12 Aralık 2013 20:43

Tunceli Üniversitesi Ekmek Ve Gül Okurları

Üniversite hayallerimizin başladığı yerdir. Bağımsızlığımızı ilan edeceğimiz, bundan sonraki hayatımız için ilk adımımızdır. Yalnız sokağa çıkabilmektir mesela; tek başına karar alabilmektir, ki bunun hazzı hiçbir şeyde yoktur. Bu nedenledir ki, birçoğumuzun da unutamadığı ilk anlarını saklar içinde üniversite yılları.
Biz ilk adımımızı kapısı olmayan bir üniversiteye attık mesela, hatta hangi adımımız ilkti anlamadık bile. Yeni bir binada eğitim görmek heyecanlı olsa gerek; ama biz o heyecanı da yaşayamadık, yaşayacağız gibi de görünmüyor. Üniversitenin tamamının 2016’da biteceği söyleniyor. Belki de mezuniyet törenimizi sağlıklı bir şekilde gerçekleştirebiliriz, kim bilir… Ama bu haliyle bizim için özel bir yer kaplayacağı kesin üniversitemizin. Birlikte büyüyeceğiz, birlikte kapatacağız eksikliklerimizi. Biz mezun olurken, o tam bir üniversite olacak, en azından bina olarak…

PREFABRİKTE AKADEMİK EĞİTİM
Dersim’de üniversite öğrencisi olmak gerçekten çok zor. Hükümetin her yere bir üniversite yaptık diye övündüğü üniversitelerden biri Tunceli Üniversitesi. Bir nevi “sonradan görme” diyebiliriz. Açıldığı ilk yıllarda, daha binası yokken binlerce öğrenciyi alan, hem eğitimden hem de barınmadan dolayı yine binlercesini mağdur edip, eğitimini bırakıp eve geri dönmesine sebep olan bir üniversitedir bizim üniversitemiz. İlk mezunlarını vermiş, öğrenci sayısını artırmış, bu yıl itibari ile yeni binasına geçmiştir. Ama mağduriyetleri bitmemiştir.  “Eski resimlerini gördükten sonra yeni üniversitenin açılıyor olması beni heyecanlandırmıştı, hiç böyle beklemiyordum doğrusu” diyor bir arkadaşımız.  Yapımı bitmemiş, aydınlatması bile olmayan bu üniversite, arkadaşlarımız ile unutamayacağımız hayal kırıklıklarımız arasına girmişti bile. Diğer okullar vize haftalarında iken açılan üniversitemiz ocak ayında vize sınavlarını yapacağını söylüyor. Muhtemeldir ki bu gecikme tatillerimize malolacak. Keşke tek sorun bu olsa diyesi geliyor insanın. Arkadaşlarımızla konuştukça birçok sorunun geçmişten gelen sorunlar olduğunu anlıyoruz.
Şeyma Kökçü 4. Sınıf gıda mühendisliği öğrencisi, “ilk geldiğimde büyük bir üniversite bekliyordum, ilkokuldan alınma bir yapıya yerleştirildik, sonra da prefabrik binaya geçtik. Son senemizde üniversite binası ancak yapıldı, o da eksik” diyor. Aynı dertlerden son sınıf öğrencisi Tülay Keser de şikâyetçi. Tülay “memleketimde okumak için geldim. En azından bildiğim bir yer olduğu için zorluk çekmeyeceğimiz düşündüm. Ama hiç de düşündüğüm gibi olmadı” diyor.

PATLAMA NOKTASI: ULAŞIM SORUNU
Hepimizin dertleri ortak görüyoruz. Hepimizin anıları birbirine benziyor, geçen seneler pek bir fark yaratmıyor. Barınma sorunu kadar herhangi sosyal alanımızın olmaması, imkânların çok kısıtlı olması, iş olanaklarının ise yok denecek kadar az olması da ortak sorunlarımız arasında. Tüm sorunların bir patlama noktası olur, bilirsiniz. Bizim patlama noktamız da ulaşım sorunu oldu. Araç sayısının az olması, yol parasının yüksek olması çeşitli sıkıntıları beraberinde getiriyordu. Beklenilen ama sürekli dolu geçen minibüslerin ardından yolda bekleyen öğrencilerin isyanı büyüdü. “Ulaşım haktır, barınma şarttır” dedik. Kazandık; ulaşım ücretleri indirildi, araçların artırılacağı sözü verildik. En güzel anımız ise bu oldu. Gücümüzü gördük. Sorunlarımız için bir araya gelmemiz gerektiğini öğrendik. Tek tek çıkan seslerden ise, tek ağızdan çıkacak ortak sesin daha güçlü olacağını gördük. Zor bir sene olacak bizim için, mücadele yüklü bir sene olacak, öyle görünüyor. Bu sene içinde güzel ve öğretici anılarımızın çoğalması dileğiyle…

BARINMA DERDİNE BAKMADAN “KIZLI ERKEKLİ” TARTIŞMASI
Barınma sorunu üniversite ilk açıldığında öğrencilerin en büyük sorunuymuş, halen de öyle. Yurtta misafir öğrenci olarak kalan bir arkadaşımız misafir olarak bile yerleşmenin zor olduğu yurttan olmak istemediği için ismini vermeden ifade ediyor görüşlerini. Geldiği ilk sıralar bir tanıdık aracılığıyla yeni tanıştığı arkadaşının evinde kalmış bir süre. Yatağının, dolabının olmadığını söyleyen arkadaşımız, o gün hangi yatak boş ise orda kalıyormuş. Boş yatak olmadığı zamanlarda ise iki kişi birlikte yatıyorlarmış. Yurtta kalan arkadaşlarımızın tek sorunu bu değil tabi. Arabanın geçiş güzergâhı ile yurt arasında bayağı mesafe olduğu için özellikle ikinci öğretimdeki kadın öğrenciler ciddi sorunlar yaşıyor. Karma yurtları ayırmayı dert edinmiş başbakanın var olan yurtlardan pek haberi olmasa gerek. Trajikomik ama karma yurt tartışmasının tek yaradığı yer de burası olsa gerek; yoksa KYK yeni bina arayışına girmezdi herhalde. Öğrencilerin barınma hakkını zerre kadar umursamayan hükümet mesele muhafazakâr toplumuna geldiğinde burnundan kıl aldırmıyor doğrusu. Kızlı erkekli kalmayı yasaklayadursun hükümet, bizler hiç tanımadığımız arkadaşlarımızla ev arayışlarına girmiş bulunuyoruz bile. İşletme 1. Sınıf öğrencisi Dilan Uprak, yurt çıkmayan arkadaşlarımızdan. “Yurt olmayınca mecburen ya özel yurtlara ya evlere ya da cemaat evlerine mahkûm oluyorsun. Burada öğrenci olunca kiralar iki katına çıkıyor zaten” diyor. Dersim’e giremeyen cemaat, üniversite vesilesiyle bir ayağını oluşturmuş oluyor böylece.
 

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Çayırhan’da çakal sofrası

Çayırhan’da çakal sofrası

AKP iktidarının özelleştirmek istediği Çayırhan Termik Santrali ve maden işletmesinin ‘adrese teslim’ ihalesi bugün gerçekleştirilecek. İşçiler ve kamuoyu özelleştirmeye karşı çıkarken, adrese teslim ihaleye sicili kabarık patronların katılması bekleniyor. Çayırhan’ı yutacak sofrada IC İçtaş, Cengiz, Kolin, Limak, Alagöz, Ciner, Yıldızlar SSS var. Ödenmeyen işçi ücretleri madenin satış fiyatından fazla!

317.36 milyon TL: Yunus Emre Termik Enerji Santralinin son 3 ayda ürettiği elektriğin değeri

204.9 milyon TL: Aynı dönemde 1000 işçinin ortalama ücretlerden patrona 'maliyeti'

0 TL: Şirket 2021, 2022 ve 2023 yıllarında hiç vergi ödemedi

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
5 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et