25 Aralık 2013 18:14

Kozağaçlı: Hukuk devleti yalandan ibaret

DHKP-C'ye yönelik olduğu iddia edilen operasyonda gözaltına alınan ve haklarında dava açılan 9'u tutuklu 22 Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi avukatın yargılandığı davanın ilk duruşması ikinci gününde de Silivri Ceza İnfaz Kurumları karşısında bulunan adliye binasında İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye devam etti.

Kozağaçlı: Hukuk devleti yalandan ibaret
Paylaş

DHKP-C'ye yönelik olduğu iddia edilen operasyonda gözaltına alınan ve haklarında dava açılan 9'u tutuklu 22 Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi avukatın yargılandığı davanın ilk duruşması ikinci gününde de Silivri Ceza İnfaz Kurumları karşısında bulunan adliye binasında İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye devam etti.
Duruşmaya tutuklu avukatların tümü katılırken, tutuksuz avukatların ise 6'sı duruşmada hazır bulundu. Tutuklu sanıklar duruşmaya girerken izleyiciler de "Devrimci avukatlar onurumuzdur" sloganı attı. Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, İstanbul CHP Milletvekili İlhan Cihaner ile çok sayıda avukat ve tutuklu yakınının izlediği duruşma, dün tüm avukatlar adına toplu savunma yapan ÇHD Genel Başkanı Av. Selçuk Kozağaçlı'nın savunmasına kaldığı yerden devam etmesi ile başladı.

Savunmasına devam eden Kozağaçlı, öğleden sonra görülecek oturumda 6 tutuklu avukatın yarın görülecek duruşmada ise, tüm tutuklu avukatların savunmalarını bitirmeyi düşündüklerini açıkladı. Hukuk devleti tanımına değinen Kozağaçlı, "Hukuk devleti fetişleştirilmiş bir terimdir. Hukuk devleti herkes için bir tapınç nesnesi haline gelmiş. Bir kutsal inek haline getirilmiş" dedi. Hukuk devleti anlayışının "helvadan put yapmaya" benzediğini aktaran Kozağaçlı, "Acıktığınızda bu helvayı yersiniz. Putu helvadan yapanın tek amacı sadece acıkma duygusunu yerine getirmektir" dedi. "Hukuk devleti inşa eden liberal burjuva devleti de acıktığında onu yemek için hukuk devleti inşa etmiştir" diyen Kozağaçlı, dolayısıyla hukuk devleti vaatlerinin tamamının yalandan ibaret olduğunu kaydetti.

Duruşmanın öğleden sonra görülen oturumuna HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder de izleyici olarak katıldı.

'BU İDDİANAME İLE KORKU YAYMAYA ÇALIŞIYORLAR'

Kozağaçlı'nın ardından tutuklu avukat Ebru Timtik'in savunmasına geçildi. "Heyecanlıyım çünkü burası hesaplaşma yeri" diyen Timtik, mahkemenin siyasi mahkeme olduğunu söyledi. Timtik, "Mahkeme heyeti bunun farkına varmalı ve sürekli bize burada 'siyaset yeri değil' demesin" dedi. Kendileri hakkında hazırlanan iddianamenin siyasi bir belge ve "ideolojik bir saldırı aygıtı" görevi gördüğünün altını çizen Timtik, "İddianame hukuksal bir metin değildir. Bizden bu hukuk dışı olan sadece savcı ve polisin yorumlarından ibaret olan metin karşısında savunma yapmamızı istiyorsunuz. Biz de diyoruz ki biz kendimizi her zaman açık ve net ifade ettik. Kendimizi savunmak için bu yorumlara ihtiyacımız yok" dedi. Hazırlanan iddianame ile kendilerinin avukat olarak hukuk sahasının dışına atılmak istediğini belirten Timtik, "Bu iddianame ile korku yaymaya çalışıyorlar. Ama şu unutulmamalı ki bu işe yaramayacaktır" diye konuştu.

'TERÖR HUKUKU İLE HUKU DEVLETİ ORTADAN KALKTI

ÇHD İstanbul Şube Başkanı Taylan Tanay'ın savunmasına geçildi. 11 ve 12. yüzyılda kullanılan etkin bir kovuşturma yönteminde söz eden Tanay, "O zaman bir insanın sağ eli ile sol ayağı bağlanır suya atılırdı. Sağ kurtulan suçsuz kurtulmayan ise ölüyordu. Bu bir sınama yöntemiydi. Bunu kabul etmeyen ise yine suçlu kabul ediliyordu. Şayet bu gün ile karşılaştırırsak bu gün bizimde burada sizin karşınızda olmamız bizi başta suçlu olarak kabul ettiğinizin bir göstergesidir" dedi. Savunmasında "terör hukukuna" değineceğini belirten Tanay, Türkiye de "terör hukuku"nun 1991 yılında yürürlüğe koyulması ile hukuk devleti anlayışının ortadan kaldırıldığını söyledi.

'AVUKAT VE MÜVEKKİLİ BİR VÜCUT YAPILIP YARGILANIYOR'

Türkiye tarihinin bir "katliamlar tarih"i olduğunu belirten Tanay, " Türkiye de burada sayamayacağımız kadar birçok katliam yaşandı. Dolayısı ile biz bu yüzden asla bir istisna olduğumuzu düşünmüyoruz. Türkiye'nin zulüm ve katliam tarihine eklenmiş insanlarız" dedi. Dünyada 36 bin siyasi tutsağın olduğunu bunun 12 bininin ise Türkiye de olduğunun altını çizen Tanay, " 'Terör hukuku' ile birlikte hemen hemen herkes bir terör suçlamasından yargılama ile karşı karşıya. İşte böyle bir canavar yarattık" dedi. Avukatların "terör hukuku"nun olduğu bütün ülkelerde tutuklu olduğuna dikkat çeken Tanay, " Bu hukuk ile avukat ve müvekkili bir vücut yapılıp yargılanıyor. Hem savunma hem de sanık aynı kefede yargılanıyor" dedi.

Tanay'ın ardından tutuklu avukat Naciye Demir söz aldı. Türkiye'de olağan üstü hal uygulamaların İstiklal Mahkemeleri ile başladığını belirten Demir, İstiklal Mahkemeleri döneminden bu yana olağan üstü hal zamanlarında açılan davaları teker teker sayarak bunların nasıl açıklandığını ve kaç kişinin yargılanıp kaç kişinin ceza aldığını aktardı.

Duruşmada savunma yapan her tutuklu avukat savunmasının ardından salonda bulunan izleyiciler tarafından alkışlandı. Duruşma Demir'in savunması ile devam edecek.

‘AVUKATLAR GÖREVİNİ YAPMAYA DEVAM EDECEK’


CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı ve ÇHD İstanbul Şubesi Başkanı Taylan Tanay'ın da aralarında bulunduğu 22 avukat hakkında açılan davayı izledi. Duruşmaya verilen arada duruşma salonu önünde basın açıklaması yapan Tanal, "Ceza Kanunu'da ve Anayasamızda derki bir kişi görevini yapıyorsa görevini yaptığı eylemden dolayı yargılanmaması lazım. Çünkü bizim Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin kararları uyarınca da avukatlar üstlendikleri işi acımasız bir şekilde, sert bir şekilde savunmak zorundadır" diye konuştu. Bundan sonraki siyasi davaların, başka avukatların almaması için açılan davanın gözdağı ve tehdit olduğunu savunan Tanal, "Tarihte hep böyle olmuştur. Avukatları hiç kimse yıldıramadı. Yılmayacaktır. Avukatlar görevlerini yapmaya devam edecektir" dedi.

SANAT MECLİSİ'NDEN TUTUKLU AVUKATLARA DESTEK

Sanat Meclisi, Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi avukatın yargılandığı davanın duruşmasının görüldüğü Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısında bulunan adliye binası önünde tutuklu avukatların serbest bırakılması talebiyle basın açıklaması düzenledi.
Basın açıklamasını Sanat Meclisi adına İbrahim Karaca yaptı. Savunmanın sanata dönüştüğü günlerden geçtiklerini ifade eden Karaca, "Biraz sonra söz savunmanın denilecek ve aylardan beri gözaltında tutulan avukatlarımız, avukatları ile birlikte savunmalarını yapacaklar" dedi. "Avukatların bileklerine kelepçe vuruldu" diyen Karaca, "Avukatlarımız şimdi savunmanın nasıl sanata dönüştüğünü gösterecekler. Çünkü onlar yolsuzluk ve yüz kızartıcı bir suç işlerken değil, bunları üreten düzenin mağdurlarını savunurken tutsak edildiler" diye konuştu. Açıklama Grup Yorum tarafından seslendirilen "Çav Bella" marşı eşliğinde sona erdi.

SİLİVRİ'DE ÇADIR KURDULAR

Öte yandan bir grup avukat duruşmanın görüleceği mahkeme binasının çevresinde bulunan güvenlik tellerine 9 tutuklu avukatın resimlerinin olduğu 'Devrimci avukatlar onurumuzdur' yazılı büyük bir pankart açtılar. Çağdaş Hukukçular Derneği, Silivri Cezaevi'nin yanında bulunan boş araziye bir çadır kurdu. Çadırın kurulu olduğu alana davada yargılanan Taylan Tanay ve Selçuk Kozağaçlı'nın da aralarında bulunduğu 9 tutuklu sanığın kartondan maketlerinin olduğu görüldü. (İSTANBUL)

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Mısır\'da Müslüman Kardeşler \'terör örgütü\' ilan edildi

SONRAKİ HABER

Kulp Katliamı davasına Ertürk ve avukatları gelmedi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa