Bundan sonra daha olgun adımlarla...
Ayrı şehirlerde yaşayan, hayattan farklı farklı beklentileri olan, farklı kitaplar okuyup, farklı müzikler dinlemekten zevk alan bir avuç kadındık biz…Aynı şehirde yaşamaya başladık ve hayatlarımız kesişti böylelikle “Biz”olduk, yani Kocaeli Ekmek ve Gül ailesi.
Büşra ÇELİK
Kocaeli Üniversitesi
Ayrı şehirlerde yaşayan, hayattan farklı farklı beklentileri olan, farklı kitaplar okuyup, farklı müzikler dinlemekten zevk alan bir avuç kadındık biz…Aynı şehirde yaşamaya başladık ve hayatlarımız kesişti böylelikle “Biz”olduk, yani Kocaeli Ekmek ve Gül ailesi. Önceleri tutuktuk birbirimize karşı. Tanımıyorduk ama çabalıyorduk. Buluşmaya, daha sık bir araya gelmeye başladık. Ne kadar farklı yerlerden gelsek de sorunlarımız ortaktı. Geleneksel bir aileden de gelseniz, entellektüel bir aileden de gelseniz toplumun size uyguladığı baskı, şiddet, taciz, tecavüz ayrımcılık yapmıyor en nihayetinde. Kadınsanız bu sorunları yaşıyorsunuz.
NEDEN BİR ARAYA GELDİK?
Bir araya gelişlerimiz hem birbirimizi tanımamıza, hem de yapabileceklerimizi konuşmayı sağlıyordu. İlk olarak üniversitede diğer arkadaşlarımıza da ulaşabilmek adına “Türkiye’de Kadın Olmak” başlıklı bir panel düzenlemeye karar verdik. Kocaeli Üniversitesi Öğretim üyesi Yard. Doç. Dr. Burcu Yakut Çakar hocamız bize seve seve yardımcı olabileceğini, söyledi. Fakülteri gezip, duyuru yapıyorken, aynı fakülteden bir kadın arkadaşımız gözlerimizin önünde hiç okumadan bildiriyi yırttı. Önce doğal olarak sinirlendik. Fakat zamanla sinir yerini üzüntüye bıraktı. Keşke O kadın arkadaşa “Neden?” Diye sorsaydık diyorum şimdi. Mantıklı bir cevap verene kadar bekleseydik. Panele katabilseydik. Anlatılan senin hikayendir diyebilseydik. Çünkü yol almak istiyorsak başlangıç noktamız bu zihniyeti değiştirmeye çalışmak olmalı değil mi?
BU “OKUMA” YA DA “OKUMAMA” MESELESİ DEĞİLDİ
Panel günü geldiğinde katılımı görmek, duyuruların, çağrıların işe yaradığını hissetmek mutluluk vericiydi elbette. Başlamadan önce bizlerin sokakta yürürken nasıl güvende “olmadığını” anlatan kısa filmi izledik. Her gün karşımıza çıkan ama son günlerde daha hissedilir olan “Taciz” i anlatan bir filmdi bu. Panelden bir önceki gün Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi Serpil Erfındık’ın boşandığı eski eşi tarafından katledilmesi üzerine konuştuk. Bu bir ‘’okumuş olma ya da olmama’’meselesi değildi. Her gün ortalama 5 kadın cinayetinin yaşandığı bir ülkede özel hayata müdahele etme hakkını kendinde bulan devlet can güvenliğini sağlamada nasıl bu kadar yetersiz kalabiliyordu? Baba- devlet nerdeydi? Serpil Erfındık ve daha nicelerini neden koruyamadı? Şüphesiz bu cinayetlerde medyanın rolü büyüktü. E sistem zaten yaşanılan duruma hizmet ediyordu. En korkuncu da kadın cinayetlerinin insanlar için sıradanlaşmasıydı.Medya tam da buna hizmet ediyordu. Bu arada erkeklerin merakı da dikkatimizden kaçmadı değil. Panel foruma dönüştürüldüğünde hepimizden çok söz aldılar.
Düzenlediğimiz ilk panel Ekmek ve Gül grubumuzun ilk adımdıydı. Emeğimizle dünyayı yeni baştan kurabileceğimize olan inancım bu panel sonrasında yeniden filizlendi. Bundan sonra atacağımız her adım şüphesiz bir öncekinden daha sağlıklı,daha olgun ve daha güçlü olacak.