05 Aralık 2013 19:40

AKP'den kızlı-erkekli kurtulacağız

Yapılan ev baskınları insanların yaşamlarına yönelik müdahalenin ne denli arttığının göstergesidir. Bütün bunlar olurken hükümet sözcülerinin kimsenin yaşam tarzına karışmadık sözleri de bu işin trajikomik yanıdır

AKP\'den kızlı-erkekli kurtulacağız
Paylaş

Elif TURGUT
İTÜ


Türkiye’de on yıllardır süregelen toplumsal muhafazakarlaşmanın hayatlarımıza etkisi AKP iktidarıyla daha da artmıştır. Bir sürü örneği sıralanabilecek muhafazakar baskının en büyük mağduru da kadınlar olmaktadır. Her yıl binlercesinin şiddete uğradığı, yüzlercesinin yaşamını yitirdiği kadınlar, bütün bunlar yetmezmiş gibi toplumsal yaşamda daha da baskı altında tutulmaya, erkin çizdiği sınırlar içerisinde kalmaya zorlanmaktadır.

Son yıllardaki birçok gerici uygulama elbetteki toplumun her kesimini hedef almıştır.Ancak kadınlar bu hedefin tam merkezidir. Kaç çocuk doğuracakları, çocukları nasıl doğuracakları, kürtaj olup olmayacakları, nasıl giyinecekleri AKP iktidarı döneminde sıkça tartışmaya açılmıştır.

‘AYNISINI ANANA BACINA YAPSALAR’

Son dönemde ise daha çok genç kadınları ilgilendiren; erkeklerle aynı yurtta kalma, aynı evi paylaşma, aynı gençlik kampına gitme hatta aynı yemekhanede bulunma gibi konular tartışma konusu olmuştur. Bu tartışmalarda kadın ataerkil bir namus kavramı yaklaşımıyla muhafazakar kalıplara sokulmaya çalışılmıştır. Örneğin bir erkekle, bir kadının öpüşmesi ya da aynı evi paylaşması iktidar sahiplerince ‘ahlaksız’ bir olaydır ancak bu ‘ahlaksızlığın’ tarafı kadınlardır.

Bu üslup özellikle başbakanın kadın muhabirle yaptığı ‘kızlı-erkekli’ ev tartışmasında kendini belli etmiştir. O tartışmada başbakan evlerin kişilerin özel alanları olduğunu ve oraya müdahalenin özel hayata bir müdahale olup olmadığını soran muhabire, senin kızının başına gelse ne yapardın sorusuyla cevap vermiştir. Hükümetin diğer sözcüleri de benzer açıklamalarda bulunmuştur. Bu söylem bizlerin mahallelerimizde küçükken duyduğumuz ‘aynısını anana bacına yapsalar’ söyleminin hükümet versiyonudur. Kadın-erkek eşitliğine inanmıyorum diyen iktidar temsilcilerine de yakışan bir üsluptur.

KARIŞMAMASI BUYSA...

Bu söylemler sonrası gelen ev baskınları insanların yaşamlarına yönelik müdahalenin ne denli arttığının göstergesidir. Bütün bunlar olurken hükümet sözcülerinin kimsenin yaşam tarzına karışmadık sözleri de bu işin trajikomik yanıdır. Tüm bu olumsuzluklara rağmen bizler taleplerimizin takipçisi olacağız. Kadın-erkek eşitliğine inanan, bilimsel, parasız, ana dilde eğitimi savunan gençler olarak gerici sermaye partisi AKP’yi ‘kızlı-erkekli’ tarihin çöplüğüne göndereceğiz.
 


GERÇEK SORUNLAR GÖRMEZDEN GELİNİYOR

Muhafazakar yaşam şeklini dayatmak adına uygulamalar yapan iktidar partisi, gençliğin ‘kızlı-erkekli’ yaşadığı sorunları görmezden gelmektedir. Bugün birçoğumuz nitelikli bir eğitime ulaşmak için ya kredi alıyoruz ya da çalışıyoruz. Barınma, beslenme, ulaşım, eğitim giderlerimizi düşünürken, bu ülkeyi yönetenler de bu sorunları düşünsün istiyoruz. Ama iktidar sahipleri, bizlerin temel ihtiyaçlarını karşılamak bir yana; özel okulları, piyasa üniversitelerini teşvik etmekte, okulları ticarethaneye çevirmektedir.
Bilimsel bir eğitim yerine dogmatizmi dayatmakta, altyapısız, akademisyensiz hatta ‘elektriksiz’ üniversitelere bizleri
zorlamaktadır.

ÖNCEKİ HABER

Tartışılan bizim geleceğimiz

SONRAKİ HABER

LGBTİ örgütleri, nefret suçlarına karşı yasa istedi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa