Büyük koalisyonda küçük adımlar
17 Aralık’ta Angela Merkel’in yeniden başbakan seçilmesi öngörülmesine rağmen, koalisyon görüşmelerinde henüz uzlaşma sağlanamadı.
Yücel ÖZDEMİR
Köln
Genel seçimlerin üzerinden tam iki ay geçti. Geride bıraktığımız süre içerisinde salt çoğunluğu kıl payıyla kaçıran Angela Merkel’in başını çektiği CDU/CSU ile Sigmar Gabriel’in başını çektiği tarihinin ikinci düşük oyunu alan SPD arasında sürdürülen “büyük koalisyon” görüşmelerinden büyük bir ilerleme sağlanabilmiş değil. 17 Aralık’ta Federal Parlamento’da Angela Merkel’in yeniden başbakan seçilmesi öngörülmesine rağmen, asıl üzerinde tartışma beklenen konular üzerinden bir uzlaşmanın henüz sağlanmamasından ötürü, “kriz senaryoları” devreye konulmaya başlandı.
CİDDİ KONULARDA HENÜZ UZLAŞMA YOK
CDU/CSU ve SPD arasında değişik gruplar arasında sürdürülen koalisyon görüşmelerinde asgari ücret, çifte vatandaşlık, sağlık gibi alanlarda henüz uzlaşma sağlanabilmiş değil. Alt komisyonlarda uzlaşmanın sağlanmasının zor göründüğü bu konularda her iki partinin başkanları arasında yapılacak görüşmede taviz verilmesi bekleniyor. Sağlık alanında uzlaşmanın sağlanamadığı ilan edildi. Asgari ücret ve emeklilik konusunda ise tarafların yakınlaştığı ifade ediliyor. Özellikle de asgari ücretin miktarının ne olacağı konusunda tartışma sürüyor. Ayrıca, CSU’nun gündeme getirdiği yabancı otomobillerden otoban parası alınması da taraflar arasında tartışma konusu. SPD’nin 67 yaşına çıkardığı emekliliği şimdi esnekleştirme girişimleri de taraflar arasındaki bir diğer tartışma noktası. SPD, seçimlerden önce emeklilik yaşanın esnekleştirilerek, isteyenlerin daha önce emekli olmasının önünün açılmasını gündeme getirmişti. Bu konuda da son söz liderlere bırakıldı. Hastalık ve bakım sigortasının yeniden düzenlenmesi konusunda da bir uzlaşma sağlanamadı ve son söz liderlere bırakıldı.
SOL PARTİ’YLE ORTAKLIK MEAJI
Öte yandan CDU/CSU ile ortaklık için görüşmeler sürdüren SPD, Leipzig’de düzenlediği parti kongresinde Sol Parti’yle koalisyon ortaklığı yapabileceğine karar verdi. Kaybettiği güveni ancak yüzünü sola dönerek kazanabileceğinin farkında olan SPD yönetimi, CDU/CSU ile ortaklık görüşmeleri sürdürürken, en azından lafta Sol Parti ile ortaklık kapısını aralamış görünüyor. Daha önce Batı Almanya’daki eyaletlerde dahi Sol Parti ile ortaklığa yanaşmayan SPD’nin Leipzig’deki kongrede federal çapta ortaklık için kapıyı açması, aslında CDU/CSU ile yürüttüğü pazarlıklarda elini güçlendirme hamlesinden başka bir şey değil. CDU/CSU’ya, Yeşiller ve Sol Parti’yi içeren bir koalisyona liderlik yapabileceğin mesajını veren SPD’nin önümüzdeki yıllarda bu hükümet ihtimalini de canlı tutmak istiyor. Böylece aynı zamanda Sol Parti üzerinde etkili olma niyetinde. Çünkü, Sol Parti içerisinde azımsanmayacak bir kesim SPD liderliğinde bir koalisyon ortaklığına dünden razı.
SPD’nin ortaklık mesajından sonra bu kesimler tarafından yapılan açıklamalarda CDU/CSU ile ortaklık görüşmelerine derhal son verilmesi, sol bir hükümet için görüşmelere başlanması talep edildi. Eşbaşkan Bernd Riexinger, SPD’nin bu hamlesinin manevradan ibaret olduğunu ifade ederek, kendilerine ciddi bir koalisyon ortaklığı teklifi yapılmadığına işaret etti.
SPD’nin Sol Parti ile ortaklık kurabileceğini açıklamasında, koalisyon görüşmelerinden sonra 470 bin üye arasında yapılacak oylamanın da etkisi söz konusu. Kasım sonunda yapılacak oylama öncesinde parti tabanın CDU/CSU ile yürütülen görüşmelerden çıkacak sonuca tepkisini yumuşatmak için bu adımı atan SPD, bu yolla muhtemel tepkileri yatıştırmak istiyor. SPD içerisinde Sol Parti ile ortaklığı savunanlar parti üyeleri arasında yapılacak oylamada öncesinde CDU/CSU ile ortaklığa karşı çıkıyorlar.