Hepimiz siyah beyazız işte
Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi taşeron işçisi kadınlar sorunlarını ve çözüm yollarını konuştu
Günseli UĞUR
Emine UYAR
İzmir
Başlığa bakıp bir taraftar yazısı okuyacağınızı sanabilirsiniz tabii ama biz bu yazımızda kadın işçilerden bahsedeceğiz.
İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi’nde taşerona bağlı çalışan ofis personeli kadın arkadaşlarımızla gerçekleştirdiğimiz “Ekmek ve Gül” buluşmasında konuştuklarımız, güvencesiz çalışan tüm kadın işçilerin sendikal mücadelesi için önemli.
“Ofis personeli” tanımı büro çalışanı anlamında kullanılmıyor burada, hastalara yemek dağıtımı yapan garson kadın işçileri ifade ediyor. Çalışma günleri içindeki tek bir saatlik dinlenme zamanlarını da “Ekmek ve Gül” buluşmasına ayıran arkadaşlarımızla bir yandan çaylarımızı yudumlarken diğer yandan işyeri sorunları ve çözüm önerileri üzerine sohbet ettik.
MESLEK HASTALIKLARI
En önemli sorunlarının taşerona bağlı güvencesiz çalışmak olduğunu ifade eden ofis işçileri, görevleri gereği diğer taşeron işçilerden farklı olarak yaşadıkları zorlukları anlattılar. “Dışarıdan bakıldığında iki gün çalışıp iki gün evde olmamız güzel geliyor diğerlerine. Ama biz yeterince dinlenemiyoruz. Sabah 7’den akşam 7’ye çalışıyoruz, işimiz yemek dağıtmakla bitmiyor. Tepsileri, yemek kazanlarını yıkamak çok yorucu” diyor biri.
Taşınan tepsi ve kazanlar, itilen/çekilen araba vs. gerçekten büyük güç gerektirirken bu işlerin kadın gücüyle tek başına yapılması bel, sırt ve boyun için yüksek risk oluşturuyor. Nitekim işçiler bel ve boyun fıtığı gibi ciddi hastalıklar yaşadıklarını anlatıyorlar. Hele de hamileyken karınlarının o ağır arabalara defalarca çarptığını ve yaşadıkları korkuları anlatırken kaygıları hâlâ gözlerinden okunuyordu. Hatta düşük yapan arkadaşları da olmuş ve bu nedenle hep tedirginler.
“İzole” (bulaşıcı hastalığı olan) hastalar hakkında her zaman bilgileri olmadığını, tepsilere atılan iğne uçları ile defalarca yaralandıklarını, bu açıdan da büyük risk altında olduklarını anlatıyorlar.
TOPLU SÖZLEŞME İÇİN TALEPLER
Yalnızca şikayetler ve sorunlar değildi konuştukları kadın işçilerin. Çözüm de arıyor ve örgütlü mücadelelerini güçlendirmek için neler yapabileceklerini de tartışıyorlar. Üye oldukları Sağlık-İş sendikasının işyerinde yetki aldığı haberi yeni ulaşmıştı kadın işçilere ve bunun mutluluğunu yaşıyorlardı. Sendikayı örgütlerken yaşadıkları sıkıntılar da dile geldi kendiliğinden. Üye olmayıp da uzaktan izleyen ya da “Siz bir üye olun bakalım” diyerek çekinceli tutum alan arkadaşlarına duydukları kırgınlık başarının gölgesinde kaldı elbet.
Herkesi kapsayan bir çalışma içinde olmanın, ortak sorunlara karşı ortak talepler için yürütülen bu mücadelede siyasi görüş, farklı kültür vs. ayrımları yapmadan bir arada olmanın önemine vurgu yapıyorlar tek tek. Beyaz forma, siyah pantolonlarını göstererek, “Hepimiz siyah beyazız işte” diyorlar.
“Ekmek ve Gül” şiiri ile başlayan bu buluşma ortak bir kararla sonlandırıldı: Konuşulup ortaklaştırılan sorunlara yönelik çözüm önerileri maddeler haline getirilecek ve toplu sözleşmede yer alması için mücadele edilecek.