Çocuklar kızamığın pençesinde

Ağustos dahil 2013 vaka sayısı 6 bin 983. Türkiye’de 20 aydır kesintisiz kızamık görülüyor. Okulların kapanması ile sönmesi beklenen salgın maalesef azalmadı. Çocukların sıklıkla yakalandığı kızamık vakalarının okulların açılmasıyla birlikte yeniden  artması endişesi taşınıyor.

Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre Türkiye kızamık vakalarında dünyada üçüncü, Avrupa’da ise birinci sırada yer alıyor. Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölgesinde yer alan Türkiye, Avrupa Bölgesi için belirlenmiş hedefler doğrultusunda 2015 yılına dek kızamık hastalığının sıklığını azaltmaya yönelik çalışmaları yürütmekle yükümlü. Fakat vaka sayısındaki artış bakanlığın aldığı önlemlerin yetersiz olduğunu gösteriyor.

Geçen yıl kızamık vakalarının yaygınlaşması üzerine Sağlık ve Milli Eğitim bakanlıkları alarma geçmişti. Anasınıflarında eğitim alan çocuklara bir doz kızamık-kızamıkçık-kabakulak aşısı yapılmıştı.

SORUN AİLE HEKİMLİĞİ Mİ?

Sağlık Bakanlığı Aile Hekimliği uygulamasına geçişle birlikte kızamıkla  mücadele stratejisini değiştirdi.

Bağışıklama hizmetleri başvuruya dayalı hale getirilmişti. Bu değişimin bağışıklama hizmetlerini zaafa uğratacağı, kızamık gibi aşı ile önlenebilir hastalıkların sorun olabileceği Türk Tabipler Birliği (TTB) tarafından öngörülmüştü. Şimdi, “TTB haklı mı çıktı?​” sorusu gündemde.

SURİYE ENDİŞESİ

Dünya Sağlık Örgütü, Haziran ayında Suriye ve komşu ülkelerde hava sıcaklığının artmasıyla salgın hastalık riskinin ortaya çıktığı uyarısında bulunmuştu.

Örgüt tarafından yapılan açıklamada, iç savaşın yaşandığı Suriye’de sağlık sisteminin düzgün işlemediği ve özellikle hepatit, tifo, kolera ve dizanteri gibi suyla bulaşan hastalıkların yayılmasının kaçınılmaz olduğu belirtilmişti. İshal ve Hepatit A vakalarının Ocak ayından bu yana 2 kat arttığına işaret eden örgüt, aşı kampanyaları yürütülemediği için ülkede kızamık salgınlarının da başladığını ifade etmişti.

Kızamık vakalarındaki artış, “Suriyeli mültecilerin Türkiye’ye girmesinin ardından arttı” iddialarını da beraberinde getirdi. Bakanlık yetkilileri bu  iddiaları doğrulamıyor. Mültecilerin sınırdan girdikleri andan itibaren gerekli aşıların yapıldığı söyleniyor. Kızamık virüsünün Romanya’dan İstanbul’a gelen bir müzik grubu tarafından taşındığı bilgisi de iddialar arasında yer alıyor.

SAĞLIKTAKİ DÖNÜŞÜM OLUMSUZ ETKİLEDİ

Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Muzaffer Eskiocak: Kızamık aşısız dönemde 2-3 yılda bir salgın yapan bir hastalıktır. Aşılama kapsamı arttıkça salgınların arası uzar. Salgını önlemek için ülke coğrafyasının tümünde, tüm topluluklarda yüzde 95 ve üstü bir aşılama oranı sağlanmalı ve sürdürülmelidir. Bu yalnızca kişileri değil, toplumu da bağışık kılar. Bağışıklama hizmetleri sağlıktaki dönüşümden olumsuz etkilendi ve toplumu koruyamamaya başladı. Başvuranlar aşılandı. Başvurmayanlardan aile hekimlerinin listelerine kayıtlı olanlar Aile Sağlığı Merkezi çalışanlarınca arandı, aşılarını yaptırmak üzere başvurmaları istendi, kimileri geldi aşılandı, kimileri- büyüklüğünü bilemediğimizi bir kesim, olasılıkla sayıca az bir kesim gelmedi aşılanmadı.

TTB: OKULLARDA ARTIŞ OLABİLİR

Türk Tabipleri Birliği 10 Eylül’de yaptığı açıklamayla kızamık vakalarına karşı uyarılarda bulunmuştu. Okullar açıldığında temas oranının artacağından dolayı kızamık tanı ve temaslı olgu sayılarının artacağını söyleyen TTB “Salgınla mücadelede bütün kurumlar seferber edilerek etkin bir mücadele yürütülmelidir. Kızamık Bilim Kurulu kararlarının uygulanmasının halka duyurulması konusunda etkin çaba gösterilmelidir” demişti.  

BİLİM KURULU ÖNERİLERİ

* Aşılama yaşı 9 aya, kimi yerlerde 6 aya çekilmeli
* Eksik aşılıların aşılanması, kimi kuşakları aşılama kararı alınması gerekli
* Toplum Sağlığı Merkezleri ve Aile Sağlığı Merkezlerinde kızamık içeren bir aşı (Kızamık Kızamıkçık Kabakulak, ya da yalnızca Kızamık) ile aşı yapılması çağrısına uymalı. (İstanbul/EVRENSEL)