Üniversitede grev de suç
Üniversitelerde görev yapan akademisyenler üzerinde ki baskı hiç azalmazken, yaşanan her şey ise soruşturmalar için bahane olarak kullanılıyor. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi, KESK’in 4–5 Haziran’da, Gezi Parkı olayları nedeniyle de çıktığı greve katıldığı için, 11 öğretim görevlisine so
SORUŞTURMALAR GERİ ÇEKİLSİN
Basın açıklamasını okuyan Eğitim-Sen 6 no’lu Üniversiteler Şubesi Başkanı İsmet Akça, Kamu görevlilerinin üyesi oldukları sendikaların aldığı karar doğrultusunda toplu eylem hakkının insan hakları sözleşmeleri, Anayasa, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve idari yargı kararları ile kesin biçimde tanındığını belirtirken, Soruşturma açılan Akademisyenlerinin katıldığı grevin suç değil, sendikal ve demokratik hak olduğunu ifade etti. Akça grevlerini yasadışı ilan eden Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Yusuf Devran’ın insan hakları sözleşmeleri ve Anayasayı hiçe saydığını belirtti.
AKADEMİDE CADI AVI
4–5 Haziran’da gerçekleşen grevin amaçlarından birinin de gezi parkı olayları nedeniyle ülkenin her yerinde devam eden polis şiddetini protesto etmek olduğunu belirten Akça, Aynı greve katılan Tunceli Üniversitesi’nden dört akademisyen, polis şiddetini eleştirdiği için hakkında soruşturma açılan Uludağ Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Timuçin Köprülü gibi Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde görev yapan 11 akademisyenin de, Gezi süreci sonrası Akademide başlatılan Cadı avının kurbanı haline getirilmek istendiğini vurguladı. Akça, Soruşturmaların bir an önce geri çekilmesi gerektiğini belirten Akça, aynı zamanda Dekan Devran’ı, soruşturma mekanizmasını akademisyenler üzerinde bir psikolojik şiddet aracı olarak kullanmaktan vazgeçmeye çağırdı.
EĞİTİM-SEN’in “Akademinin özgürlüğü bizim özgürlüğümüz” başlığı ile başlattığı imza kampanyasına ise her alandan binlerce insan destek verdi. Yurtdışından 24 ülke ve 123 üniversiteden 173 akademisyen, Türkiye’de ki 83 üniversiteden 616 akademisyen ve birçok meslek grubundan toplam 1.431 kişi metni imzalayarak kampanyaya destek verdi. Kampanyaya Akademi, Medya, Sanat ve Siyaset dünyasından birçok tanıdık isim destek verdi. Dünyaca ünlü dilbilimci Noam Chomsky, feminist düşünürler Judith Butler ve Nancy Fraser ile birlikte akademisyen Baskın Oran, Ahmet İnsel, Füsun Üstel, Yasemin İnceoğlu, Ferhat Kentel, Fatmagül Berktay, Tahsin Yeşildere, Gençay Gürsoy, Onur Hamzaoğlu ve Sevda Alankuş da imzacılar arasında yer aldı. Milletvekilleri Ertuğrul Kürkçü, Sebahat Tuncel, Sırrı Süreyya Önder, Levent Tüzel ve DİSK genel sekreteri Arzu Çerkezoğlu’da imza metnine destek verenlerden. Gazetecilerden ise; Ahmet Şık, Bağış Erten, Banu Güven, Ezgi Başaran, Hayko Bağdat, Musa Ağacık, Nedim Şener, Nuray Mert ve Ragıp Duran metni imzalayarak Akademide yaşanan baskılara dikkat çekenlerden oldular. Araştırmacı-yazar İsmail Beşikçi; yazar Ahmet Ümit, Emrah Serbes, Murat Uyurkulak, Necmiye Alpay ve Yiğit Bener; senarist ve oyuncu Ercan Kesal; şair Orhan Alkaya ise metni sanat dünyasından imzalayan isimlerden öne çıkanlar. (İstanbul/EVRENSEL)