Demokrasi de bir yol
Hükümetin yollara ilişkin epeyce açıklamasını okuduk ve dinledik. En dikkat çekicileri deprem için ayrılan bütçenin duble yolların yapımında harcanmasıydı. O zaman bir kez daha öğrendik ki sermaye hükümetlerinde her yol yolsuzluğa çıkıyor.
Hükümetin yollara ilişkin epeyce açıklamasını okuduk ve dinledik. En dikkat çekicileri deprem için ayrılan bütçenin duble yolların yapımında harcanmasıydı. O zaman bir kez daha öğrendik ki sermaye hükümetlerinde her yol yolsuzluğa çıkıyor. Hükümetin ODTÜ’den yol geçecek inadı ise yoldan rant elde etmenin sınırlarını zorlayacak cinsten. Çünkü AKP hükümetinin hesabı Gezi’nin intikamını almak, ODTÜ’den geçen yol üzerinden haziran halk direnişinde sokağa çıkan yüzbinlerle parça parça hesaplaşmaktır.
ODTÜ, Türkiye’nin en büyük üniversitelerinden biri olmakla birlikte köklü bir mücadele ve (diğer üniversitelerin durumu göz önünde bulundurulduğunda) önemli bir demokrasi geleneğine sahiptir. Gezi Parkı etrafında yayılan mücadelenin en önemli taleplerinden biri demokrasi talebiydi. Hükümetin savaş açıp genişlettiği cephenin kendisi de demokrasi ve demokratik haklar. ODTÜ’den geçecek yola, İTÜ’de rektöre, İ.Ü’de kapıların ne zaman açılıp kapanacağına karar veren hükümet, demokratik üniversite anlayışına kendisinden önceki hükümetleri aratır bir saldırganlıkla savaş açmıştır.
TALEPLER ORTADA DURUYOR
AKP’nin üniversitelere yaklaşımı bu çerçeve içinde düşünüldüğünde oldukça basit ve açıktır. Herhangi bir ilköğretim okulunda 1. sınıf öğrencilerinin ve öğretmenlerinin yönetmelikler karşısında gösterdiği tavrı beklemektedir sadece. Her söyleneni kabul eden, kendi doğruları olmayan, politika yapmayan, müfredatlarının belirlenmesinde söz sahibi olmayan bir okul.
Üniversitelerde demokrasi problemi öyle bir hal aldı ki, üniversiteyi işlemez, üretemez duruma getirdi. Ama hükümet bu posizyonunu da beğenmiyor olmalı ki, polisin üniversiteye girmesinden tutalım da öğrencilerin üniversite içinde afiş ve stant açmasını engellemeye varan yeni demokratik(!) uygulamalar getiriyor. ODTÜ’den geçen yol için “Ağaç istiyorsanız ormana gidin.” diyen hükümet, anadilini isteyen gençlere ne diyecek? Yıllardır ne dediyse onu mu?
Milyonlarca insan gezi direnişiyle hükümete bir demokrasi dersi verdi. Dolayısıyla dünkü gibi zaten filliyatta var olan bazı hakların demokrasi paketi içerisinde ilan edilmesi hükümeti kurtarmayacaktır. Türkiye’de yaşayan milyonlarca gencin, emekçinin acil karşılanması gereken demokratik talepleri ortada durmaktadır.
Okulların açılmasıyla mahalle ve ilçelerden okullara yayılan forumlar, üniversiteler içerisindeki demokrasi mücadelesi veren tüm güçleri bir araya getirmenin vesilesi olurken, demokratik üniversite mücadelesini yükseltmenin de en önemli dayanaklarından birini oluşturacaktır. Bugün Hükümetin ve yönetmeliklerin aksine üniversiteyi kendimiz yönetmek, tüm öğrencilerle tartışarak karar almak için forumları sınıflara kadar indirmek, demokratik temsiliyeti sağlamak, kol- kulüp-ÖTK-asistan ve öğretim görevlilerinin sendika ve birliklerini dahil ederek ilerlemek, asgari demokratik bir program etrafında kapsayıcı bir birlik kurmak üniversite gençliğinin en önemli görevlerinden biri olarak önünde duruyor. Sermaye hükümeti AKP’nin hangi paketi açıklayacağı veya söylediklerini yutup yutmayacağı, bu mücadelenin örgütlenip, örgütlenmemesine bağlıdır.
Aksi taktirde burjuvazinin ve onun diktatörlüğünün temsilcisi olan AKP halkların, işçi sınıfının ve gençliğin mücadelesinin geri düştüğü her anda bu yüzünü açıkça göstermekten kaçınmayacaktır.