Çalsın sazlar kopsun kıyamet
Kıyamet gününü ve insanoğlunun hayvani güdülerini ti’ye alan Buraya Kadar, ilerleyen günlerde gösterime girecek.
Zeynep Gizem Şenel
Kıyamet gününü ve insanoğlunun hayvani güdülerini ti’ye alan Buraya Kadar, ilerleyen günlerde gösterime girecek. Bilindiği üzere, Amerikan Pastası, Kırk Yıllık Bekar, Ah Mary Vah Mary, Felekten Bir Gece gibi ‘tiksindirici’ komediler, son yıllarda oldukça popüler oldu. Evan Goldberg, Seth Rogen ikilisinin yeni filmi de bunlardan biri. Yapım, önce geçici bir ferahlama yaratıyor seyircinin üzerinde, sonra da insan ırkının kirli çamaşırlarına dalıp her yanımızı karıncalandırıyor. Bu nahoş fakat garip kıyamet komedisi genç yıldızlarla hayat buluyor. Filmin konusu kısaca şöyle: James Franco’nun yeni evini kutlama partisi kıyamet gününün gelişiyle kabusa döner. Yakın arkadaşlar, kısıtlı gıda kaynağı ve dünyadaki kaosla başa çıkmak için birlikte hareket etmek zorundadır. Dünyanın sonu yaklaştıkça kafadarların içindeki hayvani güdüler açığa çıkacaktır.
Bu felaket filmi, başarılı ve komik aktörlerle üç yakın arkadaşın Los Angeles’da kıvılcımları alevlenen bir yangında hayatta kalma mücadelesini mütevazı bir şekilde ele alıyor. Bu karanlık satir, dostların nasıl rakibe dönüştükleri hakkında alaylı bir eleştiriye imza atıyor. İzole bir ortamda kriz anında öz saygılarını korumaya çalışan insanların sıra dışı hikayesi hem güldürüyor hem de düşündürüyor. Filmde bütün aktörler kendilerini oynadığından, bir ev videosu ve realite şov arasında bir noktada kalıyor yapım.
Filmin ana teması, her türlü eğlenceye, içkiye, paraya ve sekse ulaşmakta zorluk çekmeyen genç ve ayrıcalıklı oyuncuların aptal, zengin üniversiteliler gibi davrandığı son derece yüzeysel ve gerçekçi bir dünyada bile İncil’den fırlamış felaketlerin gerçekleşebilecek olması düşüncesi. Ki, bu felaket, patlamalar, gümbürtüler, depremler, yangınlarla kendini gösteriyor. Finalde, Franco’nun barakaya dönmüş evinde birbirine düşen kafadarların korkuları ve savurgan hayat tarzından doğan sorumsuzluğun yol açtığı hoşnutsuzluğa şahit oluyoruz. Film aynı zamanda hayattaki önemli meseleleri göz ardı etmek ve eğlenmek isteyen insanların güvensizlik ve kaygı duymalarını da alaya alıyor.
Buraya Kadar (This is the End)
Yönetmen: Evan Goldberg, Seth Rogen
Oyuncular: James Franco, Jonah Hill, Seth Rogen, 107 Dakika
PARİS'TE AŞKIN SON DANSI
Bu hafta vizyona girecek filmlerden biri de, ödüllü yönetmen Sandra Nettelbeck’in Francoise Dorner’ın “Nazik Cinayet “ adlı romanından sinemaya uyarladığı “Mr. Morgan’ın Son Aşkı”.
Eski bir felsefe profesörü olan Matthew Morgan (Michael Caine), eşi Joan (Jane Alexander) ile Paris’e taşınır. İkili, altın yıllarını beraber geçirmek istemektedir. Ancak eşinin ölümünden sonra anılarına gömülen ve yas dönemini aşamayan Matthew, önce intihar etmeye kalkar başaramayınca iyice umutsuzluğa kapılır. Bir süre sonra otobüste çarpıştığı Pauline( Clémence Poésy) ile yakınlaşırlar. Kendisine eşini anımsatan bu güzel kadın hayatına bir nebze de olsa neşe getirir. Ancak bu durum, Matthew’in hayatındaki puslu ve depresif havayı dağıtmaya yetmez. Yönetmen burada oldukça cesur bir seçim yapıyor. Filmin yaşlıların yalnızlıkları ve mutsuzluklarıyla ilgilenmesi, gerçek dramadan veya acıklı durumlardan yoksun bu yapımı zayıf bir noktaya saplanmış halde bırakıyor. Bu anlamda film, Matthew ve Pauline’in kazancının ne olacağına karar veremiyor. İkilinin arasındaki sadece birilerinin yerini tutan bir baba-kız ilişkisi mi yoksa altta yatan bir arzu dalgası mı var anlayamıyoruz.
Neye yaradığı belli olmayan bir rolde karşımıza çıkan Gillian Anderson ise, filme kattığı anlamsız enerji ile seyirciyi yormaktan öteye gidemiyor. Caine’i varlığının bile kurtaramadığı oldukça yapmacık, boğucu bir atmosferde, sanki Matthew intihar etmede başarılı olmuş da bizler de onunla Araf’ta yüzüyormuşuz hissine kapılıyoruz. Oyunculuklar ve konu için olmasa bile Paris manzaraları için izlenebilir.
Bay Morgan’ın Son Aşkı
Yönetmen: Sandra Nettelbeck
Oyuncular: Gillian Anderson, Clémence Poésy, Michael Caine
116 Dakika
zsenel@evrensel.net