07 Ocak 2014 14:50

'Roboski'de emir vereni yargılayacak mısınız?'

HDP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, Roboski katliamına takipsizlik kararı verilmesine tepki göstererek, 'Devlet bugün verilen kararla, adalet yürüyüşüne bir darbe daha vurmuştur. Roboski'yi unutmak insanlığımızı, barışı unutmak demektir. Emri Başbakan vermiştir. O zaman emri uygulayanı değil verenleri yargılayacak mısınız?' dedi.

\'Roboski\'de emir vereni yargılayacak mısınız?\'
Paylaş

HDP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, Roboski katliamına takipsizlik kararı verilmesine tepki göstererek, "Devlet bugün verilen kararla, adalet yürüyüşüne bir darbe daha vurmuştur. Roboski'yi unutmak insanlığımızı, adaletimizi, barışı unutmak demektir. Emri Başbakan vermiştir. O zaman emri uygulayanı değil verenleri yargılayacak mısınız?" dedi. Yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sonrası hükümetin yargıya ilişkin açıklamalarına değinen Tuncel, "Ne zaman ki, iktidarın çıkarına dokundular o zaman yargı bağımsız olmadı. AKP'ye göre her şeyi paralel devlet yapmış. Bununla bizi kandıramazlar. İktidara geldiklerinde kararları cemaat ile birlikte çıkardılar. Şimdiye kadar birlikte yiyordunuz, bizim hakkımızı yiyordunuz, şimdi de birbirinizi yiyorsunuz" diye belirtti.

BDP Grup toplantısında BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, sağlık sorunu nedeniyle katılamazken, toplantıda HDP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Grup toplantısına ilk kez BDP'nin tahliye olan milletvekilleri İbrahim Ayhan, Selma Irmak, Gülser Yıldırım, Kemal Aktaş ve Faysal Sarıyıldız da katıldı. Konuşmasına başlarken buruk bir mutluluk yaşadıklarını belirten Sebahat Tuncel, "Bugün buruk bir sevinç yaşıyoruz. Uzun süredir rehin olan arkadaşlarımız aramızda. Zindandan çıkıp aramıza geldiler. Buradalarsa, halkımızın direnişi sayesindedir. Hatip Dicle yok. Önce milletvekilliğini çaldılar sonra da hapis cezası verdiler. Onlara sözümüz bütün cezaevlerini boşaltacağız. Uzun tutukluluk süresi karşımızda duruyor. Türkiye'de hukuksuzluk başta demokratik siyaset ve Kürt halkı üzerinde uygulandı. KCK operasyonlarıyla Kürt halkının özgürlük yürüyüşü ve demokratik mücadelesi engellenmek istendi. Kürtler buna karşı direndi. Geç gelmiş adalet midir? sorusunu sormak istiyoruz. Cezaevi sorunu henüz bitmiş değil. 243 seçilmiş arkadaşımız var cezaevinde. AYM kararının bu arkadaşlarımız içinde uygulanmasını ve tüm arkadaşlarımızın serbest bırakılmasını istiyoruz" dedi.

'ROBOSKİ UNUTULARAK YENİ YAŞAM KURULMAZ'

Askeri Savcılığı'nı Roboski katliamı hakkında verdiği takipsizlik kararına sert tepki gösteren Tuncel, şu değerlendirmede bulundu: "28 Aralık 2011'de savaş uçakları Meclis'te aldığı yetkiyle kendi yurttaşlarının üzerine bomba yağdırmıştır. Ailelerin 2 yıl adalet yürüyüşü sürmüştür. Devlet bugün verilen kararla, adalet yürüyüşüne bir darbe daha vurmuştur. Emri kim verdi? Onu yargılayacak mısınız? Bir kez daha Roboski'de katliam yapılmadı mı? Roboski'yi unutmak insanlığımızı, adaletimizi, barışı unutmak demektir. Emri kim vermiştir? Başbakan vermiştir. Biz biliyoruz. O zaman emri uygulayanı değil verenleri yargılayacak mısınız? Türkiye'de yolsuzluk operasyonun ardından asker ve hükümet anlaşarak gerçeklerin üzerini örtecek mi? sorusu geliyor aklımıza. Roboski, herhangi bir katliam değildir. Devlet Roboski katliamının hesabı vermezse, Çorum'un Maraş'ın, Dersim'in hesabı verilmez. Gelinen noktada savaş uçakları halkımızı bombalayacak ve bugün buna takipsizlik kararı verilecek. Peki, biz adaleti nasıl sağlayacağız?
Türkiye'de yasama, yürütme ve yargı erki ciddi bir çürüme içerisindedir. Bu ülkede demokrasi bitmiş, çivisi çıkmıştır bu ülkenin. Roboski unutularak yeni yaşam kurulmaz. İktidar bize unutun diyor ama biz unutmayacağız.'

Yolsuzluk ve rüşvet operasyonun ardından tartışılmaya başlanan "yeniden yargılama" konusunda "Yeniden yargılama olmalı" diyen Tuncel, "Türkiye'deki yargı adil ve bağımsız değildir. Türkiye'nin kuruluşundan bu yana yargı devletin ideolojik bakış açısına göre karar vermiştir. Dolayısıyla burada adalet çıkmaz. Burada devleti korumak çıkar. Bugün gelinen aşamada bu artık çürümüştür. Bu şekilde devam edemez. Yolsuzluk operasyonunda ortaya çıkanlara bakın. KCK, Ergenekon, Balyoz davasını yürüten savcılar o zaman iyiydi, yargı bağımsızdı; ama şimdi bunlar yolsuzluk operasyonu yapılınca yargı bağımsız değil. Ne zaman ki, iktidarın çıkarına dokundular o zaman yargı bağımsız olmadı. Şu anki anti demokratik yasalara göre mi yargılama yapacaksınız? TCK, TMK oldukça adil yargılama nasıl yapılacak? TMK durduğu sürece adil yargılama olmaz. Bu çürümüş sistem değişecek ki. yeni sistemi birlikte kuralım. Faili meçhul cinayetlerin hesabı verilecek mi verilmeyecek mi? Halklara yönelik yapılan katliamların hesabı verilecek mi verilmeyecek mi? Hrant Dink'in hesabı verilecek mi verilmeyecek mi? Özellikle yargıda hukuksuzluğun değil hukukun garantiye alınması gerekir" diye konuştu.

'BİRLİKTE YİYORDUNUZ, ŞİMDİ BİRBİRİNİZİ YİYORSUNUZ'

17 Aralık'ta yapılan rüşvet ve yolsuzluk operasyonun ardından AKP hükümeti tarafından sürekli gündeme getirilen "paralel devlet" tartışmalarını da değerlendiren Tuncel, "AKP'ye göre her şeyi paralel devlet yapmış. AKP'nin suçu yokmuş. Bununla bizi kandıramazlar" dedi. Tuncel, 'İktidara geldiklerinde kararları cemaat ile birlikte çıkardılar. Şimdi iktidar çatışmasına girdiklerinde AKP'nin temiz olduğunu iddia ediyorlar. Başbakan'a çağrımızdır; eğer temiz iseniz, gelin Roboski'nin hesabını vererek başlayalım. Şimdiye kadar birlikte yiyordunuz, bizim hakkımızı yiyordunuz, şimdi de birbirinizi yiyorsunuz. Van'da insanlar donarken siz ayakkabı kutularında paralar sakladınız. Biz biliyoruz ki; insanlar onlarca yıl cezaevinde yatarken, siz çocuklarınızı saklıyordunuz. Biz bu yalanı yutacak noktada değiliz. Seçeneksiz değildir halkımız. Bizim geleceğimizi zaptu-rap altına alamazsınız. Haklarımızın HDP'si vardır. Biz halkımızı özgür bir geleceğe taşıyacağız" diye belirtti.

Paris'te katledilen Kürt kadın siyasetçiler Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez katliamının yıldönümü nedeniyle katliamı bir kez daha lanetlediklerini ifade eden Tuncel, şunlar dile getirdi: "Bu katliamın sorumlusu sadece Fransa değil aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir. Ömer Güney, Türkiye vatandaşıdır. Katliam öncesi Türkiye gelip gitmiştir. Türkiye niye açıklamıyor. Susuyorsanız katliamı onaylıyorsunuz ve bunun ortağısınızdır. Sayın Öcalan bunu ikinci bir Dersim katliamı olarak nitelendirdi. Bazıları bu ülkede savaşın ve çatışmanın sürmesini istiyor. Savaş bazı şeyleri gizliyor. Hatay'da TIR'ı gizliyor. Rojava'ya yapılanları gizliyor. 9 Ocak katliamı bu nedenle müzakere süreci sekteye uğrasın diye yapılan bir katliamdır. Siz 3 kadın devrimciyi katlettiniz diye onun ardının gelmeyeceğini düşündünüz. Şimdi binlerce Sakine, Fidan ve Leyla var sokaklarda. Bugün Sakine Cansız'ın yoldaşları Rojava'da devrim gerçekleştiriyor. Selam olsun onlara diyoruz. Bugün Sakine Cansız'ın yoldaşları bu ülkede mücadele ediyor."

11 OCAK'TAKİ MİTİNGE KATILIM ÇAĞRISI YAPTI

Cezaevlerindeki hasta tutukluların durumuna da dikkat çeken Tuncel, "Hasta tutsaklar hala ölümle karşı karşıya. Adli Tıp'ın kararına rağmen bırakılmayan, ölümü bekleyen arkadaşlarımız var. Bunun kabul edilmesi mümkün değil. Bir an önce hasta tutsaklar bırakılmalıdır. Cezaevinde çocuklarımız var. Özellikle Kürt çocukları var. AKP'li bir kadın milletvekili açıklama yapıyor. 'Çocuklar ağabeyleri yaşındaki gardiyanları dövüyorlar' diye. Pozantı rezaletini biliyorsunuz. Çocuklara tecavüz ettiklerinde ses çıkarmıyorsunuz, taciz ettiklerinde ses çıkarmıyorsun. O ağabeyleri denilen kişiler tarafından o insanlar istismar edildi. Bu bir vicdan meselesidir. Zindanlar boşalsın, politik ve siyasi tutsaklar özgürlüğüne kavuşsun" dedi.

Tuncel, konuşmasını 11 Ocak'ta KESK, DİSK, TMMOB ve TTB'nin Ankara'da rüşvet ve yolsuzluklara karşı yapacağı mitinge katılım çağrısında bulunarak bitirdi. (DİHA)

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
ÖNCEKİ HABER

CHP ile HDP görüşmesinden seçimlerde bir ortaklık çıkmadı

SONRAKİ HABER

Roboskî üzerine her şey söylendi, gerçek hariç!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa