O yollar kadınlar için hiçbir yere çıkıyor
İstanbul Pendik’in Esenyalı Mahallesi, Ekmek ve Gül okurlarının yakından tanıdığı mahallelerden biri. Çoğunluğunu işçilerin oluşturduğu mahallenin sakinleri yoksulluğun yok sayılmak anlamına geldiğini de yaşayarak öğrenmişler. Sokaklarda elektrik lambalarının yanmasının bile çok görüldüğü mahallenin etrafında şimdilerde kocaman siteler inşa ediliyor. Kocaman duvarlarla çevrili, yüksek binaların olduğu bu binalar, aynı zamanda spor merkezleri, havuzları, yürüyüş yolları ile ayrı bir dünyanın da göstergesi adeta.
Adile DOĞAN
İstanbul Pendik’in Esenyalı Mahallesi, Ekmek ve Gül okurlarının yakından tanıdığı mahallelerden biri. Çoğunluğunu işçilerin oluşturduğu mahallenin sakinleri yoksulluğun yok sayılmak anlamına geldiğini de yaşayarak öğrenmişler. Sokaklarda elektrik lambalarının yanmasının bile çok görüldüğü mahallenin etrafında şimdilerde kocaman siteler inşa ediliyor. Kocaman duvarlarla çevrili, yüksek binaların olduğu bu binalar, aynı zamanda spor merkezleri, havuzları, yürüyüş yolları ile ayrı bir dünyanın da göstergesi adeta.
Mahalleden dışarı adım atmanın lüks sayıldığı diğer yoksul mahalleler gibi Esenyalı’da da kadınlar bu sınırlı dünyanın değişmesinin ve yaşanabilir hale getirilmesinin en çok yerel yönetimlere düştüğünün bilincinde.
Bakın nasıl anlatıyorlar bunları:
Gülbahar Yeğin’in kaynanası hasta. Ona bakmak için işten ayrılmış. Asgari ücretle geçinmeye çalışıyor, “Belediyenin hasta bakımı hizmeti varmış ben de kaynanam için başvurdum” diyor. Ama kaynanasının köyünde tarlası var görünüyor diye talebi reddedilmiş. “Yıllardır ekilmeyen kuru toprak’ dedim, bizim yardıma ihtiyacımız var. Oradaki memurun dönüp bana dedi ki ‘al kaynananı git köye, toprağı işle, gelip buraya dilenme. Ben dilenci değilim hakkım olanı istedim. O kadar çok gittim geldim ki en sonunda ambulans vermeye başladılar hastaneye giderken. Ben hasta ve yaşlı birine bakıştığım için belediyeyle ilgili çok şey biliyorum. Kadınlara hiçbir belediyenin değer verdiğini görmedim. Kadın deyince akıllarına İsmek açmak geliyor. Ben bir kadın olarak iş imkânlarının yaratılmasını istiyorum kreş açılsın istiyorum gençlerimiz uyuşturucu kullanmasın sokaklar bizler için güvenli olsun istiyorum.”
20 yaşındaki açık öğretim fakültesi öğrencisi Dilvin İçyüz, “5 yıldır mahalleye çivi bile çakılmazken şimdi her yerde bir asfalt çalışması aldı başını gidiyor. Bitmiyor bir de, her yer toz içinde. Bütün vergilerimiz asfaltın altında kalıyor diye düşünüyorum. Mahallede gençlerin, kadınların sosyal anlamda gidebileceği yerler yok ama belediye varını yoğunu yola harcıyor. Oysa o yollar kadınlar için hiçbir yere çıkıyor.” diyor.
Dilvin gibi açıköğretimde okuyan Berivan Aytekin de ulaşıma, yollara, mahalle kreşinin olmayışına parmak bastıktan sonra en büyük sorununun işsizlik olduğunu söylüyor. “Kadınlar ve gençlerin girebileceği hiçbir iş yok. Benim bir belediyeden beklentim, hiç kimseyi ayırmadan yardım etmesi iş vermesi. Kadınlarla ilgili daha çok çalışmaların olması gerekir” diyor.