Adana'da liseliler 'Oksijen' üretiyor
Tanıtımı sağlamak için sınıfları dolaşıp dergiyi anlattım. Bana saçmalama dediler. Birlikte yapalım dedim. Sonra şaşırtıcı bir şekilde beklemediğim derecede ilgi topladı. Kısa sürede karikatür, şiir, düz yazı tarzında yazılar gelmeye başladı
Serkan ZOR
Adana
Toplumda bizi tanıyan her birey bizim okumamızı, ‘adam’ olmamızı istiyor. Bunun ilk koşulu da okul dışında başka bir işle uğraşmamamız gerektiği. Okul dışında başka bir işle uğraşan çocuk tehlike sinyalleri veriyordur.
Rap mi dinliyorsun? Karikatür mü çiziyorsun? Ya da aman ha gazete, dergi okuyup hayata müdahale mi ediyorsun? İşte o zaman her biri birer eğitim ve gelişim uzmanı fakat Prof. Dr. unvanına ‘henüz’ erişememiş aile ve tanıdıklar: “Bu çocuktan adam olmaz, boşa okutuyorsunuz!” tespitini yapıp yasaklamalarıyla hayatı zindana çeviriveriyorlar.
ÖNCEDEN Mİ ÖĞRETİLİYOR?
İstanbul’daki Hasan ile Adana’daki babam nasıl oluyor da daha önce ezberlenmiş gibi aynı cümleleri kullanıyorlar hayret ediyorum! Yoksa bu söz ve düşünceler onlar farkında olmadan öğretiliyor mu?
Peki... Bu gençler her söyleneni yapıyor mu? İşte o sözleri ezberletenler bu noktayı kaçırıyor. Gençler kendilerini ifade edemedikleri noktada yeni arayışlara giriyor. Adana’da da gençler söz dinlemezlik edip bir dergi çıkarmaya başladılar. İsmi O2. Her biri farklı liseden derginin temsilcileri ile yaptığımız röportajı huzurlarınıza sunuyoruz.
Dergi çıkarma fikri nasıl ortaya çıktı?
Bir öğrenci: Öğrenciler arasında bilgi alışverişi ve dayanışmayı sağlamak için böyle bir şey düşündük.
Direnç Akarsubaşı: Öğrencilerin gizli cevherini ortaya çıkarabilmek için bu dergiyi düşündük.
BAKTIK NEFES ALIYORUZ, O2 OLSUN DEDİK
Derginin adı nasıl ortaya çıktı?
Direnç: Beraber bulduk. Baktık nefes alıyoruz, biz de O2 olsun dedik. Yani vahiy geldi!
Eren Aydın: Sigaradan oksijensiz kaldık, kapı pencere açtık, O2 aldık, öğrencilere de nefes aldıralım dedik.
Dergi sadece liselilere mi hitap ediyor?
Fehime Güvenoğlu: Hayır, kültür sanat dergisi sonuçta. Hitap edemeyeceği kesim yok.
En genç okurumuz İrem: Abi dergi çok iyi ya. Herkesin okuyabileceği bir dergi olduğu için güzel. Başka da ne diyebilirim bilmiyorum. Futbol ile ilgili olması çok iyi. Farklı takımların da yazısı olabilir.
Dergi neyi amaçlıyor?
Bir öğrenci: Ya işte öğrencilerin birlikte bir şeyler ortaya koyabilmelerini, kendilerini ifade edebilmelerini.
“KARDAŞ, İKİNCİ SAYI NE ZAMAN ÇIKACAK”
Derginin dağıtımını nasıl yapıyorsunuz?
Fehime: Ben Direnç arkadaşın azizliğine uğrayarak henüz dağıtım sağlayamadım.
Eren: Talep almak, son sınıftan kimse okumaz, tanıtımı sağlamak için sınıfları dolaşıp dergiyi anlattım. Bana saçmalama dediler. Birlikte yapalım dedim. Sonra şaşırtıcı bir şekilde beklemediğim derecede ilgi topladı. Kısa sürede karikatür, şiir, düz yazı tarzında yazılar gelmeye başladı.
Direnç: “Kardaş, ikinci sayı ne zaman çıkacak.” dediler. İkincisi için yazı yazmalarını söyledim. Üşeniyoruz dediler, daha ne diyeyim onlara.
Emine Çetin:Ya benim de adım geçsin. Bence müzik sayfası eksik. Bu sayıya ben yazı hazırlayacağım. Ama metalica olacak, ona göre...
Bir öğrenci: Dağıttığımız ilk gün okulda herkesin elindeydi. Çok ilgi gördü. Dağıtımda yardım edenler oldu. Arkadaşlar bana bir şeyler anlatıp bunu da yazalım demeye başladı. Mesela bir mandalina olayı oldu. Arkadaşın birinin dönem ödevi mandalina yetiştirmekmiş. Kız uzun süre bir mandalina için emek harcıyor okula getiriyor ve tenefüste mandalinasını koparıyorlar. Tüm gün “Ödevimi yediler!” diye ağlayarak dolaştı. Bu sayımızda bu olayı karikatür çizen bir arkadaşımızın yardımıyla kapak yapmayı planlıyoruz.
HEPSİ İYİLİĞİMİZ İÇİN!
Öğretmen: Çocuklar, neden dersi dinlemiyorsunuz? Aptal mısınız siz? Koca sınıfta, sınıfın yarısından fazlası sınavdan 2 bile alamadı. Hele öyle arkadaşlar var ki, yazılı kağıdına adını dahi yazmaya üşenmiş.
Aile: Oğlum, kızım siz adam olmazsınız. Akşama kadar internetin başındasınız, elinizde telefon. Nerede gereksiz iş var onunla uğraşıyorsunuz. Size ekmek kazanın mı diyoruz? Oturun dersinize çalışın başka işle uğraşmayın. Adam olun...
Hacı Zübeyir Amca:
- Okul nasıl gidiyir?
- Birkaç dersim kaldı.
- Nerde kaldı?
- Okulda kaldı.
- Olaylara karışmıyosun değil mi?
- Yok Hacı Zübeyir Amca pek karışmıyom.
- Olaylara karışma...