23 Ekim 2013 06:00

Cumhuriyet söz konusuysa gerisi teferruattır!

Siz farkında olmayabilirsiniz ama 100 yıldır marksistler aynı zamanda leninistir. Bu hatırlatmayla birlikte belki tüzüğünüzü bir daha gözden geçirirsiniz.

Cumhuriyet söz konusuysa gerisi teferruattır!
Paylaş

Kocaeli'den bir öğrenci

Komünizmi kavram karmaşasına dönüştüren ulusalcı solcular yine yapmış yapacağını. Bilmem kaçıncı cumhuriyeti kurmak için, bütün sendikalardan, işçi, emekçilerden gayrı 1 Mayıs’ta parti pikniği yaptıkları Kadıköy’de, yine toplanacaklarmış 29 Ekim’de!
Bir cumhuriyet sevdasıdır tutturmuşlar. Cumhuriyet, sosyalistler için en yüce amaçmışçasına yazıp çiziyorlar. Kendilerini eleştirene de: Biz SSCB’nin, Küba’nın cumhuriyetinin hatırlanması için buluşuyoruz.” diyorlar. 29 Ekim dururken bunu başka bir zaman da yapmanın ne manası var ki! 29 Ekim deyince akla direkt SSCB, Arnavutluk, Küba geliyor zaten!

NEREDEN BAKSAN TUTARSIZLIK

Kendisine ‘komünist’ diyenlerin gerek geçmişteki gerek şimdiki açıklamalarına bakıyorsun, akla bir şarkının sözlerini getiriyor; ‘Nereden Baksan Tutarsızlık’. Muhteşem çözümlemelere sahip Eylül Tezlerini ele alalım mesela. İşçilerin, köylülerin kızıl bayraklarla sokakları doldurduğu dönemde Lenin’in hazırladığı Nisan Tezleri’ne mi bir gönderme yapılmış bilinmez ama bir madde var ki ibretlik! “ Ay yıldızlı bayrağın Haziran direnişinde tuttuğu yeri bir arıza, bir bilinç eksikliği olarak görmek sadece direnişi anlamamak değil, direnişe sırt çevirmektir. Bayrakla simgelenen görüş, komünist şairimizin dizesinde saklı: Bu memleket bizim! Bu görüşten vazgeçmek ülkeden, halktan vazgeçmektir. Ülke aydınının, sosyalist hareketimizin, özgürlük ve eşitlik neferlerinin artık bu umutsuz ruh halinin eşiğinden bile geçmeye hakkı yoktur.”

MARKSİZM-LENİNİZM

Yıllardır statükocu güruhun en etkin silahı bayrak demagojisini komünistler eline almış sağa sola ateş ediyor! Evet ortada bir rahatsızlık var. Yıllardır bir ulusu kimliksizleştirmeye çalışmış kliklerin ırkçı, şoven şovlarına, sloganlarına karşı bir rahatsızlık var. Bunu bayrakla meşrulaştıranlara karşı bir rahatsızlık var ama bu rahatsızlığı dile getirenler hiçbir ulusun bayrağını kutsayıp Türkiye’nin tüm halklarının katıldığı bir isyanın simgesi olarak göstermedi. Hele ki gerçek komünistler. Bunu Marx’ı öne sürerek ulusların kendi kaderini tayin hakkı yoktur deyip, Marksizm ve Leninizmi birbirinden koparmaya çalışanlar yaptı.
Bir de mitingi düzenleyen arkadaşlar: “Siz farkında olmayabilirsiniz ama sadece ülkemizde değil tüm dünyada sosyalistler 200 yıldır cumhuriyetçidir.” demişler. Siz de farkında olmayabilirsiniz ama 100 yıldır marksistler aynı zamanda leninistir. Bu hatırlatmayla birlikte belki tüzüğünüzü bir daha gözden geçirirsiniz. Velhasıl kelam bu kadar tutarsızlık sayfalarca yazı yazılsa yine bitmez. Kendisine komünist diyenler adının hakkını vermedikçe de sayfalarca yazı yazılmaya devam edilir. Meramımız odur ki; bir siyasi özne ya adının hakkını versin ya da o adı muğlaklaştırıp kirletmesin!


SENİNKİSİ KAÇINCI CUMHURİYET?

Bir de mitingi düzenleyen arkadaşların net olduğu konular varmış. “ 29 Ekim’de kurulan cumhuriyet yıkılmıştır. Birinci cumhuriyet, emperyalizme bağımlı, kapitalist bir cumhuriyet olduğu ölçüde bu sonu kendisi hazırlamıştır. Ama birinci cumhuriyet, gericiliğin, emperyalizmin ve gemlenemeyen kâr hırsının iradesi tarafından yıkılmıştır. Biz bu durumu bir gerileme, tarihsel olarak ileri olan bir adımdan geri dönüş olarak değerlendiriyoruz.”
Sanki 1923’te cumhuriyeti kuranlar, muasır medeniyet olarak emperyalist güçleri gösterirken akıllarında bir de proleterya diktatörlüğü vardı da; ‘birinci’ cumhuriyetin kar hırsının iradesine kapılması ileri bir adımdan geri dönüş oldu!
Sonuç olarak ortada cumhuriyetin yıkılması gibi bir durum söz konusu değildir. Genel yapısında bile çok değişiklik yoktur ki birinci ikinci olarak sıralayalım. Eğer bir vurgu yapılacaksa, proleterya diktatörlüğünün olduğu bir yönetimin vurgusunu yapmak komünist kelimesinin hakkını verir.
Kurulurken ilkel kontgerillası tarafından komünistlerin katledildiği bir erkin vurgusu değil.
Ancak onlar için önemli olan cumhurun nasıl yönetildiği, hangi sınıfın diktatörlüğünün olduğu değil. Onlarınki cumhuriyeti kutsama hali. Bu bilgi eksikliğinden midir yoksa niyetten mi bilinmez ama döneminde yapılan açıklamalara bakınca ulusalcı, Kemalist söylemlerine bir tampon olarak cumhuriyeti kullandıklarını söylemek kötü niyet olmaz herhalde.

'Kocaeli Üniversitesi'

ÖNCEKİ HABER

Önce söz vardı

SONRAKİ HABER

Barış için \'Esad gitsin\' şartı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa