17 Ekim 2013 06:00

Vaat değil icraat bekliyorlar

Ümraniyelilerin 2-B yasasına karşı evlerini korumak için başlattıkları mücadele devam ediyor. Evleri için belirlenen raiç bedellerinin yüksek olması üzerine bir araya gelen 16 mahalle, yürüyüşler ve basın açıklamaları yapmıştı.

Vaat değil icraat bekliyorlar
Paylaş

Haşim Demir

Ümraniyelilerin 2-B yasasına karşı evlerini korumak için başlattıkları mücadele devam ediyor. Evleri için belirlenen raiç bedellerinin yüksek olması üzerine bir araya gelen 16 mahalle, yürüyüşler ve basın açıklamaları yapmıştı. Son olarak seslerini duyurmak için Ankara’ya yürüyen ve Mecliste görüşmeler yapan Ümraniyelililer, birlikteliklerini büyüterek sürdürmekte kararlı.
Yerel seçimlerin yaklaşmasıyla, Ümraniye ve diğer ilçeler de ‘tapularınızı vereceğiz’ vaatleri  başladı bile. Ancak bu kez halkı ‘tapu’ vereceğiz diye kandırmak kolay olmayacak gibi.
Ümraniye Aşağı Dudullu Birlik ve Dayanışma Derneği Başkanı Özgen Turan’la hem mücadelelerini hem de yerel seçimleri konuştuk.

Ankara’ya yürüme kararını neden aldınız?
Ankara yürüyüşünden önce belli eylem ve etkinlikler yapmıştık. 7 bin kişinin katıldığı Ümraniye yürüyüşü, bin kişinin katıldığı Ümraniye Tepeüstü’de yaptığımız basın açıklaması, Çekmeköy- Taşdelen hak sahiplerinin Şile otobanını kapatma eylemleri önemli eylemlerimizdi. Beykoz’da bir dizi eylemler yaptık. Fakat bir sonuç alamadık. Bunu üzerine 16 mahalle halk komiteleri temsilciler toplantısı yaparak bundan sonra neler yapabiliriz diye tartıştık. Geniş halk kitlelerini harekete geçirmemize rağmen bu eylemlerde bir kopukluk vardı. Bu eylemleri birleştirmek, hem de AKP ve benzeri güçlerin hareketi içerden bölmelerine karşı tavır geliştirdik. Daha organize bir eylemle bir sıçrama yapmamız gerekiyordu. Gezi Parkı eylemleri, başka halk hareketleri, 2-B hak sahiplerinin mücadelesini ikincil plana itmişti. Bu durumu görerek hak sahiplerinin mücadelesini öteki halk hareketleri ile birleştirme yoluna gitti. Baktık ki hareketi toparlıyoruz, o zaman yeniden eylem kararları aldık. Ankara yürüyüşü kararımızda Antalya köylülerinin 50 otobüsle TBMM’nin kapısına dayanarak yasada iki kez değişiklik yaptırmaları etkili oldu. Biz önce yaygın geniş bir propaganda ajitasyon çalışması yaparak Ankara yürüyüşüne başladık. Üç büyük halk toplantısı yaptık. Mahallelerde afiş, broşür, bildiriler dağıttık yapıştırdık. Sesli anonslar eşliğinde tüm mahallelerde çalışma yürüttük.

Ankara’da neler yaşadınız?
Üç arkadaşımız 20 Eylül’de Ankara’ya doğru yola çıktı. 30 Eylül’de 5 otobüsle Ankara’ya gittik. Ankara’ya  gelenlerin çoğunluğu AKP’ye oy vermiş kişilerdi. Yürüyüş devam ederken biz siyasi partiler nezdinde girişimlerde bulunduk. Sonuçta 2 CHP’li vekilin ve HDK İstanbul Milletvekili Levent Tüzel’in bizi karşılaması çok önemliydi. Buna rağmen bazı olumsuzluklar da yaşadık. Bazı kişiler polisle bizden habersiz anlaşarak eylemi sabote etmeye çalıştılar. Yolda polis bizi karşıladı. Polis kuvvetleri TOMA’larla  önümüzü kesmek istediler. Biz bu oyunu, dümeni boşa çıkardık. Önce yürüyüşe katılan üç arkadaşımız basın açıklaması yaptı. Daha sonra milletvekilleri açıklama yaptı. Bu eylem bizde bir özgüven yarattı. Başarılı bir eylem oldu. Eylemin tek eksikliği Beykozlu 2-B hak sahiplerinin bu eylemde yer almamalarıydı.

BEYKOZ BELEDİYESİ HALKI KANDIRIYOR

AKP’li Beykoz Belediyesinin 2-B mağdurlarına bazı vaatlerde bulunduğu,  hak sahiplerinin bu nedenle Ankara yürüyüşüne katılmadığı söyleniyor. Bu konuda bilginiz var mı?

Elbette bu önemli bir sebepti. Ayrıca Beykoz 2-B hak sahipleri, doğrudan fiili ve meşru mücadele yürütme yerine, onlar adına hareket eden parti ve derneklere daha fazla inisiyatif verdiler. Yöre dernekleri, siyasi partiler bu sürece dahil olmadılar. Onlar el altında Milli Emlak’la, İBB ile, ilçe belediyeleriyle, AKP’li, MHP’li bazı milletvekilleri ile gizli pazarlıklar yaptılar. İşi kişisel adam kayırmaya kadar götürdüler. Halbuki Beykoz Görele köyü örneği ortada duruyor. Görele köyünün yüzde  80’ni AKP’ye oy vermişti. AKP bu köyü satılığa çıkarmak zorunda bırakmıştı. Köylüler, taşıdıkları bir pankartta şunu söylüyorlardı. “ AKP’ye yüzde 80 oy verdik. Şimdi AKP bizim köyü satılığa çıkarıyor.”.Bu önemli mesaj görülmedi. Şimdi AKP’li Beykoz Belediye Başkanı, ‘Ben sizi mağdur etmeyeceğim. Deftedarlıkla görüşerek burayı  özel proje alanına alacam. Sizlere tapularınızı vereceğim’ diyor. Bu da Beykozluları etkiliyor. Belediye Başkanı oy avcılığı yapıyor. Bu yaratılan hava  aynı zamanda 2-B sorununun çözüldüğü imajını da yaratıyor. İnsanları bireyselliğe itiyor. Bu mücadelemize zarar veriyor. Hak sahiplerinin mücadelesini zayıflatıyor.

HALK BELEDİYE BAŞKANI’NI KONUŞTURMADI

Aynı şeyi bir önceki seçimlerde Ümraniye Belediye Başkanı Hasan Can yapmıştı. Tapu dağıtma sözü vermişti. Bu dönem bu yönde bir çalışmanız var mı?

Bu yerel seçimler öncesi bir oyalama taktiğidir. Seçimi garantiye alma girişimidir. İnsanları boş vaatlerle beklentiye sokmadır. Ama 2-B mağdurları bu durumu görüyor. Ümraniye Belediye Başkanı Hasan Can, Adem Yavuz mahallesine geldiğinde halk onu konuşturmadı, protesto etti, zor kaçtı. Yine Hekimbaşı’da iki kez açılışları ertelemek zorunda kaldı. Hasan Can’a tepki duyanların başında AKP’li seçmenler geliyor. Yerel seçimler öncesinde teşhir çalışmalarına hız vereceğiz. Mahallerdeki halk komitelerini meclislere çevireceğiz. On binlerce oya sahip 2-B hak sahipleri taleplerini karşılayan yerel yöneticilere oy verecekler. AKP 2-B arazilerinden elde ettiği randı yerel yönetim seçimleri için rüşvet olarak kullanacak. İnsanların yoksulluklarını istismar edecekler. Buna izin vermeyeceğiz. Aydınlatma çalışmalarımız tüm hızıyla sürüyor. Beykozluları, Çekmeköylüleri ve Taşdelenlileri ortak mücadelede birleştireceğiz. Bugün çok sayıda mahallenin dernek kurmak istediğini biliyoruz. Hatta bizimle birleşmek istiyorlar. Olanaklarımız genişliyor. Biz fiili ve meşru mücadeleden bir an olsun geri adım atmayacağız. Dönen dolap ve entrikaları boşa çıkaracağız.


‘2-B PARASINI SEÇİMDE KULLANACAKLAR’

AKP Hükümeti ve onun bakanları 2-B arazilerinde yüzde 60-70 oranında bir satış olduğunu, bunun da ne kadar doğru bir yasa olduğunu söylüyorlar. Hatta iyi bir gelir elde ederek bütçeye önemli bir kaynak aktardıklarını söylüyorlar. Bunun nasıl değerlendiriyorsunuz?

AKP Hükümeti kendisi ile çelişiyor. Onun Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek biz 2-B yasasından elde edilen gelirden bir şey almadık diyorlar. Bu paralar bize verilmedi diyorlar. Oysa Ekonomi Bakanı ve Başbakanlık yetkilileri de iyi bir gelirin geldiğini söylüyorlar. Ama kesin olan şu; AKP 2-B arazilerinden elde edilen geliri seçim için kullanacak. Örtülü ödenek olarak kullanacak. Burada elde edilen gelirin hepsi kır ve kent yoksullarının alınteridir. Bu gelirleri yerel seçimlerde makarna, kömür torbalarında kullanacaklar. Biz hak sahiplerini bu konuda da aydınlatıp eylem ve etkinlikler yapacağız.

BİZİ GÖRMEYENLERE OY VERMEYECEĞİZ

Yerel seçimlerde nasıl bir tavır takınacaksınız. Hak sahipleri yine mevcut partileri mi destekleyecek yoksa kendi talep ve istemlerini karşılayan partiye veya partilere mi oy verecek?

Biz köhnemiş partileri, bizi sırtında vuran partileri, 2-B yasasını başımızda demokrasi kılıcı olarak sallayan partiyi ve partileri desteklemeyeceğiz. Hareketimizi görmezden gelen partilere, bizi içerden bölmek isteyen partilere zırnık oy vermeyeceğiz. Bizim şu taleplerimizi karşılayan partiler oy vereceğiz:
*Köy ve kent emekçilerinin kullanıcısı olduğu konut ve tarımsal amaçlı kullanılan 2-B arazilerin kullanıcılarına bedelsiz olarak verilsin. Bu mümkün değilse emlak rayiç bedelleri üzerinden 2-B kullanıcılarına satılsın.
*Ödeme tebligatları alan ama 3 aylık süre içerisinde ödeme yapmadığı için hakkını kaybeden kullanıcılara hakları iade edilsin.
*İstenilen fahiş rayiç bedelleri ödeyenlere arsa değil, bahçe tapusu verilmekte, evlerimiz yok hükmünde sayılmaktadır. İmarı olmayan ve barınma amaçlı kullanılan 2-B arazisinden  kamusal alan kesintisine gidilmesi veya bu kesintiler yapıldıktan sonra geriye kalan 2-B arazileri hak sahiplerine verilsin. Bu araziler üzerindeki evlerimiz ve emeğimiz yok sayılmasın.
*Kentsel dönüşüm, yeşil alan, kamusal alan vb. gerekçelerle 2-B kullanıcıların evine, emeğine el koyma hazırlıklarına son verilsin. (İstanbul/EVRENSEL)

 

ÖNCEKİ HABER

Belgeler de olsa ‘yolun yol değil’

SONRAKİ HABER

Direnişe bayram geldi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa