Kolomb’a kimse pasaport sormamıştı
Elif GÖRGÜ
Böyle yazıyor İspanya’nın bir duvarında. Latin Amerikalı göçmenlerin en çok göç verdiği ülkelerden biri olan İspanya’da, krizden sonra 400 binden fazla İspanyol genç, iş bulmak için başka ülkelere göç etmek zorunda kaldı.
Kolomb’a bırakın pasaport sormayı, neden geldin bile diyememişti Amerika halkları. Onun ardından yüzbirlercesi daha gelerek koca bir kıtanın yeni sahipleri oldular. Atalarının göçle geldiği, katliamla boşalttığı topraklara “Latin göçmenler” giremesin diye kanunlar çıkartıyor, sınırlarına duvarlar inşaa ediyor ABD’liler bugün. Kendi göçlerini ise “Şükran Günü” ile kutlayorlar. Şükran duyuyor Meksikalı göçmenler, ABD sınırını ölmeden geçtiklerinde.
KIYIMIZA VURAN GÖÇ HİKAYELERİ
Yasaları yapanlar “yasadışı göç”, yasalara tepki gösterenler “dökümansız göç” diyor onların hayatta kalma mücadelesine. Yasal olanı da kolay değil. Pasaport parası, vize parası, çıkış harcı, oturma izni, çalışma izni... Dökümansız geçenler ise yakalanırsa sınırdışı ediliyor, yakalanmazsa sömürü çarkının en çok ezdiği noktasında, tam kayıtsız, güvencesiz, insanca muameleden muaf hizmete vermek zorunda kalıyorlar kapitalizme.
Göçün en korkunç hikayelerinin bazılarını ise, Akdenizli dalgalar bizim kıyılarımıza bırakıyor. 2 bini son iki yılda olmak üzere, 1993 yılından beri 20 bin dökümansız göçmen Avrupa ile arasındaki deniz engelini geçmek isterken yaşamını yitirdi. Sadece 2013’te Akdeniz üzerinden “yasadışı” olarak 31 bin göçmen Avrupa’ya sağ ulaşmayı başardı.
Çoğu Eritre, Somali ve Suriye gibi, halkı göç ettirecek koşulların yaratılmasında Avrupalı ülkelerin de parmağının olduğu ülkelerin vatandaşlarıydı. Avrupa nüfusunun 50 milyonu “dökümanlı”, 4 milyonu dökümansız göçmen. Kendi içinde sınırları kaldıran “sınırsız” Avrupa “yabancılara” karşı önlem almakta da sınır tanımıyor.
AVRUPA’YA ANCAK ÖLÜNÜZ GİRER
3 Ekim’de İtalyan adası Lampadusa yakınlarında 360 göçmenin boğularak ölmesi, Avrupa’nın bu konudaki suçlarına bir yenisini ekledi. Balıkçıların göçmenleri kurtarmasını uzun süre engellendiği ortaya çıktı. İtalya’da yetkililerin göçmenleri kurtarmak isteyenleri önlemesi yetkisi bulunuyormuş meğer.
Ardından Avrupa Parlamentosu, EUROSUR uygulaması adıyla Akdeniz’i insansız hava araçları ve uydularla gözleme kararı aldı, 2 Aralık’tan itibaren çalışmaya başlamış EUROSUR. Gerekçe, göçmenleri sağ kurtarmak. Gerçeğe ise Avrupa Birliği vatandaşı İtalya’dan bakalım: İtalya ölen 360 göçmene “İtalyan vatandaşlığı” verdi, ölmeyenleri ise tutukladı.
Avrupa, Akdeniz’i şimdi de askeri timlerle kontrol etmeyi tartışıyor. IPSnews’e konuşan Avrupalı yetkili Sebastien Brabant, “Akdeniz Timi”nin oluşturulduğunu söylemiş. 2005 yılında Avrupa’nın sınırlarını “korumak” için kurulan Avrupa Birliği Sınır Güvenliği Birimi (FRONTEX) ise zaten yıllardır “Akdeniz’in güvenliği” için çalışıp duruyor!
Frontex 20 çalışanla görevine başlamış, bugün 300 çalışanı ve neredeyse 100 milyon avro bütçesi var.
AVRUPA’NIN SINIR BEKÇİSİ TÜRKİYE
Ne tesadüf ki 2 Aralık’tan sadece iki gün sonra Türkiye gazeteleri bir “müjde” verdi: “AB ülkelerine vizesiz gireceğiz”
Müjdenin şartı var: AB ülkelerine “yasa dışı” yollarla giren “üçüncü ülke” vatandaşlarının iadesini öngören Geri Kabul Anlaşması’nı imzalanacak. Türkiye “yasadışı göçmenler” konusunda“ önlemlerini artıracak.
ABD’nin Ortadoğu’yu yönetme projesinin taşeronluğu yetmedi, Türkiye Hükümeti, şimdi de Avrupa’nın sınır bekçiliğini üstleniyor.
Avrupa ise en yakın 3.5 yıl sonra, eğer Türkiye’nin iyi bekçilik yaptığına karar verirse vize uygulamasını kaldıracak, o da belki... Türkiye’den gelen bazı uçakların daha kapısında yasadışı pasaport kontrolü yapan- birine ben denk geldim- Almanya mı örneğin kabul edecek vizesiz girişimizi?
Türkiye’de sadece Suriyeli göçmen sayısı 1 milyona ulaşmış durumda. Avrupa’nın göçmenlerini de almayı kabul eden hükümet, ülkeyi dev bir mülteci kampı olmaya doğru götürüyor.
BAŞKA YERDEN GÖÇ ETSİNLER CANIM!
Mülteci, göçmen haklarının ihlalinin artacağını söylemek yanlış olmaz. Fal açmaya gerek yok, daha bir kaç gün önce ülkesine dönerken sınırda vurulmadı mı 7 yaşındaki Suriyeli Ela?
AİHM’in son kararına bakmak bile yeterli: 3 Aralık’ta verdiği kararla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), çoğu çocuk 19 Özbek mülteciyi yasadışı olarak sınırdışı etmekten, Türkiye’yi 190 bin avro tazminata mahkum etti.
Olay 12 Eylül 2008 yılında gerçekleşmiş, Van Emniyeti yetkilileri Özbek mültecileri “yardım yapacakları”nı söyleyerek kandırmış, sınır kapısından değil, resmi olmayan bir yerinden zorla İran tarafına geçmeye zorlamışlar, İranlı askerlerin ateş etme ihtimalini bile bile... Kaçakçılara fidye ödeyen Özbekler yeniden Türkiye’ye gelmiş, önce Türkiye’den İran’a sonra İran’dan Türkiye’ye sınırdışı edilmişler.
İşte, Türkiye’ye müjde denilen sınır bekçiliği görevi tam da böyle bir şey.
Kuşların göç yoluna havalanı kurarak “kuşlar da başka yerden göç etsinler” zihniyetindeki hükümetin göç eden insanlar için duyguları da farklı değil.
Yasadışına mı karşı olacağız yoksa yasal ama insanlık dışı olana mı?
Avrupa müjdesinin tartışma dışı bırakılmak istenen kısmı bu...
Evrensel'i Takip Et