Amirim bunlar çoğalıyor

BİR BAŞKA ÜNİVERSİTE ÇALIŞTAYI!

Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) üniversite çalıştayı düzenledi. Düzenlenen bu çalıştaya; 10 büyük kentin güvenlik şubelerinde görev yapan polis müdürlerinin yanı sıra, EGM İstihbarat Dairesi ile Terörle Mücadele Dairesi’nden yetkililer katıldı. Üniversite adlı bir çalıştay düzenlemelerine rağmen, bırakalım üniversite bileşenlerini (öğrenci, akademisyen, üniversite çalışanı) rektörleri dahi çağırmamışlar. Yanlış anlaşılmasın bu toplantıya rektörler veya öğrenciler katılsaydı da bir meşruiyeti olmayacaktı. Oradan gerçekten üniversitenin sorunlarına derman olacak bir karar çıkmayacaktı.

DEMOKRATİK ÜNİVERSİTE BİZİM ELLERİMİZDE

Öğrenciler kendi geleceklerini başkalarının eline bırakmamakta kararlı. Parklardan kampüslere taşıdıkları forumların bunun için önemli bir fırsat olduğunun bilincindeler. Üniversiteyi oluşturan tüm bileşenlerin (Bu hızla giderse yakında polisler de bunlardan biri olacak!) üniversite yönetiminde söz sahibi olduğu demokratik bir üniversite istiyorlar. Polislerin üniversitede kendilerinin güvenliğini sağlamak için bulunmadığının farkındalar.

HİÇ GÖRDÜNÜZ MÜ?

Yapılan toplantıda öğrencilerin kampüslerden toplu çıkış yapmalarına izin verilmemesi kararı alınmış. Öğrencileri tek tek yakalayıp haklarından gelmek daha kolay olduğu için bu kararı aldılar herhalde. Ali İsmail Korkmaz’a yaptıklarını tekrarlamak için. Ayrıca öğrencilerden istediklerini kendileri yapmıyorlar. Siz hiçbir öğrenci kitlesinin karşısına tek başına dikilmiş bir polis gördünüz mü?

ÖRGÜTLENME ZAMANI!

Güvenlikçi paradigma her daim insanların bir araya gelmesinden korkmuş ve bunu engellemeye çalışmıştır. Ancak öğrenciler yan yana gelmeleri gerektiğini, birlikte tartışıp üretmeleri gerektiğini Gezi sürecinde görmüşlerdir. Ortak talepler etrafında toplandıklarında ne kadar büyük bir kitle olduklarının ve karşısında hiçbir gücün duramayacağının deneyimini Haziran direnişinde tatmışlardır. Karşılarında örgütlü, yek vücut halinde duran üniversite ve ülke idaresine karşı yapmaya çalıştıkları, onların sahip olduğu örgütlülük düzeyine çıkmaktır!

KİMİN EMNİYETİ?

EGM uzun zamandır öğrenciler için seferber olmuş durumda. Biliyorsunuz önce öğrencileri ‘terör örgütleri’nden korumak için bir video hazırladı ve tüm televizyon kanallarında bu video gösterildi. Sonra üniversite öğrencilerinin ailelerine mesajlar göndererek çocuklarının ‘kötü yol’a düşmesinin önüne geçmeye çalıştı. Bu da yetmedi, üniversite kayıt dönemlerinde tüm üniversitelerde stant açtı. Bilumum materyal çıkartıp dağıttı. Hepsi ne içindi. ‘Halk için hizmet, adalet için emniyet’!

#DİRENSTANT

Öğrenciler de stant açmaya çalıştı. Çalıştı diyoruz çünkü birçok üniversitede engellerle karşılaştılar. Kimi yerde özel güvenlikler rektörlere kendilerini kanıtlamaya çalışırcasına saldırdılar öğrencilere. Kimi yerde ise öğrencisi olduğu üniversiteye sokmadılar insanları. Cemaatlerin yurt maskesi altında açtığı stantlar yine görmezden gelindi. Ücretsiz dağıttıkları malzemelerin paralarının nasıl bulunduğunu sormak kimsenin aklına gelmedi. Ama ne olursa olsun, üniversitede masalar dahi tükense stant açmaya devam edeceğiz.

SİYASETİN DİNDAR VE KİNDAR HALİ

AKP’nin siyaset akademilerini bilmeyen yoktur. Hani şu dereceye girenlere şaşaalı törenlerle hediyeler dağıttıkları akademiler. Yeni kayıt döneminde ilanları koca koca bilboardlara verilen, başbakanın her gençlik toplantısında öve öve bitiremediği akademiler. Başbakan akademinin her başlangıç gününde kürsüye çıkıp naralar atıyor. Gençliği siyasete çağırıyor. Ülke siyasetine müdahale etmelerini istiyor. Tabi dindar ve kindar olmalarını istiyor. Sonra da icraatlarıyla övünüyor. “Seçilme yaşını 30’dan 25’e indirdik, şimdi de 18’e indireceğiz.” diye.

SOKAKLAR ŞİMDİ BİR BAŞKA

Başbakan siyasetin kendi fikirleri dışında yapılması halinde çok sinirleniyor. Büşra Ersanlı örneğinde olduğu gibi akademi hocalarını tutukluyor. Eğer birileri özellikle de gençler hakkını almak için sokaklara çıktıysa mutlaka onları kullanan birileri vardır. Öyle ya yedikleri önünde yemedikleri arkasında. Allah’tan daha ne istiyorlar. Demokrasi ve özgürlük de neymiş. Onlar karın mı doyuruyor! Ama başbakan korkulu rüyalar görmeye devam edecek. Cin şişeden çıktı bir kere. Gençler sokakların, meydanların tadına vardı bir kere.