Her şeye rağmen barış
Beyar ÖZALP
Wan
Gever’de PKK’lilere ait mezarların tahrip edilmesinin ardından yapılan eylemde Reşit ve Veysel İşbilir polis kurşunuyla katledilmişti. Onların cenaze töreninde yine halka saldıran polis bu kez Bemal Tokçu’yu başından vurarak katletti. İşte tüm bu yaşanan ölümler başta Kürdistan olmak üzere birçok yerde ‘Barış sürecinin durumu ne olacak?’ sorusunu halka sordurdu.
Olayın yaşandığı ilk andan itibaren tüm kesimler yaşananların barış sürecini sekteye uğratmak için yapılan bir provokasyon olduğunu belirtti. Ancak halen yaşanan provokasyonun kimler tarafından hangi amaçla yapıldığı bilinmemektedir. Kürt hareketi bu provokasyonu paralel devletin barış sürecini sekteye uğratmak için yaptığını savunurken, AKP iktidarı da olayın bir provokasyon olduğunu belirtmek ile beraber kimin yaptığı konusunda herhangi bir bilgi vermemektedir.
EVLATLARININ CENAZESİNİ TAŞIMAK İSTEMİYORLAR
Gever halkı da olayın ilk gününden itibaren bir provokasyon olduğunu söylemekle beraber bu provokasyonun ortaya çıkması için farklı eylemler ile mücadele etmektedir. Ancak bu yaşanan ölümler Gever halkını oldukça endişelendirmektedir. Çünkü Gever halkı yaşanan olayla beraber bir yıldır devam eden barış ve çatışmazlık sürecinin sona ermesi ile beraber şehirlerine yine evlatlarının cenazelerinin gelmesinden korkuyorlar.
Geverliler çocuklarının cenazelerini yeniden omuzlarında taşımamak için her şekilde barışı haykıracaklarını belirtiyorlar. Gever halkı AKP iktidarının barış diye önlerine koyduklarını da kabul etmeyeceklerini dile getiriyorlar. Geverliler barış ile beraber yıllardır mücadelesini verdikleri talepleri için de mücadeleye devam edeceklerdir.
BARIŞ SOMUT ADIMLARLA OLUR
AKP iktidarı Gever halkının faillerin bulunması ve barış sürecinin devam etmesi çağrılarına karşı sadece bu bir provokasyondur demekle yetiniyor. AKP böyle yaparak olayın üstünü kapatacağını zannediyorsa büyük bir yanılgının içine girmiş olur. Çünkü Geverliler faillerin bulunması konusunda AKP iktidarının yakasından elini çekmeyecektir. AKP iktidarı kendisinin de Kürt halkı gibi barışı isteyen taraf olduğuna halkı inandırmak istiyorsa Gever olayının faillerini, sorumlularını ve planlayıcılarını bir an önce yargı önüne çıkarmak zorundadır. Aksi takdirde AKP’nin barışı istemediği, sadece Anadolu halklarını oyaladığı düşüncesi halk içerisinde giderek yer alacaktır. Tabi AKP’nin Gever olayını açığa çıkarması ile barışı isteyen taraflardan olduğunu ilan edemeyiz. Bu ilanı yapmak için başta ana dilde eğitimin önündeki engeller kaldırılmalı, siyasi tutsaklar serbest bırakılmalı ve karakol yapımları durdurulmalıdır. Ancak bu koşullar altında AKP’nin de barıştan yana olduğunu söyleyebiliriz.
Yıllardır yaşadığı bu kadar baskı ve acıya rağmen talepleri için barış diye haykıran bir halkın haykırışını duymamazlıktan gelemeyiz. Kürt halkı yıllardır verdiği mücadeleyle beraber yılmadan usanmadan barış diyebiliyorsa, bizim de bu haykırışa ses vererek Kürt halkının talepleri ile beraber barış için onlarla omuz omuza mücadele etmemiz gerekmektedir.
YİNE Mİ DIŞ GÜÇLER!
İktidara yakın basın yayın kuruluşları olayın dış güçler işi olduğunu söylemektedir. AKP medyası devlet haberciliği görevini bir kez daha yerine getirerek, olayın nasıl olduğu anlaşılmadan, dış güçler tarafından yapıldığını söyleyerek sorumluları ülke dışında aramaya başlamıştır. Ancak bizler çok iyi biliyoruz ki Gever’deki ölümlerin failleri ülke sınırları içerisinde ve yine gizli bir el tarafından korunmaktadır. AKP iktidarı da bu olaya provokasyon deyip, bir kenara geçip, susarak faillerini korumaktadır.
Evrensel'i Takip Et