İktidar bunu hep yapıyor
Türkiye’de kadın olmak zor, ileriye dair şüphelerim var. Devlet namus bekçiliğine soyunmuş. Kızlık zarı, gebelik testi gayrimeşru bir şekilde yapılıyor
Ayşe Turaran - Pınar Çtinkaya
Ege Üniversitesi
Ülkenin büyük bir çoğunluğunu oluşturan üniversite gençliği, Gezi eylemlerinde iktidarı o kadar korkutmuş olacak ki başbakanımız ve saz arkadaşları gençliğe nasıl saldıracaklarını şaşırdılar. Bir insanın ufkunun darlığını gözler önüne seren uygulamalarla her gün karşımıza çıkıyorlar. Önce haremlik-selamlık kisvesi altında öğrenciler kampüs içlerinden uzaklaştırıldı, yalnızlaştırıldı. Sonrasında öğrenci evliliklerini teşvik etmeye dair yasa tartışmalarını izledik. En son gündemimiz kız ve erkek öğrencilerin aynı evde kalmalarına kadar geldi. Aslında işlerin buralara varmasına şaşırmamak gerek; evlenen insanlar ayrı yurtta kalacakken nikahsız olanlar nasıl aynı evde kalsın dostlar.
Aslında sistemin, iktidarın kadın ve kadın bedeni üzerinden politikalar yürütmesi yeni değil. Bundan bir yıl önce kürtaj ve sezaryan yasasıyla büyük tepki toplayan uygulamaları ardımızda bıraktık. Ama onlar bizlerin ardını bırakmamakta, çeşitli uzantılarıyla karşımıza çıkmaktalar. Bunun bir örneğini geçtiğimiz hafta Ege Üniversitesi Mediko Hastanesi’nde bir kadın arkadaşımız yaşadı. Arkadaşımız düzenli kullandığı kist ilaçlarını yazdırmak için gittiğinde görevli doktorlar tarafından hamilelik testi yapılmak zorundan bırakıldı. Burada görevli doktorların da bu uygulamadan memnun olmadığını ama devlet tarafından zorunlu bırakıldıklarını, bu testin sonucunun pozitif çıkması durumunda aileye haber verileceğini öğrendik. Bu olayın ardından okulumuzdaki kadın arkadaşlar Mediko önünde bir protesto eylemi düzenlediler. Eylem sırasında birkaç arkadaşımızla yaşananları değerlendirdik.
KADIN MÜCADELESİNİN İSTEĞİ EŞİTLİKTİR
Ege Üniversitesi öğrencisi Berhan Ocak, 18 yaşını geçmiş kendi bedeninin sorumluluğunu almış bir kadının kişisel bilgilerinin kendisinin dışında paylaşılmasının faşistçe bir uygulama olduğunu, insan haklarına aykırı olduğunu dile getirdi. Eyleme katılan Dilan Bütün adlı arkadaşımız ise, Türkiye’de kadın olmanın sorun olduğunu ve ileriye dair şüphelerinin olduğunu söyledi. “Devlet namus bekçiliğine soyunmuş. Kızlık zarı, gebelik testi gayrimeşru bir şekilde yapılıyor.” diyen Şilan uygulamaya dair tepkisini belirtti.
Ege’li bir grup kadınsa, bu meselenin kadın- erkek birlikte mücadele edilecek bir şey olduğunu, bu yüzden yapılan eylemin de 30 kadınla protesto edilen bir şey olmaması gerektiğini vurguladı. “Hazırlıklı, ses getiren bir şey yapmalıydık. Böyle bir tarz cinsiyetçi bir tutumdur. Kadın mücadelesi diğer mücadele hatlarından ayrı değildir. Kadın mücadelesinin isteği eşitliktir.” diyerek eleştirdikleri noktaları aktardılar.
KADINLAR ARTIK DAHA BİLİNÇLİ
Ege Üniversitesi öğrencisi Beriwan Havin, öncelikle bu eylemin kendiliğinden olmadığını belirtti. “Gezi’de gördük kırmızılı, siyahlı kadınları. Kadınlar hep en öndeydi. Bunların olması hiçbir şekilde rastlantı değil. Bu yıllarca kadının üzerinde uygulanan sömürünün, baskının, kürtaj yasaklarının, şuanki kızlı-erkekli evlerde kalıyorlar gibi uygulamaların sonucunda oluşan bir patlamadır aslında. Kampüslerde de böyle bir dinamik var. Kadınlar artık daha bilinçli. Dolayısıyla bu dinamiğin bir çıkısıydı bu eylem. Evet bir anda gelişti. Ama haberi duyar duymaz hemen program yapabildik. Yılların vermiş olduğu bıkma, isyan etme isteğinden kaynaklı.” diye ekledi.