İnsanca yaşam için greve hazırlanıyorlar
Geçmiş dönemlerde çeşitli hak arayışları içerisinde olan nakış işçileri, yeniden ayağa kalktı. İstanbul’da, hemen her işyerinde hakları için örgütlenmeye çalışan işçiler, uzun çalışma saatleri, cumartesi izni, sigorta ve ücretlerin yeniden düzenlenmesi talepleriyle nakış patronlarını masaya oturmaya çağırıyorlar.
Kendi aralarında oluşturdukları komitelerle sürekli işyerlerini gezen nakış işçileri, 1 Haziran Cumartesi günü yapacakları greve hazırlanıyor. Afiş ve bildiri gibi giderleri yine kendi aralarında oluşturdukları fondan karşılayan işçiler, Nakışçılar Derneği isimli İnternet sayfası üzerinden birbirleriyle sürekli haberleşiyorlar.
İşçilerin “Zaten yasal hakkımız” dediği hakları tanımayı düşünmeyen patronlar da boş durmuyor. Bazı patronlar cumartesi çalışmama kararını kabul ederken, kimi de işçilerin hak arayışına işten atarak cevap veriyor.
Altın, Şuvak, Eren nakış atölyelerinden işçiler, gazetemiz aracılığıyla, patronların yıldırma çabalarına karşı “birlik” çağrısı yaptılar: “Çalıştıracak işçi bulamazlarsa, patronların bu talepleri kabul etmeleri kaçınılmaz.”
Nakış işçilerinin bir günü nasıl geçiyor, anlatabilir misiniz?
Ali Teymur: Nakış işçisi sabah saat yedide kalkar, saat sekizde işbaşı yapar. Gececi çalışan arkadaşımız bize makinedeki modeli tarif eder. İş başladığı andan itibaren çok acil değilse telefonla konuşmak yasaktır. Yan yana çalıştığımız arkadaşlarla konuşmak bile yasak. Saat birde yemek molası. Bu mola 1 saattir, genelde bazı işyerleri yemeği kendileri iş yerinde yapar, ama çoğunluğu tabldot verir. 15 dakika çay molası derken akşam saat yedide paydos yapıp, sabah gececilerden aldığımız işi, tekrar modeli onlara tarif ederek bırakıyoruz. Bu böyle pazar günü hariç 6 günlük yorucu bir maratonla devam ediyor.
Nakışta kadın işçiler de var mı? Birlikte çalıştığınız nakış işçisi kadınlar, grev konusunda neler düşünüyor?
Semih Ülki: Nakış sektöründe makineci kadın sayısı çok azdır. Genelde kadın arkadaşlar kalite kontrol yaparlar. Benim çalıştığı Şuvak Nakış’ta iki kadın çalışıyor. Biri muhasebeci diğeri de yemek yapıyor. Süreci onlar da biliyor, destek vereceklerdir diye düşünüyorum.
Ali Teymur: En fazla kadın benim çalıştığım Altın Nakış’ta, 25 kişinin 5’i kadın. Onlar da durumdan şikayetçiler. Yalnız kadın işçiler gece mesaisine bırakılmaz, sadece gündüz mesaisinde çalışır. İşyerinde konuştuğum kadın erkek hemen her işçi arkadaş 1 Haziranda orada olacağını söylüyor. Katılmayacaklar bellidir, onlar da patrona en yakın olan kişiler.
Aileleriniz sizleri destekliyor mu?
Semih Ülki: Ben ve buradaki arkadaşlarım evli değiliz ama mesela annem benim çok zor şartlarda çalıştığımı biliyor. Gece çalışmama da karşı olduğu için bana desteği çok büyük. Öncelikle nakış işçilerinin gelmesi önemli tabii ama eşleri, kardeşleri, çocukları, babaları, akrabaları çok sayıda insanın geleceğine inanıyorum.
Talepleriniz nakış patronları tarafından kabul edilmezse ne yapacaksınız?
Murat Teymur: Muhakkak kabul edilecek, başka yolu yok! Eğer biz nakış işçileri birliğimizi dağıtmazsak kabul edeceklerinden eminim. Çalıştıracak işçi bulamazlarsa, patronların bu talepleri kabul etmeleri kaçınılmaz.
Semih Ülki: 4 aydır Şuvak Nakış’ta çalışıyorum. Bu süre içinde sigortamın olmaması beni rahatsız etse de patronum bana ve diğer arkadaşlarıma iyi davrandığından bunu hoş görebiliyorum. Patronum bana samimi bir şekilde sigortamı şimdi yapmayacağını, ama daha sonra açığı kapatacağını söyledi. Bana “Borçlarım var, beni idare etmeni isterim” dedi. Bütün işçi arkadaşlar bu talepleri patronlara kabul ettirdiğinde benim patronum da kabul edecektir. Ama her şeyden önce bu hakların tek teminatı nakış işçilerinin birliğidir.
Ali Teymur: Her nakış patronu kendi işçisine “Bütün firmalar bu istediğin talepleri karşılarsa biz de karşılayacağız’ diyor. Aslında bu bir tür oyalama taktiği. Bu ayak oyunlarına karşı bizler bundan sonra patronlar kabul etse de etmese de, cumartesi günleri makineleri çalıştırmayarak hukuki mesai saatlerinin dışına çıkmayacağız. Biz makineleri kapatırsak kaybeden patronlar olur. Düşünün zamanımız olmadığı için bu güne kadar kendi haklarımızın mücadelesini dahi veremiyoruz. Patronların bizim taleplerimizi kabul etmemesinin sadece tek bir nedeni olabilir; birliğimizin bozulması. Buna da izin vermeyeceğiz. Öncelikle 1 Hazirana kitlesel katılım sağlayacağız
Nakış işçileri olarak diğer işçilerden beklentiniz nelerdir?
Biz nakış işçileri kendi gücümüze güveniyoruz. Sendikaların da artık bu duruma sessiz kalmamasını istiyoruz. Nakış işçileri 1 Haziranda talepleriyle sokakta olacak. Bu taleplerin hayat bulması için elimizden ne geliyorsa yapacağız. Artık kaybedecek hiçbir şeyimiz kalmadı.
ASTIM, VARİS, BEL FITIĞI, UYKU DÜZENSİZLİĞİ…
Nakış işçilerinde en sık rastlanan hastalıklar nelerdir? Sizin herhangi bir rahatsızlığınız var mı?
Feyyaz Umanç: Her meslekte olduğu gibi nakış sektöründe de çeşitli hastalıklar mevcuttur. Uyku bozukluğu bunların başında gelir, çünkü uzun çalışma saatleri, dinlenmeye zaman bulamamamız bu hastalığı tetikliyor. Yine uzun çalışma saatleri yüzünden ve ayakta iş yaptığımız için -hiç durmadan 10 saat ayakta çalışıyoruz ve eğilip kalkıyoruz- bel fıtığı kaçınılmaz olarak yakamıza yapışıyor. Ayrıca varis de yine bu hastalıkların başında gelir. Sprey makinesi diye bir makinenin çıkardığı toz ve koku, astım hastalığına neden oluyor. Yine çalışma saatlerinin düzensizliği yeme içmede de düzensizliği ve iştahsızlığı beraberinde getiriyor. Aramızda bu hastalıklara maruz kalan birçok nakış işçisi arkadaşımız var. Nakış işinde 2 yıla yakındır çalışıyorum, benim şu an bir hastalığım yok ama şu an yanımda olan arkadaşlarımın astım, varis, bel fıtığı, uyku düzensizliği, yeme içme sorunu mevcut.
Murat Teymur: Her şeyden önce iş güvencesi yok. Daha önce Star Tekstil’de çalıştım, kardeşim Ali ile aynı işyerindeydik, kardeşim 4 ay çalıştı, bir gün patron iş olmadığı gerekçesiyle kardeşimi işten çıkardı. Kardeşim sigortasız, senelik izinsiz, ücretsiz çalıştırıldı. Aynı işyerinde çalışırken ben de rahatsızlanmıştım, sağlık sorunum nedeniyle 14 günlük rapor almıştım, rapora rağmen bu süre içindeki paramı vermediler. Senelik iznim olarak bile görmediler. Şu anda Eren Nakış’ta çalışıyorum. Yılda 50 TL zam veriyorlar. Hasta olduğumuzda gelmediğimiz günleri maaşımızdan kesiyorlar. Raporlu olsan da kesiliyor, zaten raporun yoksa izin gibi bir talebin olamaz.
FAZLA MESAİDEN 5 KAT FAZLA!
Avukat Celal Karadağ, nakış işçilerinin yasal çalışma sürelerinin kat be kat üstünde çalıştırıldığını, bu çalışmanın karşılığını ise alamadıklarını belirtiyor. Av. Karadağ’ın işçilerin yasal çalışma sürelerine ilişkin verdiği bilgiler şöyle: Bir işçi günlük en az 12 saat, haftalık ise ortalama 72 saat çalıştırılıyor. Oysa İş Kanunu’nda haftalık çalışma süresi 45 saat ile sınırlandırılmıştır. Ayrıca günlük çalışma süresine de sınırlama getirilmiştir. Kanuna göre işçiler fazla mesailerle birlikte günde en fazla 11 saat çalıştırılabilir. Nakış işçileri ise bu yasal çalışma süresinden haftalık 27 saat daha fazla çalıştırılıyorlar. Bu, 1 yılda 1350 saat fazla çalışmaya tekabül etmektedir. Bu durumda işçiler, bir yılda yasal fazla mesai yapma sınırı olan 270 saatten 5 kat daha fazla çalışmaktalar ve bu fazla çalışmanın ücreti patronlar tarafından işçilere ödenmemektedir. Bunun adı açıkça hak gaspıdır.
İşçiler maaş/ücret bordrolarında fazla mesai sütununda kaç saat yazdığına dikkat etmelidir. Çünkü işverenler fazla mesaiyi resmi evraklarda 270 saati aşmamış gibi gösteriyor. Eğer maaş/ücret bordrolarında fazla mesai saati gerçeği yansıtmıyorsa işçilerin bordroyu imzalama zorunluluğu yoktur.
NAKIŞ İŞÇİSİ NE İSTİYOR?
* Yasal çalışma süresinin dışına çıkılmaması
* Cumartesi günleri gece mesaisinin kaldırılması
* Sigortasız çalışmanın sonlandırılması
* Her yılbaşında zam ve fazla mesailere yüzde 100 zam yapılması
* Kaçak yabancı işçi çalıştırmaya son verilmesi
İŞTEN ATMAYA SERT TEPKİ
İşçilerin grev hazırlığı nakış patronlarını rahatsız etti. Nakış sektörürün önde gelen fabrikalarından Ebru Nakış’ta 2 işçi işten atıldı. İşçiler, buna 1 saat iş bırakarak cevap verdi.
Nakış işçilerinin işyeri işyeri greve hazırlanmasının patronları rahatsız ettiği ve işten atmalar yaşanacağı bir süredir işçiler arasında konuşuluyordu. Grev hazırlıklarının sürdüğü ve nakış işçilerinin önem verdiği fabrikalardan olan Ebru Nakış’ta dün sabah Nedim Demir ve Harun Buyruk isimli işçiler işten atıldı. Bunun üzerine tüm işçiler iş bıraktı. İş bırakma üzerine Patron Hasan Öner, 5 işçiyle görüşmek istediğini işçilere bildirdi. İşçiler bunu kabul etmeyince Öner, 7 işçiyle görüşeceğini bildirdi. Bu da kabul edilmeyince patron işçilerin yanına gelmek zorunda kaldı. İşçilerle görüşen Patron Öner, 1 Haziranda işçilerin greve katılmasına engel olmayacağını söyledi. Çalışma saatlerini 8 saate indireceğini açıklayan patronun teklifini işçiler geri çevirdi. Bu defa da tek vardiya sistemine geçeceğini söyleyen patronun teklifini işçiler yine kabul etmedi. Bunun üzerine patron 4 Haziranda nakış patronlarıyla toplantı yapacaklarını ve orada alınan karara göre hareket edeceğini açıkladı.
Bu arada işten atılan işçiler ve Avukat Celal Karadağ patronla ayrı bir görüşme yaptı. Patronun burada, işçilerin tazminatlarını ödeyeceğini, işçilerin ödenen tazminata göre dava açıp açmamaya karar vermesini istediğini söyledi. (İstanbul/EVRENSEL)