25 Eylül 2013 22:09

Toplumda kadına biçilen rol

Türkiye’de ve Dünya’da birçok kadın fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kalıyor. Kadınlık saklanılıyor, kadın olan ötekileştiriliyor. Öte yandan kapitalizm kadını sadece cinsel bir objeye dönüştürmeye çalışıyor. Kadın bilimden, sanattan uzaklaştırılıp eve hapsediliyor. Elbette bunun tek sebebi kapitalizm değil. İçinde bulunduğumuz toplumun değer yargılarının kadından yana olmadığını rahatlıkla görebiliriz. Peki, nedir bunun sebebi?

Toplumda kadına biçilen rol
Paylaş

Berfin Özer

Türkiye’de ve Dünya’da birçok kadın fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kalıyor. Kadınlık saklanılıyor, kadın olan ötekileştiriliyor. Öte yandan kapitalizm kadını sadece cinsel bir objeye dönüştürmeye çalışıyor. Kadın bilimden, sanattan uzaklaştırılıp eve hapsediliyor. Elbette bunun tek sebebi kapitalizm değil. İçinde bulunduğumuz toplumun değer yargılarının kadından yana olmadığını rahatlıkla görebiliriz. Peki, nedir bunun sebebi?

Toplumun benimsediği din, değer yargılarını ve kadının yerini büyük ölçüde belirler. Dolayısıyla tarihin akışıyla birlikte değişen dinler, çok farklı toplum yapılarının oluşmasına neden olur.

LİLİTH

Birçok Musevi kaynağında adı geçen Lilith, yaratılış hikâyesine göre Adem’in ilk eşidir. Onunla eşit olduğunu söyler ve Adem ile birlikte olmayı reddeder. Adem zor kullanmak istediğinde ise kaçar.

Hikâyenin devamında Lilith cinlerin kralı ile ilişkiye girer ve yüz çocuğu olur. Adem ise cennette yalnız kaldığı için tanrıdan Lilith’i geri ister. Tanrı üç meleğini geri dönmesi için Lilith’e gönderir. Lilith geri dönmeyi reddeder. Bunun üzerine melekler, gelmediği takdirde her gün bir çocuğunu öldüreceğini söylerler ve yaparlar da. Tanrı da Adem uyurken kaburga kemiğinden Havva’yı yaratır. Havva onun bir parçasından yaratıldığı için Adem kolayca üstünlüğünü koyar ortaya.

Lilith erkek egemen sisteme başkaldırmış, büyük bir direniş sergilemiştir. Ama bu direniş onun suçlu gösterilmesine ve bir şeytan olarak anılmasına sebep olmuştur. Buradaki en önemli nokta da Adem’in üstünlüğünü ilan etmesinin tanrı tarafından normal karşılanması ve Lilith geri dönmediği için onu cezalandırmasıdır. Mutlak adalete sahip olan bir tanrı nasıl cinsiyetçilik yapabilir!

KADIN SADECE HİZMET EDER!

İslam dininde ise kadın sadece erkeğe hizmet etmek için yaratılmış bir varlık olarak görülür. Bu durum aşağıdaki hadislerde açıkça belirtilmiştir:

‘Kulun kula secde etmesi caiz olsaydı kadınların kocalarına secde etmelerini emrederdim.’

‘Bir koca karısını yatağına çağırır karısı da gelmezse, sabaha kadar ona melekler lanet eder.’

‘Kadın, evinize istemediğiniz bir kimseyi sokarsa, onu yola getirmek üzere -başka çare kalmadığında- hafifçe dövebilirsiniz.’

Kadın sadece hizmet etmelidir, boyun eğmelidir, hiçbir şekilde şikâyet etmemelidir. Kimse tahrik olmasın diye kendini saklamalı, hapsetmelidir. Uğradığı her saldırıdan kadın sorumludur. Dayak yemiştir, çünkü babasına/kocasına cevap vermiştir. Tecavüze uğramıştır çünkü açık giyinmiştir.

AKP ve KADIN POLİTİKALARI

Gelelim AKP’nin kadına bakışına. Her fırsatta kadınlar başımızın tacıdır diyen AKP iktidarı döneminde kadın cinayetleri yüzde 1400 artış göstermiştir. Kadınlara verilecek tek özgürlük devlet dairelerinde türbanın serbest olması olarak görülmüştür! Bu iktidar kadını eve hapsetmek için elinden geleni yapmıştır. 2009 yılında, devlet bakanı olan Mehmet Şimşek; ‘Kadınlar iş aradığı için işsizlik çoğalıyor.’ açıklamasını yapıp, kadının sadece evde oturmasını ve çocuk yapmasını beklediklerini bu sözleriyle kanıtlamıştır. Hükümet kadını her geçen gün sosyal yaşamdan uzaklaştırmıştır.

Bu durumu düzeltmek her zamanki gibi yine biz kadınlara düşüyor. Yapılan bu oyunlara gelmemeli, her alanda haklarımızı savunmalıyız. En önemlisi bunu yaparken kendimizi özgürleştirmek adına kapitalizmin esiri olmamalıyız.

Artık kadınlar, kendisine ikinci sınıf insan muamelesi yapan, kendisini düzenin isteklerine boyun eğen, edilgen bir yaratık olarak görmek isteyen sisteme ve onun pis, kokuşmuş çürüyen düzenine karşı başkaldırmalı ve şöyle haykırmalıdır: Kadınlar artık susmayacaklar.


TANRI VE TANRIÇALAR YAN YANA

İlk çağlarda kadına duyulan saygı tanrıçalarla ifade edilmiştir. Yunan, Roma, Mısır ve Mezopotamya bölgelerindeki inanışlarda kadının yeri büyüktür. Tanrılar meclisinde tanrılar ve tanrıçalar beraber tasvir edilmiştir. Mezopotamya bölgesinde bulunan tabletlerde kadınlar sosyal hayatta gösterilmiştir. Örneğin 2800 yıllık bir müzik aleti olan ve bugün yalnızca erkeklerin çaldığı   ‘pik’ adı verilen çalgıyı çalan kadın figürleri olan tabletler bulunmuştur. Ama ahir dinler de denilen üç büyük dinin ortaya çıkmasıyla kadın ötekileştirilmiştir.

ÖNCEKİ HABER

Değişimin öznesi olmalıyız

SONRAKİ HABER

Gülsuyu\'da neler oluyor?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa