30 Aralık 2013 06:00

Onlar yolsuzlukla zenginleşirken, bizler fakirleşiyoruz

Akşam evimde oturmuş haberleri izliyordum. Önce bakan çocuklarının yapmış olduğu yolsuzluk haberlerini izledim.

Onlar yolsuzlukla zenginleşirken,  bizler fakirleşiyoruz
Paylaş

Süleyman KAPLAN
İşçi/Gaziantep

Merhaba Değerli Arkadaşlar;
Akşam evimde oturmuş haberleri izliyordum. Önce bakan çocuklarının yapmış olduğu yolsuzluk haberlerini izledim. 200 milyonun üzerine çıkıyordu. Ne denli vicdanlı ve Müslüman bir hükümetimizin olduğunu düşünüyordum ki beş dakika sonra şöyle bir haber daha “Babası askerde 40 günlük bir bebek, annesi kâğıt, hurda toplayarak geçimini sağlıyor. Bir oda ama pencerelerine naylon çakılı. İçinde odun sobası ama yakacak odun yok ve bu bebek soğuktan önce zatürre olmuş sonra ölmüş.” Baba nerede, vatani görevde. Peki vatan ona ne verdi?
Benim 50 gün kadar önce çocuğum beyin kanaması geçirdi. Çok şükür benim dostlarım vardı. Bir kısmını aralarında topladıkları, bir kısmını da borçlanarak topladığım para ile atlatabildim. Ama Ayaz bebek, ayazdan vefat etmişti.

Şimdi sizlere soruyorum; bir tarafta çevresi ile beraber yolsuzlukla zenginleşen siyasilerimiz, bir tarafta fakirleştikçe fakirleşen, en altta kalan, siyasilerin tabiriyle alt tabaka (bizler).
Hz. Ömer (r.a.) halifelik döneminde eşinin üzerinde yeni bir elbise görür ve nasıl aldığını sorar. O da verdiği harçlıktan artırarak aldığını söyler. Hz. Ömer (r.a.) der ki: “Demek ki maaşımız bize fazla, söyleyeyim de azaltsınlar.”

Şimdi sözde Müslüman geçinen siyasetçilerimize soruyorum, borçsuz işçimiz yokken, sofrasına ikinci çeşit yemek indiremeyen ailelerimiz varken, ilaç parasının yüzde 20’sini bile ödeyip alamayan insanlar varken, kendilerinin maddi durumları tavan yapmışken, nasıl geceleri vicdanen rahat uyuyorlar?

ÖNCEKİ HABER

Bir dava adamı Seyit Ali Durmaz’ın ardından

SONRAKİ HABER

HDP’den binlerle birlikte demokrasi şöleni

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa