Kadınlar özgür, dünya güzel

Açelya Akgül / Tuğçe Bostancı

Yeni eğitim-öğretim yılının başlamasıyla yurtlar yeniden öğrencilerin en önemli meselesi haline geldi. Barınmanın ücretsiz olması gerekirken, üstüne para ödettirilen bir sistemde öğrenci olmak ne kadar zor. Üstüne kadın olmak eklenince işimiz daha da zorlaşıyor.
Cinsiyet ayrımcılığını yaşamın her alanında olduğu gibi KYK yurtlarında da gözlemlemek mümkün. Son dönemde yurtlarımızın haremlik selamlık olmasıyla birlikte, bu yurtlardaki ayrımcı uygulamalar hat safhaya ulaşmış durumda. Anadolu Hisarı Kız Öğrenci Yurdu’nda kalan kadın öğrenciler olarak yaşadığımız sorunlardan bahsedelim. Bunun sadece bizim yurdumuza ait sorunlar olmadığının da altını çizelim.

KİM YAŞIYOR  BU YURTLARDA?

Yurtlardaki kantin fiyatları her yıl artıyor. Yapılan zamların yanı sıra, bu dönem bize verilen fişlerin kullanılma saatlerine kısıtlamalar getirildi. (Bu kararın hangi yurt öğrencisine sorulup da alındığı bir bilinmezdir. Acaba kim yaşıyor bu yurtlarda?)
Bu uygulamayla yaşam alanlarımıza bir müdahale söz konusu. Saat 14:00’a kadar kullanılan sabah fişlerimizi 12:00’a kadar kullanmak zorunda bırakıldık. Akşam fişlerimizi ise 16:00’dan önce kullanmamız yasaklandı. Asıl istenilen, yemek dışında fişlerimizi kullanmamızdır. Zaten verilen fişlerin üzerine para eklemeden doymak ne mümkün!
Şimdi gelelim kadın olmaktan dolayı yaşadığımız sorunlara.Yurtta kalanlar bilirler. Yurda belli bir giriş ve çıkış saati vardır. Çıkış saati en erken 06:30, giriş saati ise en geç 23:00’dır. Bu uygulama sadece kadın öğrencilere dayatılıyor. Erkek yurtlarında ise bu uygulamaların esamisi okunmuyor. Toplumun her alanına işlemiş ataerkil düşünce burada da karşımıza çıkıyor.

GEÇ KALIRSAN 5N 1K

Biz kadınlar yurda beş dakika geç kaldığımızda uyarı alıyoruz. Bu durumun tekrarlaması halinde disiplin cezasına kadar giden uygulamalara maruz kalıyoruz. Yurttan en fazla dokuz gün izin alabilirken, onuncu günde neden, niçin gibi sorulara tabi tutuluyoruz. Erkek yurtlarındaki uygulamaları dile getirdiğimizde idarenin cinsiyetçi tutumuyla karşılaşıyoruz. Bizlere; kız olduğumuzu, onlara ailelerimizden emanet olduğumuzu ve erkek olmadığımız için kendimizi koruyamayacağımızı söylüyorlar.
Genel olarak hükümetin kadınlara ilişkin politikalarında; kadını işten uzaklaştırıp eve kapatma, kadının bedenine dair kararlar alma, kaç çocuk yapacağına kadar karışma gibi politikalarla karşı karşıya kalıyoruz.
Biz yurtta kalan kadın öğrenciler olarak, yurda giriş çıkış saatlerimize, katılacağımız sosyal faaliyetlere karışılmamasını istiyoruz. Biliyoruz ki bunlar, kadın olarak bu sistemde yaşadığımız sorunların ne ilki ne de sonuncusu. Ama bize dayatılan bu sisteme boyun eğersek daha çok sindirileceğimizin de farkındayız. Ataerkil bir toplum düzeninde yaşıyoruz ve bu düzeni değiştirmek için her alanda mücadele ettiğimiz gibi bu alanda da haklı mücadelemize devam edeceğiz. Unutmayalım ki kadınlar özgürleştikçe dünya güzelleşecek.

YURT MÜDÜRÜ DE KYK MÜDÜRÜ DE AYNI

KYK Genel Müdürü Hasan Albayrak, devlet yurtlarında 21.00 olan giriş saati uygulamasını savunmuş, bu konudaki eleştirilere: “O yaştaki kız çocuğunun başıboş sokakta dolaşmasını doğru bulmuyorum. Çarşı pazar da açık değil, bara da gitmesin. Hem kız çocuğunun barda ne işi var. Tiyatroya, sinemaya gitmelerine veya kursa katılmalarına engel yok. Gittiklerinde bunu gösteren belge ibraz ettikleri takdirde hiçbir sorun yaşanmıyor.” şeklinde cevap vermişti. Albayrak’ın bu söylemleri de, yurttaki aynı zihniyete sahip idarecilerin söylemlerine dayanak oluşturuyor.
 

*Anadolu Hisarı Kız Öğrenci Yurdu