06 Ocak 2014 17:46

Kadınlar kentleri yönetmeye talip

Fevzi Çakmak Mahallesi Eskişehir’in en eski yerleşim yerlerinden biri olmasına rağmen, seçim zamanlarında verilen sözler çeşitli bahanelerle tutulmadığı için hala asfaltlanmayan ve alt yapı çalışmaları yapılmayan sokakları var. Mahalle muhtarı Ayşe Çıraklı ile kışın bastırdığı ve ilk kar yağdığı günün ertesinde görüştük.

Kadınlar kentleri yönetmeye talip
Paylaş

Emel BİLGİN
Şule YAPAR
Eskişehir

Eskişehir, Türkiye’nin birçok kentine göre modern bir kent. Porsuk çayındaki gondollar, büyük parklar, tarihi Odunpazarı evleri, tiyatro ve opera sahneleri ile Avrupa kentlerini aratmayan güzellikte. Ancak, şehrin kenar mahallelerindeki görüntü merkezdeki görüntüyle pek bağdaşmıyor. Bu mahallelerden biri olan Fevzi Çakmak Mahallesi Eskişehir’in en eski yerleşim yerlerinden biri olmasına rağmen, seçim zamanlarında verilen sözler çeşitli bahanelerle tutulmadığı için hala asfaltlanmayan ve alt yapı çalışmaları yapılmayan sokakları var. Mahalle muhtarı Ayşe Çıraklı ile kışın bastırdığı ve ilk kar yağdığı günün ertesinde görüştük. Muhtarlıkta görüşmemiz sırasında mahallelilerin yakacak sorununu dile getirdiği ana tanıklık ettik.
2004 yılından bu yana iki dönemdir muhtar Ayşe. Kendini “bu mahallenin çocuğuyum” diye tanımlıyor ve muhtar olmaya nasıl karar verdiğini sorduğumuzda, “neden hep erkek muhtar oluyor?​” diye sorgularken aday olmaya karar verdiğini söylüyor.

‘MÜCADELE OLMADAN SORUNLAR BİTMEZ’


Trabzon, Kars, Konya, Afyon, Emirdağ’dan göç almış ve roman vatandaşlardan oluşan  kozmopolit bir yapısı var mahallenin. Eskişehir’de pazarcılık yapan, mendil satan, gündelik işlerde çalışanların yerleştikleri, yaşadıkları bir yer. Düşük gelirli vatandaşlar çoğunlukta ve okuma yazma oranı da düşük. Mahallenin sorunları ise saymakla bitmiyor desek yeri. Halen   kentli  olmanın  nimetlerinden yararlanamayan bu mahalle adeta sorunlarla boğuşuyor. “Hizmet  alabilmek hep mücadeleyle olmuştur” diyen Ayşe, öncelikle imar  sorununun tam olarak çözülmediğini söylüyor: “İmar yok diye alt yapısı tamamlanmayan sokaklar var. Yola uzaklığı 50-100 metre olan tarla içindeki evlerin su bağlantıları yok, asfaltlama yapılmıyor. Ama vatandaştan evinin vergisi tam alınıyor. Yıllarca  mahalle toz çamur içinde kaldı. Belediye ve idari kurumlarla yazışmalar çok yavaş ilerliyor. Kimi zaman toplanıp belediyeyi bastık. Mahalleliyle birlikte ortak mücadele ediyoruz. İlgili tüm kurumları zorluyoruz. Ağlamayan bebeğe mama verilmezmiş. Bunu muhtarlık yaparken çok iyi anladım”.

Bunca sorunu olan bir mahallede kadınları en çok etkileyenlerden biri de sokak aydınlatmalarının yeterli olmayışı. Sık sık arıza yaptığı için sönen lambaların   değiştirilmesi sorunu da bir türlü halledilmiyor. Buna karşın belediyenin kadınlar için açtığı okuma yazma kursları, aşevi ile yemek yardımı ve ücretsiz tiyatro gösterimleri dışında hizmetleri yeterli değil. Mahallede 3 okul var. İkisi köy statüsünde yapılmış, tam donanımlı okul eksiği çok belirgin. Mahallelinin bu talebine henüz bir karşılık verilmemiş. Ayrıca Sağlık Ocağı binası da var ve 3 aile hekimi çalışıyor. Ancak sıkıntıların bu alanda da sürdüğünü ve yaklaşık bir yıldır sağlık raporlarının hastanelerden yüksek bedeller karşılığı verildiğini anlatıyor muhtar Ayşe. Ve vatandaşın geliri düşük olduğu için de bu bedelleri ödemekte zorlandığını... Tekrar muhtar adayı olup olmayacağını sorduğumuzda, yerel yönetimlerde daha çok kadınların yer alması gerektiğini söylüyor ve ekliyor: “Hizmetlerin devamı için uğraşmak istiyorum. Bu  kenti seviyorum.Yaşadığım yerin sorunlarının giderilmesi ve yaşanabilir hale gelmesi için mücadele etmeye her zaman varım.”

ÖNCEKİ HABER

Avukatınız yanıtlıyor

SONRAKİ HABER

13 ödüllü çevre kirliliği

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa