Başka yol yok
Asıl mesele bu eylem ve tepkileri öğrencilerin örgütlerini kurma, onları birleştirmenin bir vesilesi haline getirmemizdir. Parasız, bilimsel, demokratik eğitim talebimiz, bu birlikteliği yaratabildiğimiz ölçüde bir karşılık bulacaktır.
ROTA
Üniversiteler, kahinlerin söylediği ‘Eylül Sendromu’nu gerçeğe dönüştüremese de, birçok üniversitede yapılan öğrenci forumlarıyla yeni eğitim yılına daha örgütlü girdiler. Yapılan irili ufaklı forumlar başka kampüslere de sıçrayarak öğrencilerin sorunlarının tartışıldığı, ortak kararlar alındığı bir duruma geldi.
Forumları ilk elden düzenleyen, çağrıcı olan gençlerin üzerine forumu yayma, bütün öğrencilerin katılabileceği bir formata getirme, üniversitenin tüm bileşenlerinin katıldığı bir içeriğe kavuşturma gibi bir sorumluluk bıraktı. Dün Gezi’de yan yana gelenleri birleştirme sorumluluğu. Bu yolda düşe kalka ilerleyeceğiz gibi. Yurtların, yemekhanelerin, fiyat ve sorunları forumlara yansırken, yapılan eylemlerde de daha büyük forumlar örgütlemek gibi kararlar çıkıyor.
İTÜ Taşkışla’da yüzlerce öğrenci kantin fiyatlarına karşı yeryüzü sofrası kurarken, Ege’de yüzlerce öğrenci hem yurdun biriken sorunları hem de polis ve rektörlüğün uzun süredir gözardı ettiği tacize karşı yürüdü. Eylemlerin ardından forumlar sürdü. Öğrenciler bundan sonra nasıl ilerleyeceklerini birbirlerine sorarken, deneyimlerini paylaştılar.
Dün kendi örgütlerini dayatan, öğrencilerin öz-kendi örgütleri olduğunu söyleyen politik gençlik örgütleri de bu sağduyulu, birleşmekten yana olan öğrencilere uymak zorunda kaldı. Geçtiğimiz senelerde kendi 6 Kasımlar’ını kutlayanlar, birleşmenin sorumluluğunu taşımayanlar, bu yıl birleşmeme eğilimlerini gizlemek zorunda kalıyorlar.
BİZ BİRLEŞTİKÇE SERMAYE DIŞINDA KALIR
Gezi’nin ortaya çıkardığı birikim, dün söylediklerimizi daha kolay yapar hale gelmemizi sağlamıştır. Bugün forumlar etrafında irili ufaklı yaratılan birikim geliştirilmelidir. Üniversite öğrencileri YÖK dahil, üniversite ve ülkeyi ilgilendiren bütün meselelerde ortak bir tavır sergileyebilecekleri, İTÜ Meclisi, YTÜ Dayanışması gibi bütün öğrencileri ve üniversiteyi kapsayan bir tarzla etkinlikler yapabilirler. ODTÜ’de bunun adımları atılmıştır. Bu adımlar hızlandıkça, bu birleşimin dışına düşen her kesim üniversitede politikanın dışına düşecektir.
Üniversitede demokrasi ve özgürlük isteyen öğrenciler birleştikçe sermaye de üniversitenin dışında kalacaktır. Ama bugün açısından tablo; kantinleri, yurt ve ulaşım sorunlarıyla banka ve tekellere rant kapısına dönüştürülmüş üniversitelerdir. Öyle görünüyor ki bu döneme bu sorunlar damgasını vuracak. Fakat asıl mesele bu eylem ve tepkileri öğrencilerin örgütlerini kurma, onları birleştirmenin bir vesilesi haline getirmemizdir. Parasız, bilimsel, demokratik eğitim talebimiz de, bu birlikteliği yaratabildiğimiz ölçüde bir karşılık bulacaktır.
Üniversiteleri iktidarın elinden kurtarmanın başka bilindik bir yolu yoktur.