Her alanda ayrımcılık, her alanda hak gaspı
İlke IŞIK
AKP, sermayenin esnek çalışma hayalini gerçekleştirmek için kolları sıvadı. Artık “müjde” başlıklı her haberin altından zaten kısıtlı olan haklarımızı törpüleyen yeni bir şey çıkıyor. Tam da bu nedenle İstanbul’da başlayan Kadın Emeği Platformu çalışmaları Ankara’ya ve İzmir’e de taşındı.
Ankara’da Kadın Emeği Platformu olarak bir forum gerçekleştirdik. Kimler yoktu ki forumda: taşeron temizlik işçileri, bakım hizmetlerinde çalışanlar, tekstil ve finans emekçileri, stand çalışanları, garsonlar, öğretmenler, sosyal hizmet uzmanları ve birçokları… Ankara’da çok sık bir araya gelemiyor çalışan kadınlar ya da gelseler de sadece kendi sorunlarını, yaşadıklarını paylaşacakları ortamlar çok olmuyor. Belki de bu yüzden herkesin çok anlatacağı vardı. Deneyim aktarımı bölümünün forumun en uzun kısmı olmasında belki bunun da etkisi vardı.
İTİRAZ EDENE “KADINSIN, HADDİNİ BİL” DİYEN AMİRLER
Hacettepe Üniversitesi Hastanesi’nde işten atılan Dev Sağlık İş üyesi Sadegül sendika önlüğü ile gelmişti salona. Düşük maaşla nasıl deli gibi çalıştırıldıklarını, aldıkları ücret yetmeyen kadın işçilerin hafta sonları temizliğe gittiklerini, bu yüzden hafta sonuna gelen nöbetlerin ücret karşılığı değiştirildiğini, bu sebeple hocalarla iyi geçinmek ve her istediklerini gerçekleştirmek zorunda bırakıldıklarını anlattı bir solukta. Sendika üyesi olmalarının ardından yaşadıkları ise işten atılmaya kadar gitmiş, ücretlerini alamamaları nedeniyle yapmış oldukları eylem üniversite rektörünün talimatıyla 43 işçinin çıkarılmasıyla sonuçlanmış. Sadegül “hepimiz işe geri dönünceye kadar devam edeceğiz” diye bitiriyor konuşmasını coşkuyla.
Bir başka hastaneden taşeron işçisi kadın, sendikalaşmayı başaramadıklarını ancak komite kurarak talepleriyle ilgili çalışmalar yaptıklarını, soyunma odalarının kadın-erkek ortak kullanıldığını ifade ederek yaşadıklarını özetliyordu. Söz konusu kadın işçiler olduğunda muhafazakâr zihniyetin iki yüzlülüğü seriliveriyordu ortaya.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nde çalışan mühendis bir kadın, iş bulurken ne kadar zorlandığından, sektörde erkeklerin öncelikli olarak tercih edildiğinden söz ederken, Çankaya Belediyesi Park Bahçeler Müdürlüğü’nde çalışan bir başka işçi, amirine itiraz ettiğinde kendisine “kadın olarak haddini bil” denildiğini ve sürgüne gönderildiğini anlattı.
BİRBİRİMİZDEN ÖĞRENECEK ÇOK ŞEYİMİZ VAR
TGS Ankara Şube Başkanı Esra ???? basın emekçilerinin yaşadıklarını paylaştı hepimizle. Erkek bir sektör olduğunu söylediği medyada bir kadın olarak var olmanın zorluğundan söz ederken, güzel kadınların ekran yüzü yapıldığını, diğerlerinin ise kabul edilmek istenmediğini anlattı. Esnek çalışmadan, belirsiz mesai saatlerinden, sokaktaki tacizden, örgütsüz, sigortasız çalışmadan söz ederken, dinleyen bütün kadınlar olarak, ne kadar da habersizmişiz yaşadıklarından diye düşündük.
Çankaya Belediyesi’nin süpürgeci kadınlarından Filiz, yıllarca ara verdiği çalışma hayatına yeniden dönerken yaşadığı tedirginlikten bahsederek başladığı konuşmasında işyeri temsilcisi oluncaya kadar yaşadığı değişimi özetleyiverdi aslında. 75 kadın işçiyle başlayan maceranın 110 işçiyle sürdüğünü, bel ve boyun fıtığı gibi meslek hastalıklarının yaşandığını, kendi soyunma odaları buz gibi iken erkek işçilerinkinin klimalı olduğunu, ilk işe başladıklarında erkek işçilerin “bunlar bir ay dayanamazlar” diye iddiaya girdiklerini anlatırken, erkeklerin yoğun olduğu bir alanda kadın emekçi olmanın zorluklarını da ifade ediyordu aslında.
Kendisini işçi öğrenci olarak tanımlayan bir başka kadın, marketlerde kurulan standlarda çalışan kadınların bağlı bulunduğu ajanslardan söz etti. Genelde öğrenci, emekli ya da hafta içi başka işte çalışıp hafta sonu bu işleri yapan kadınların buralarda çalıştığını, kadın bedeninin açıkça kullanıldığını, bazı firmaların mini etek giyme zorunluluğu getirdiğini, mobbingin, market çalışanları ve müşterilerin tacizlerinin çok yaygın olduğundan söz ederken pek bilmediğimiz bir çalışma şeklinden söz ediyordu.
NE YAPMALI?
Ostim’den gelen bir kadın işçi, 20.000 kadın işçinin çalıştığı Ostim’de, kreş ve ulaşım sorunundan, işe gelip giderken toplu taşıma araçlarında yaşanan tacizlerin kadınların en önemli gündemlerinden biri olduğundan bahsetti. Ulaşım sorununa ilişkin imza kampanyası başlattıklarını, Ostim için fiili sendikacılık gibi bir seçeneğin söz konusu olabileceğini bir çırpıda ifade ediyordu.
Öğretmen, kamu emekçisi, büro işçisi, meclis çalışanı daha birçok kadın paylaştı yaşadıklarını. Pek çok benzer sorunu yaşadığımızı fark ettik bir kez daha. Kadın istihdamı konusundaki yasanın sorunlarımızı daha da arttıracağı forumdaki bütün konuşmalarda mevcuttu. Esnek çalışmanın yaygınlaştırılarak, sermayenin ihtiyaçlarının karşılanması ve hepsi ile birlikte bizlere ancak ev işleri yani asli işlerimizle birlikte bir çalışma biçimi önerildiğinin ve bunu bütün kadınlara getireceklerinin herkes farkındaydı. Görünen o ki daha yapacak çok iş var. Ama deneyimlerini paylaşan kadınlar, birlikte hareket etmenin gücünü de taşıyarak çıktılar salondan.
İÇSELLEŞTİRDİĞİMİZ AYRIMCILIKTAN KURTULABİLSEK…
Forumun en çarpıcı deneyimini ise banka emekçisi bir kadın paylaştı. Bankacılık ve finans sektöründe ilk işten çıkarılanların kadınlar olduğundan söz ederken, çalıştığı bölümde, yedi kadın ve bir erkek olarak görev yaptıklarını, departmana “aranızdan biri işten çıkarılacak, siz seçin” denildiğinde, erkek çalışanı dışarıda bırakarak yedi kadın arasında kura çekerek bu belirlemeyi yaptıklarını anlattı. Hepimiz donup kaldık, kadınların iş gücü piyasasındaki yeri ve işten ilk çıkarılan nasıl olduklarını bundan daha iyi ne özetleyebilirdi! Üstelik biz kadınların bu durumu kabullenmesine, esas emek gücünün erkek olduğunun nasıl da içselleştirildiğine dair önemli bir örnekti.
Evrensel'i Takip Et