02 Ocak 2014 15:30

Sağlık haktır

Koşuşturma içinde geçen bir meslek olan hemşireliğin ruhtan ve bedenden çok şey götürmüş olması, yıpratması vekillerin gözüne gözükmemiş olacak ki hala çalışanların emeklilik yaşı 65

Sağlık haktır
Paylaş

Buket Elif ÇELİK
Sıtkı  Koçman Üniversitesi
Muğla


Herkesin ortak söylemi: Zor meslektir hemşirelik. Bugün garanti meslek gözüyle bakılan ama aslında hiç de öyle olmayan bir meslek grubu. Okuması zor, çalışma şartları ise inanılmaz zorlayıcı. Ayrıca sene içinde zorunlu olan stajları da, (bir şey öğrenilebiliyorsa ne mutlu) tam bir emek sömürüsü.

Hemşirelik bölümü öğrencilerinin en çok dert yandıkları şeydir meslek stajları. Genellikle haftanın 2 günü 8 saatlik çalışmalar olarak yapılır. İş güvenliği yok, sorumluluk ise en üst safhada. Üstüne üstlük yaz stajları sabah sekiz akşam beş tam mesai şeklinde ve ekstra gece nöbetleri var. Bu çalışmalar için para istendiğinde ise avucunu gösteren bir hükümet var. Geçmiş yıllarda ‘artık yeter’ diyerek bir imza kampanyası başlamış ve hakları olan maaşı istemişlerdi hemşirelik öğrencileri. Buna halk destek vermişti. Ancak her şeyde olduğu gibi bunu da görmezden geldi sevgili ve saygılı devlet büyükleri.

ÇALIŞ ÇALIŞ NEREYE KADAR

Mezun olup işe başladıktan sonraki senelerde gün aşırı nöbetler ve ağır çalışma şartları. Davulun sesi uzaktan hoş gelir denir ya hemşire olmak böyle bir şey. Evet atanmak ve iş bulmak daha kolay ama yıpranma payını unutmamak gerekir. Ki bu çalışma şartlarına rağmen 65 yaşında ancak emekli olup huzura erebiliyoruz. Koşuşturma içinde geçen bir meslek olan hemşireliğin ruhtan ve bedenden çok şey götürmüş olması, yıpratması vekillerin gözüne gözükmemiş olacak ki hala çalışanların emeklilik yaşı 65… 1971 yılında işe başlayan hemşireler hala çalışmaya devam ediyor. İşlevselliğini yitirmiş veya yitirmek üzere olan sağlık çalışanları yıllarını ve yaşını doldurmadığı gerekçesiyle emekli olamıyor.

BUNLAR YETMEZMİŞ GİBİ...

Yaz stajlarında başlatılan sigorta ise emekliliğe asla etki etmiyor. Yani bir nevi göz boyama, bununla yetinin deme şekli.

Şartlar bu kadar dibe vurmuşken bir de iş güvenliği sorunu var. Hayat kurtarmaya çalışan sağlık personelinin hasta yakınları tarafından darp edildiği yönündeki haberlere çok rastlıyoruz özellikle son 3 yıldır. Birçok hekim ve hemşire iş bırakma eylemi yaptı bu süreçte.

Biraz da bir sağlık personeli adayı arkadaşımız Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Hemşirelik Bölümü öğrencisi Fatma Karaköse’nin düşüncelerine yer vermek istiyorum.

Hemşirelik öğrencisi olarak en zorlandığın ve mutsuz olduğun, seni düşündüren konulardan bahsedebilir misin?

Hemşirenin ayak işleri, dosya işleriyle değil hasta ve hasta bakımı ile uğraşmasından yanayım. Çünkü bunun eğitimini alıyoruz. Dersler ve stajlar konusunda da yeterli eğitimi almadığımızı düşünüyorum. İnsan hayatı ile uğraşıyoruz. Hata kabul etmeyecek bir meslek yapıyoruz ama hiçbir şey bilmeden mesleğe başlıyoruz. Eğitim tam teorik olarak değil, pratik olarak verilmeli. Gördüğümüz derslerin bize hiçbir faydası yok. Bana hasta ölürken “Florence Nightingale kimdi?​” diye sormayacaklar. “Spr yapmayı, entübasyon yapmayı veya trakeostomi yapmayı biliyor musun?​” diye soracaklar.

Emek sömürüsü olduğunu düşünüyor musun?

Evet, emek sömürüsü var. Çünkü diğer mesleklere bakarak hem fiziksel hem ruhsal açıdan yıpratıcı bir meslek. Mesela öğretmenlerin tatilleri var ama hemşirelerin yok. Gezi’de halka keyfi bombalar yağdıran polise bir maaş yıpranma payı verildi. Neden? Keyfi gaz bombaları attıkları için. Burada emek sömürüsü açıkça görülüyor zaten.


HASTA DA ÇALIŞAN DA HAKLARINI BİLMELİ

Son yıllarda çok fazla darp edilen sağlık personeli haberine rastlıyoruz...

Hekimler ve sağlık personelinin şiddetteki olayı iki taraflı bence. Sağlık personelinin sergilediği tutum çok önemli. Yapılan eylemler haklı ve yerinde fakat eylemden ziyade bence sağlık personeline iletişim dersi verilmeli. Hastaya da hasta hakları öğretilmeli ki hakkını aramak için adalete başvursun. Türkiye’deki hastaların %90’ının haklarından haberi yok.

Hükümet bu konuda ne yapmalı?

Devlet tam da bu sebepten sağlık personellerine yıpranma payı vermeli. Hastayla uğraştığın kadar yakınlarıyla da uğraşıyorsun. Mesela birinin yakını ölüyor, geliyor doktora saldırıyor sen öldürdün diye. Sen o kişiye istediğin kadar dil dök anlamaz. Şiddeti kimse engelleyemez bence bu konuda.

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

Değirmenin suyu Halkbank\'tan mı geliyor

SONRAKİ HABER

Renault\'ta 55 işçi işten çıkarıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa