06 Ocak 2014 06:00

ABD, özel hayatın sınırlarını zorluyor

New York’ta bir federal yargıç, yetkililerin hiçbir hukuki gerekçe göstermeden, seyahat eden kimselerin suç işlediğinden şüphelenerek veya herhangi başka bir şekilde, yolcuların diz üstü bilgisayarlarına el koyabileceğine hükmetti.

ABD, özel hayatın  sınırlarını zorluyor
Paylaş

New York’ta bir federal yargıç, yetkililerin hiçbir hukuki gerekçe göstermeden, seyahat eden kimselerin suç işlediğinden şüphelenerek veya herhangi başka bir şekilde, yolcuların diz üstü bilgisayarlarına el koyabileceğine hükmetti.

Bu karar, 2003’te Amerikan Ulusal Güvenlik Kurumunun (NSA) sadece Amerikan vatandaşlarının değil dünyadaki pek çok lideri izlediğinin ortaya çıkmasının ardından ABD’deki ‘güvenlik’ paranoyasının bir kez daha ‘özgürlük’ karşısında galip geldiğini gösteriyor.

Eski NSA çalışanı Edward Snowden tarafından açıklanan belgeler, küresel çaptaki elektronik casusluk programını gözler önüne sermişti. Ancak ABD’li yetkililer, ileri teknolojilerle yetinmemiş olacaklar ki, çok daha geleneksel bir yolla hakkınızda bilgi edinmeye karar verdiler; sınırda eşyalarınıza el koyarak.

11 EYLÜL PARANOYASI, KALDIĞI YERDEN DEVAM EDİYOR

Federal yargıç, 11 Eylül 2001’deki El Kaide saldırılarından sonra yürürlüğe sokulan sınırda el koyma uygulamasını onayladı.

Eğer ABD’li yetkililer isterse, sınırda bilgisayarınıza el koyabilir ve herhangi bir suç faaliyeti, yabancı istihbarat ilişkisi veya “terör bağlantısıyla” ilgili kanıtlar arayabilir.
Siyasi aktivistler, akademisyenler ve gazeteciler, sınırı geçerken diz üstü bilgisayarlarına el konulabilecek olmasından endişeli. Birçoğu ise bu tehdide karşı, seyahat ederken verilerini nasıl koruyacaklarını öğrenmek için, gizlilik uzmanları tarafından yürütülen seminerlere katılmaya başladı bile.

ABD İç Güvenlik Bakanlığından bir yetkili şöyle diyor: “Kanunun verdiği izinle sınır ve liman girişlerinde yapılan elektronik medya taraması, ciddi zarara yol açabilecek bilgileri tespit etmek için hayati önemdedir.”

Washington merkezli düşünce kuruluşu Heritage Foundation’da misafir araştırmacı olarak görev yapan Paul Rosenzweig, bunun şaşırtıcı olmadığını düşünüyor: “ABD kurulduğundan beri, ülkeye girişte kişisel gizlilik hakkı hiç tanınmadı.”

Rosenzweig, “Eğer ABD Gümrük ve Sınır Muhafaza memuru kötü günündeyse, sizin çantanızdakilerin tümünü yere serebilir. Amerika’nın sınırlarını korumanın esası budur.”
“Eğer bir pizza tarifi veya sevgilinize notlar bulurlarsa, bunları görmezden geleceklerdir. Buna inanıp inanmamak, devlete olan güveninize göre, size kalmış.” (DIŞ HABERLER)


TÜM BİLGİLERİNİZ KOPYALANABİLİR

Çantalar, dizüstü bilgisayarlar, USB bellekleri, cep bilgisayarları - bunların hepsi incelemeye tabi. Eğer yetkililer dizüstü bilgisayarınıza el koyarsa, sabit sürücüsündeki her şeyi kopyalayacaklardır. Daha sonra bu kopya ABD ordusunun Fort Belvoir, Maryland’deki suç soruşturma birimine gönderilecek.

ABD ordusunun belgelerini sızdırdığı gerekçesiyle hapis yatan Chelsea (Bradley) Manning’in hukuki savunması için bağış toplayan Aktivist David House’un bilgisayarına el konulduktan sonra yapılan da bu olmuş.

House’un eşyalarına, kasım 2010’da Meksika tatilinden döndüğü sırada el konuldu. Amerikan Yurttaşlık Hakları Birliği tarafından açıklanan ABD Ordusu Suç Soruşturma Komutanlığı raporuna göre, yetkililer daha sonra, dizüstü bilgisayarındaki dosya ve fotoğrafları bir “adli inceleme aygıtına” kopyaladı.

Daha sonra dizüstü bilgisayarınızı geri alıyorsunuz ama hemen değil. Georgia Teknoloji Enstitüsünden Peter Swire, bunun günler veya haftalar alabileceğini söylüyor.

GİZLİLİĞİNİZİ NASIL KORUYABİLİRSİNİZ?

Diğer ülkelerde de benzer uygulamalar var. İngiliz yetkililer, ağustos 2013’te Heathrow Havalimanı’nda Brezilya vatandaşı David Miranda’nın bilgisayarına “terörle mücadele yasaları” uyarınca el koydu.

Miranda, Snowden belgelerine dayanarak Amerikan izleme programıyla ilgili ortaya çıkanları dizi halinde yayımlayan Gazeteci Glenn Greenwald’un partneri.
Bunlar karşısında verilerini güvende tutmak isteyenler, sabit disklerini şifreleyebilirler.

Paul Rosenzweig bu yolu seçenlerden: “Bütün özel bilgileri, muhtemelen Federal Soruşturma Bürosunun kırma kapasitesinin üzerinde olarak kadar güçlü bir programla şifreliyorum. Hiçbir yere yazmadığım şifreyi söylemeye zorlanamayacağımı düşünüyorum.”

Başka bir yol ise dizüstü bilgisayarınızı ‘temiz’ tutup, her şeyi evinizde bıraktığınız dış sabit sürücüye depolamak. Böylece, en azından sınırdayken, gözünü üzerinize diken yetkililer karşısında güvende olabilirsiniz.

ÖNCEKİ HABER

Çalıntı eserlerden 33’ü bulundu

SONRAKİ HABER

Obezite bir gelişmişlik hastalığı mı?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa