10 Kasım 2013 20:16

Halil Bandırma

Başbakan toplumda büyük tartışmalara neden olan sözlerinden birini daha etti. Başbakana göre kız ve erkek öğrenciler aynı evde kalamaz. Bu durum onun muhafazakar-demokrat anlayışına ters. Bu sorunun çözümü için hemen harekete geçiyor! Valilerine talimat veriyor: Gidin ve öğrenci evlerini denetleyin.
Dikkat edersek başbakan yurtların yetersizliğini sorun etmiyor. Öğrencilerin evlerde hangi koşullarda yaşadığını, hangi sorunlarla baş başa kaldığını, verdikleri 280 liralık kredi veya bursun geçimini sağlamaya yetip yetmediğini dert etmiyor. Öğrencilerin eğitimleri sırasında evlendikleri taktirde kredi borçlarının silinmesinin, onlara en iyi düğün hediyesi olacağını düşünenlerin bu soruları kendilerine sormasını beklemek fazla iyimserlik olurdu zaten.
Bir yandan bunlar olurken diğer yandan başbakan ve bilumum hükümet üyeleri kimsenin yaşam tarzına müdahale etmediğini hatta yaşam tarzlarının garantörü olduğunu iddia edebiliyor. Burada akıllara, başbakanın Haziran direnişinin ilk günlerinde direnişi karalamak için sıkça kullandığı; “Ayakkabıyla camiye girdiler, içki içtiler.” cümlesi geliyor. Şimdi biz ne diyelim peki; “Valiyle kapımıza dayanacaklar.” mı?
Tesadüfe bakın ki bu sözler bir 6 Kasım öncesi telafuz ediliyor. Tam da öğrencilerin talepleri için alanlara çıktığı, nasıl bir üniversite sorusunu daha sık sorduğu, buna ilişkin daha yoğun tartıştığı günlerde. Şimdiye kadar yapılan üniversite forumlarında yaşam alanlarına ve yaşam tarzına yapılan müdahaleler yeterince yer almamıştı. Bu sözlerin ardından kuşkusuz hem 6 Kasım eylemlerinde hem de daha sonra yapılacak forumlarda bu konu daha fazla konuşulacaktır.

6 KASIM’LA BİTMEYECEK

Bu sene eylemler ve etkinlikler tüm eksikliklerine rağmen (bu da başka bir yazının konusu olsun) hemen her yerde üniversite forumları adıyla yapılıyor. Üniversite forumları, niceliksel katılımları sınırlı olsa da, esnek yapıları ve kapsayıcılığı sayesinde şu an itibariyle en geniş birliği temsil ediyor. Katılımı arttırmak ve demokratik işleyişi baki kılmak demokratik üniversite kaygısı taşıyan herkesin omuzlarında bir görev olarak duruyor.
Elbette demokratik üniversite mücadelesi 6 Kasım’la sona ermeyecek. Demokratik bir ülke talebiyle birleşecek ve sürecek. Tabi ki Haziran direnişinin en önemli taleplerinden biri olan yaşam alanına ve yaşam tarzına müdahale edilmemesi konusunu da içine alarak...
İzmir
 

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Peşkeşe ‘dur’ de!

Peşkeşe ‘dur’ de!

Çayırhan Termik Santralinin özelleştirilmesi için alınan ve genelde mal değerinin yüzde 10 düzeyinde belirlenen geçici teminat bedeli 250 milyon TL oldu. Bu bedel madenin sadece 3.5 günlük kazancına denk geliyor. Satışa karşı direnişi sürdüren madenciler, ‘Yağmayı durduralım’ çağrısı yaptı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı.

Evrensel'i Takip Et