9 Ekim 2013 14:06

Umut Keskintimur

Daha önce staj süreleri arttırılıp ücretleri düşürülen meslek liseli öğrenciler şimdi de aldıkları eğitimin, patronların denetimine girmesi sorunuyla karşı karşıya. Gaziantep Hacı Sani Konukoğlu Endüstri Meslek Lisesi öğrencileriyle yaşadıkları sorunları ve yeni düzenlemelerin kendilerini nasıl etkileyeceğini konuştuk.
Geleceğe dair planları, kaygılara dönüşen bu gençler, yapılan düzenlemelerle okullarının iyiden iyiye iş piyasasına göre şekillenmesini ve tümden patron denetimine girmesini endişeyle karşılıyorlar. Sürekli işsiz genç nüfusun oranından bahsedip çözümü mesleki eğitimde gören yetkililerin uygulamaları ise bu gençler için planlanan geleceğin 'vasıflı ucuz işgücü olarak sanayinin hizmetine sunulması' olarak belirginleşiyor.

ZORUNLU SEÇMELİ DERSLER

Bu yıl birçok okulda özellikle din konulu çok sayıda seçmeli dersin zorunlu seçtirilmesi sorunu Antep'te de genel şikâyetlerden bir tanesi. Görüştüğümüz meslek lisesi öğrencilerinin şikayetleri de aynı; "Seçmedik ama seçildi." Dokuzuncu sınıf öğrencilerinden Kaan Koç, doldurduğu formda belirttiği hiçbir dersi alamadığını söylüyor. Üstelik bu şekilde zorla verilen Din dersinde öğretmeniyle de problem yaşadığını anlatıyor.

'PATRONUN KARI ÇOK'

Meslek liselerinin patronların denetimine girmesi ve programların onlar tarafından belirlenmesi konusunu sorduğumuzda ise öğrencilerin büyük çoğunluğu aynı yanıtı verdi: "Patronlar, yine kendi karlarını düşünecek ve okullarımızı nasıl bir eleman istediklerine göre şekillendirecekler. Bizim nasıl bir eğitim talep ettiğimize göre değil!"


'VASIFLI UCUZ İŞ GÜCÜ'

Burak Tiryaki (12. sınıf): Haftanın üç günü sabah 8'den akşam 16'ya kadar fabrikalarda staj yapıyoruz. Okulda olduğumuz iki günde ise aldığımız dersler çok yetersiz. İşlediğimiz konuların bölümümüzle de alakası yok. Şu anda aldığım eğitimle sınavda gerekli puanları almam çok zor. Yani ne olursa yine kendi imkanlarımız ve çabamızla olacak, aksi takdirde meslek liseli olarak bize çizilen yol belli.

Mahmut Altıntaş (12. sınıf): Öğretmenler bize "Sizden üniversiteli olmaz, buradan ne aldıysanız o, yoksa ileride bir şey yapamazsınız. Ancak iki yıllığa gidecek kapasiteniz var" diyorlar. Bu yıl en ufak bir üniversite umudumuz yok. Şu an tek isteğimiz liseyi bitirmek. Artık gelecek yıl da dershane ile sınava hazırlanacağız.

Şükrü Yılmaz (12. sınıf): Mezun olduktan sonra ne yapacağımız konusunda en ufak fikrimiz yok. Hocalar sürekli "Bu meslek lisesini kullandınız kullandınız, yoksa bataklıkta kalmaya devam edersiniz diyorlar. Bizi şimdiden staj yaptığımız yerlere köle etmeye, boyun eğdirmeye çalışıyorlar.

Ali Deniz Uzatmaz (12. sınıf): Vasıflı ve ucuz işgücüyüz şimdiden. Staj yaptığımız yerlerde bir işçiden ne bekleniyorsa bizden de o beklenebiliyor. Haftanın üç günü bu koşullarda çalışıp kalan iki günde de zaten temelimiz olmayan dersleri gelişigüzel alıp da üniversiteyi kazanmamız mümkün mü?


HEDEF 'UCUZ İŞGÜCÜ' OLUNCA 'SÖMÜRÜ' DE OKULDA BAŞLIYOR

Çoğu ismini vermek istemeyen birçok öğrenci aşırı disiplin uygulamalarından şikâyetçi. 80 dakikalık derslerde sürekli yazı yazarak ya da öğretmeni dinleyerek geçen zamanın ardından kısacık molalarda da ne yetişirse o kadar karşılayabiliyorlar ihtiyaçlarını. Cep telefonu bulundurmak bile yasak, yakalanırsa telefona el konuyor. Okulda belli bölümlerin temizliğinin öğrencilere yaptırılması gibi birçok uygulama gençleri yıldırmış durumda. Üstelik 60 lira da temizlik parası kendilerinden istenmesine rağmen bazı bölümlerin, hatta bu bölümlerde öğretmenlerin kullandığı tuvaletlerin bile kendilerine temizletilmesine anlam veremiyorlar. Bir de staj defteri sıkıntısı var. Dışarıdan çok daha ucuza temin edilebilecek bu defterler için kantinde belirlenen fiyat 40 TL. Stajın geçerli olması için müdürün bu defteri imzalaması gerekiyor fakat müdür, okulda mühürlü biçimde satılarak ayırt edilen bu defterler dışında bir defteri imzalamıyor. Devamsızlık hakları 10 güne düşürülen öğrenciler bu durumdan da hayli rahatsız. Çünkü işyerinde geçen sürede de önemli bir sıkıntıları olsa ve çıkmaları gerekse, bu devamsızlık süresine işliyor. Disiplin kuralları okulun duvarları ile de sınırlı değil üstelik. Kapıda sürekli duran özel güvenlik görevlileri de gerek kılık kıyafete gerekse de okul civarında öğrencilerin oturup kalktığı yerlere kadar karışabiliyorlar.

*Gaziantep



Evrensel'i Takip Et