30 Aralık 2013 06:00

Bir dava adamı Seyit Ali Durmaz’ın ardından

İnsanın, insanlığın tarihinde ilerletici, geliştirici ve değiştirici önemli rol oynamış büyük insanlar, büyük akıllar ve büyük kahramanlar vardır. Her biri tarihsel gelişim ve değişime önemli katkılarda bulunarak, değişimin asıl gücü olan halkların ve sınıfların mücadelesine büyük emekler vermiş, bu mücadeleler içinde yer almış ve öncülük etmiş insanlardır.

Bir dava adamı  Seyit Ali Durmaz’ın ardından
Paylaş

İbrahim DURMAZ*

İnsanın, insanlığın tarihinde ilerletici, geliştirici ve değiştirici önemli rol oynamış büyük insanlar, büyük akıllar ve büyük kahramanlar vardır. Her biri tarihsel gelişim ve değişime önemli katkılarda bulunarak, değişimin asıl gücü olan halkların ve sınıfların mücadelesine büyük emekler vermiş, bu mücadeleler içinde yer almış ve öncülük etmiş insanlardır.
Brecht, bir şiirinde : “En güçlüleri ama ömür boyu/ savaşanlardır/ Onlarsız olmaz...” diyerek yaşamını mücadeleye adayanları önemser ve insanlığın kurtuluşunun onlarsız olanaksızlığına çarpıcı bir biçimde işaret eder.
İnsanlığın altın çağını kurma yolunda mücadele etmiş, gerçek bir dava adamını, kardeşimizi, işçi emekçilerin dostu ve yoldaşı Seyit Ali Durmaz’ı 20.11.2013 tarihinde bir trafik cinayetine kurban verdik.
Seyit Ali, K.Maraş/ Pazarcık ilçesinin Kelibişler köyünde yoksul bir ailenin üçüncü çocuğu olarak dünyaya geldi. Çocukluk ve gençlik yılları açlık ve yoksulluk içerisinde geçti. İlkokul ve liseyi Adana’da bitirdi. Daha ilk gençlik yıllarında devrimci mücadeleyle tanışıp, baskı ve sömürüye karşı mücadelede aktif olarak yerini aldı. 1975-80 yılları arasında önemli devrimci sorumluluklar üstlendi. Yüz yüze kalınan saldırılar ve yaşanılan zorluklar karşısında sarsılmadı. Onurlu ve sağlam bir tutumla davasına sahip çıktı. 1980 12 Eylül faşist askeri darbesi öncesinde tutuklandı ve çok ağır işkencelere maruz kalarak 5 yıl hapiste yattı. Cezaevi yaşamında da devrimci kişiliğinden ödün vermedi. Cuntacıların siyasi tutuklulara uyguladığı işkence ve baskılar karşısında boyun eğmedi. Bu dik ve mücadeleci duruşundan dolayı birçok kez hücre cezası aldı ve amansız bir hastalığa yakalandı. Seyit Ali hayata, yoldaşlarına ve halkına olan inancı ile bu hastalığı da yenmeyi başardı.
Cezaevinden çıktıktan sonra da toplumsal mücadeleden bir an ile geri durmadı. 1989 Bahar eylemlerinde de işçi sınıfının hak alma mücadelesinde Seyit Ali en ön saflardaydı.
1990’lı yıllarda Emek Partisi kuruluş çalışmalarında yer alarak, İstanbul il yöneticiliği görevini üstlendi. Onun şahsında partili yaşam sadelik, tevazu, içtenlik ve davaya adanmışlık demekti. Hata ve zaaflarla uzlaşmazlık, yoldaşça yapıcı eleştiri ve özeleştiriden kaçınmamak, karamsarlık ve umutsuzluk karşısında devrimci iyimserlik, her durumda soğukkanlılığını koruyarak çözümler üretmeyi başarmak Seyit Ali’nin kişilik özellikleriydi.
Partisinden ve mücadeleyle dolu yaşamından öğrendiği bu anlayışla hareket eden Seyit Ali toplumsal yaşamın ve mücadelenin bütün alanlarında görev ve sorumluluk üstlenmede tereddüt etmedi. Bir dönem İHD İstanbul Şubesinde aktif görev üstlendi ve adalet mücadelesinin önemli bir aktivisti oldu. Akçadağ ve Elbistan yöresi köylerini bir araya getiren ve yöre insanın dayanışmasını büyüten, kültürünü koruyan ve geliştiren AK-EL Vakfı yönetiminde görev aldı ve çalışmaları ilerletici bir rol oynadı. Yine oturduğu Beylikdüzü ilçesi Emek Partisi ilçe yönetiminde aktif görevini yürütmekle kalmayıp, Bizim Kent Site yönetimi ve Bizim Kent Çevre Koruma ve Güzelleştirme Derneğinde de yönetici olarak, halkın örgütlenmesinde ve kent yaşamının insan yaşamına uygun olarak düzenlenmesinde önemli sorumluluklar üstlendi.
Haziran Gezi direnişi sürecine de aktif olarak katılan Seyit Ali, gerek ilçesinde gerekse İstanbul genelinde verilen mücadelenin doğrudan örgütleyicilerindendi. Egemen sistemin ve Hükümetin baskısına, dayatmalarına ve yaşam alanlarını tahrip eden ceberrut tutumuna karşı ayaklanan halkın en önünde Seyit Ali vardı. Bilgisi, birikimi ve olgunluğu ile Beylikdüzü Dayanışması Park Forumunun  örgütlenmesindeki çabası takdire şayandı.
Seyit Ali tüm bunların yanı sıra, örnek bir eş, mükemmel bir aile babası, saygın bir dedeydi. Kardeşlerine olan kopmaz bağlılığı, iş yaşamındaki emekçi karekteri herkese örnekti.
O az bulunanlardan, zor yetiştirilenlerdendi…
Evet Sevgili Dostlar; emek, barış ve demokrasi mücadelesinin yılmaz savaşçısı kardeşimiz, yoldaşımız Seyit Ali’yi trafik cinayetinde yitirdik. Bunun içindir ki hiçbir teselli sözcüğü acımızı hafifletemeyecek. Bunu biliyoruz. Yalnızca onun savunduğu değerleri savunma kararlılığımız, onun yaşamını adadığı insanlığın kurtuluş davasını daha büyük bir enerjiyle ilerletme çabamız, ondan öğrendiğimiz açık sözlülüğü, dolambaçsız konuşmayı bir yaşam ilkesi olarak benimsememiz acımızı azaltabilir.
Onun sıcak kişiliğini, dostluğunu ve gülen gözlerini hep özleyeceğiz.

*Seyit Ali Durmaz’ın ağabeyi/İstanbul

ÖNCEKİ HABER

Narlıdere’de yolsuzluklara karşı eylem

SONRAKİ HABER

Onlar yolsuzlukla zenginleşirken, bizler fakirleşiyoruz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa