman biraraya gelmeyen insanların birarada durabileceğinin görüldüğünü de kaydeden Güven, bunun bütün sorunların bir anda hallolduğu, milliyetçiliğin ortadan kalktığı anlamına gelmese de bir kapı araladığını vurguladı. Aralanan bu kapıyı ardına kadar açıp, yola devam edecek olanların sadece gençler olduğunu dile getiren Güven, "Yapmamız gereken hep beraber omuz omuza direniş alanlarını oluşturmak. Bunun mücadelecisi olmak" diyerek, gençleri mücadeleye çağırdı. (İstanbul/DİHA)
Evrensel'i Takip Et