5 Ekim 2013 18:47

Sevgili Ekmek ve Gül okurları;

Sözlerime ben değil biz diyerek başlamak istiyorum. Biz dedim çünkü Türkiye’de binlerce engelli annenin dramını kaleme dökmek istedim.
Geçtiğimiz günlerde AKP’nin Tekirdağ milletvekilinin akla ve mantığa sığmayacak, biz engelli ailelerini derinden yaralayan bir konuşmasını sizlerle paylaşmak istiyorum. Vekil dedim evet, yani halkın vekili, sözcüsü, sizin bizim oylarımızla bizi temsilen seçilmiş biri.
Engellilere “bunlar” diyerek söze başlıyor. “Biz ‘bunları’ su yüzüne çıkardık. Bizden önce, yani bizim iktidarımızdan önce anneler engelli çocukların gözlerine bakıp ölmelerini beklerken, bizim verdiğimiz maaş sayesinde şimdi ölmesinler diye dua ediyorlar” diyor.
Bilmez misiniz bize verilen üç kuruş para zaten bizden kesilen vergilerden veriliyor! Kimin parasını kime reva görüyor. Kendi ceplerinden mi çıkıyor sanki bu parada ailelerin yüzüne lütufmuş gibi vuruluyor.
Sizden önce biz çocuklarımıza mı bakmadık, sokaklara mı attık, eve mi kapattık! Sizlerin verdiği üç kuruşla mı çocuklarımızı göz bebeğimizi, canımızı, kanımızı su yüzüne çıkardık. Keşke çocuklarımız sağlıklı olsaydı da biz devlete, bize verilen para kadar para verseydik.
Siz acaba engelin, engellinin ne demek olduğunu biliyor musunuz? Hiç zannetmiyorum. Bilseydiniz böyle basit görüp “bunlar” diye hitap etmezdiniz. Çocuklarımıza verdiğiniz ayda sadece 8-12 saat arasında eğitimle çocuklarımıza bir dünya kurmak istiyorsunuz. Az gelişmiş ülkelerde bile aylık alınan eğitim 24 saat. Siz verdiğiniz sözde maaş olan üç kuruşu alın da özel eğitim saatlerini ayda 24 saate çıkarın da, o zaman bizde “çocuklarımızı su yüzüne çıkardılar, değer verdiler, adam yerine koydular” diyebilelim.
Kaşıkla verip kepçeyle almasını da çok iyi biliyorsunuz. Bir yandan maaş veriyoruz derken öte yandan da raporların yüzde oranlarını düşürmek için elinizden geleni yapıyorsunuz. Rapor oranı düştükçe aldığımız eğitim de riske giriyor. Keşke çocuklarımız da öyle çabuk iyileşseydi de her sene raporlarımızın oranı düşse. Siz önce özel eğitim kurumlarını bir denetleyin bakalım, yerinden kalkan okul açıyor. Hepsi ticarethane mantığı ile işletiliyor. Kaliteli eğitim veren kurumların sayısı az.
Vekilin yaptığı açıklamadan sora görüştüğüm ve konuştuğum tüm engelli annelerinin ortak tepkileri ve görüşleri üzerinden sizlere bu mektubu yazıyorum. Biz engelli anneleri tek dil olarak “keşke çocuklarımız sağlıklı olsaydı da maaş almasaydık” diyoruz...
Sevgiler
Fehmiye KORKMAZ / ÇORLU
 

EVRENSEL'İNMANŞETİ

İktidarın mengenesi öfkeyi durduramıyor

İktidarın mengenesi öfkeyi durduramıyor

Antep’te polis, mahkeme kararını tanımadı, ekmek mücadelesi veren işçilere müdahale etti. İşçi, siyasetçi, öğrenci, muhalif belediye, basın… Herkes mengenede! Cezaevinde olanların sayısı cezaevi kapasitesini 90 bin aştı. Buna rağmen hükümet daha çok insanı daha uzun süre cezaevinde tutacak yargı paketi hazırladı. Yine de tepki cezalandırılarak durdurulamıyor!

90 bin fazla: 301 bin 397 kapasiteli cezaevinde 392 bin 456 kişi kalıyor.

32 adet: 11 cezaevi yapımı sürüyor, 21 yeni cezaevi projesi hazır.

Yüzde 700: 2002’de 49 bin 512 olan mahpus sayısı yüzde 700 arttı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
2 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et