KCK’nin mektupları Öcalan’a verilmedi
Abdullah Öcalan’la son görüşmeyi gerçekleştiren heyette yer alan BDP Grup Başkan Vekili Pervin Buldan, “Öğrendik ki Kandil’in Sayın Öcalan’a iletilmek üzere yazdığı mektuplar kendisine iletilmemiş” dedi.
Abdullah Öcalan’la son görüşmeyi gerçekleştiren heyette yer alan BDP Grup Başkan Vekili Pervin Buldan, “Öğrendik ki Kandil’in Sayın Öcalan’a iletilmek üzere yazdığı mektuplar kendisine iletilmemiş” dedi.
Buldan, Öcalan’la 14 Ekim’de yaptıkları görüşmeyi Özgür Gündem gazetesine değerlendirdi. Öcalan’ın sürecin ilerlemesini istediğini ancak içeride çok kısıtlı iletişim imkanları varken istediği katkıyı sunamadığını aktardığını söyleyen Buldan şunları söyledi; “Öcalan, ‘Tarihi çağrımı yineliyorum. 40 yıllık bir savaşı bitiriyoruz. Bu 40 yıllık savaşı bitirirken dağdan gelecek insanlar için yasal zeminin oluşturulması lazım’ dedi. Habur örneğini verdi. ‘İşte insanlar geldi, aldılar onları içeriye tıktılar. Ben bugün çağrı yapayım, bir grup insan silahını bırakıp gelsin. O insanlar geldikten sonra girdikleri ilk karakolda ya öldürülürler ya tutuklanırlar. Ama bana yasal zemin hazırlasınlar, bugün bu saatte bu insanları dağdan indiririm. Buna gücüm var. Ama siyaset kanalları kapalıyken, yasal zemin oluşmamışken, bu insanları dağdan indiremem. Hükümetin elini çabuk tutması, adım atması gerekir’ dedi. Süreç konusunda hayal kırıklığı yaşanmaması için derin müzakerenin zorunlu olduğunu ve umudunu korumak istediğini söyledi.”
Görüşmede Güney Afrika’daki müzakere sürecini hatırlatan Öcalan’ın ‘Süreçler çok benziyor. Orada da derinleşmiş savaşı bitirmek için Mandela’yı serbest bıraktılar’ dediğini aktardı. Öcalan’ın iletişim koşulları ve BDP heyetine dönük müdahalelere de değinen Buldan, KCK’nin Öcalan’a yazdığı mektubun İmralı’ya iletilmediğini söyledi. Buldan, “Bir önceki görüşmeden sonra Kandil’e girmiştik. Kandil’in Sayın Öcalan’a iletilmek üzere verdiği mektupların Adalet Bakanlığı aracılığıyla İmralı’ya iletilmesini istemiştik. Fakat bu görüşmede öğrendik ki Kandil’in mektupları hâlâ Sayın Öcalan’a verilmemiş. Devlet ve hükümete daha önce ilettiği, üç önerinin yer aldığı mektuba da hâlâ yanıt verilmemiş” şeklinde konuştu. Görüşmenin sonunda Öcalan’a ‘Bir daha görüşür müyüz’ diye sorduğunu Öcalan’ın kendisine “Umarım görüşürüz. Umarım hükümet böyle bir tarihi hata yapmaz” yanıtını verdiğini söyleyen Buldan, “Sayın Öcalan’la kısıtlı olan iletişim kanallarının tamamen kapanması demek, sürecin hükümet eliyle sona erdirildiği anlamına gelir” dedi.
ÖCALAN: SİZ AKP’YE DEĞİL, AKP SİZE MUHTAÇ
Iğdır’da partililerle bayramlaşırken de Öcalan’la görüşmesine ilişkin bilgi veren Pervin Buldan, Öcalan’ın yapılan son görüşmede “Devlet ve hükümet kırsaldaki insanların silah bırakıp dönmelerini istiyorsa, gerekli yasal zemini oluşturmaları gerekir” dediğini aktardı. Öcalan’ın süreçten hâlâ umutlu olduğunu belirttiğini söyleyen Buldan, Öcalan’ın kendilerine ayrıca ‘AKP’den hiçbir şey istemeyin. Arkanızda büyük bir halk gücü var. Yerel yönetimleriniz, belediyeleriniz var. Bir sürü imkanlarınız var’ dediğini söyledi. Buldan’ın aktarımına göre Öcalan, “Dilenci gibi ‘dilimi ver, kültürümü ver, kimliğimi ver’, türünde şeylerle AKP’nin kapısını çalmayın. Onlar size muhtaçtır siz onlara muhtaç değilsiniz. Onlar sizi çağırsın. Onlar sizin kapınızı çalsın. Onlar size gelin konuşalım desin. Siz onlardan daha güçlüsünüz” dedi.
BAYIK: AKP SABRIMIZI ZORLUYOR
KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanı Cemil Bayık, Türk ve Kürt halkının çözüm sürecine büyük destek verdiğini ve karşılıklı adımların atılmasını beklediğini belirtti. Bayık, “Bugüne kadar ateşkes sürüyorsa, bu Kürt tarafının tutumundan ve sabrından dolayıdır. Ancak, AKP sabrımızı sonuna kadar getirmiştir” dedi.
Bir İnternet sitesinde Kürtçe yazdığı, ‘Karşılıksız Fedakarlık’ başlıklı yazıda, çözüm süreci ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Bayık, hükümetin çözüm sürecine seçim hesapları ile yaklaştığını, Öcalan’ın 20 yıldır Kürt sorununun çözümü ve Türkiye’nin demokratikleşmesi için ortaya koyduğu çabasının görülmediğini belirtti. “Öcalan, 2012 yılında gerillaya ateşkes çağrısı yapmıştır. Hükümeti çözüm sürecine çekmek ve sorunu çözmek için silahlı güçlerin sınır dışına çekilmesini istedi. Bunun üzerine gerillalar çağrıya uyarak sınır dışına çekilmeye başladı. İmralı’da yapılan anlaşmaya göre, ateşkes ve geri çekilme ile birlikte hükümet yasal adımlar atacaktı. Ancak, hükümet hiçbir adım atmadı ve PKK’nin attığı adımları izlemekle yetindi. AKP hükümeti ve devlet çözüm sürecine sahip çıkmadı. Her şeyi gizli yapmak istediler. Hukuki hiçbir adım atmayacaklarını söylediler. Bizden bir şey istemememizi ve mücadeleyi bırakmamızı istediler” dedi. AKP’nin oyalama politikalarından vazgeçmediğini, çözüm sürecine, ateşkes ve geri çekilmeye önem vermediğini dile getiren Bayık yazısında, “Biz de geri çekilmeyi durdurduk. Çözüm için fırsat olması açısından ise ateşkesi sürdürme kararı aldık. Ancak açıkladıkları paket, davranış ve söylemleri ile ateşkesi de anlamsız kılmaya çalışıyorlar. Bugüne kadar ateşkes halen sürüyorsa bu Kürt tarafının tutumundan ve sabrından kaynaklanmaktadır. Ancak, AKP hükümeti ve devlet, tutum ve davranışları ile sabrımızı sonuna kadar getirmişlerdir. Öcalan, büyük adımlar atmasına rağmen sadece BDP heyeti ile ayda bir görüşmesine izin verilmiştir. Bu sürecin aktörü sanki Öcalan değil gibi davranıyorlar ve oyalama ile süreci götürmeye çalışıyorlar” ifadelerine yer verdi.
Sürecin bundan sonra tek taraflı adımlarla yürüyemeyeceğini ancak hükümetin bunu anlamadığını söyleyen Bayık, “Öcalan’ın müzakere koşulları yaratılmalı ve serbest hareket etmesi sağlanmalıdır. Sorunun çözümü için herkes ile görüşmeler yapabilmelidir. Bu da artık gizli saklı değil, yasal zeminde ve yasal altyapısı hazırlanarak sürdürülmelidir” dedi. (HABER MERKEZİ)