Bir şey yapmadık çünkü birlik değildik
İşten arta kalan zamanını nasıl geçirdiğini sorduğumda aldığım cevap beni şaşırtmıyor. Tekstilde çalışan kadın işçilerin hemen hepsi aynı kaderi paylaşıyor. “Evde oturuyoruz, düğünlere gidiyoruz, temizlik yapıyoruz
Leyla Güzel Çağlayan - İstanbul
Yeni yılda verilecek olan asgari ücret miktarları açıklandı. Açıklanan ücret işçilerin talebini karşılamaktan her zamanki gibi uzaktı. Çağlayan da asgari ücretle çalışan iki işçiyle yeni asgari ücreti ve günlük yaşamlarını konuştuk. Anlaşılan o ki; işçiler müdahale etmediği sürece, patronlar ve hükümet asgari ücret belirleme komisyonu oyununu oynamaya devam edecekler.
Ercan Moral Çağlayanda bir fırında asgari ücretle çalışıyor. 20 yaşında. İki yıldır fırında çalışıyor. O da hemen herkes gibi asgari ücretle geçinemiyor. Okuma yazması olmadığı için başka bir sektörde çalışamadığını söylüyor. Neden okumadığını sorduğumda aldığım cevap tanıdık oluyor: “Annem babam ayrıldı. Okuyamadım. Zaten ekonomik durumumuz da kötüydü.”
BUNLAR HEP PARA
Ercan İstanbul’da yalnız kalmış. Fırında yatıp kalkıyor. Günde on iki saat çalışıyor. Boş kalan zamanını uyuyarak geçiriyor. Başka ne yapabiliyorsun diye sorduğumda, sinemaya da tiyatroya da hiç gitmediğini belirtiyor. Onun için bunlar hep para demek. Ama en çok da çalışmaktan zaman bulamadığı için başka bir şey yapamıyor. Hafta sonu işe erken başlayıp erken bitirirse ancak işten erken çıkma şansı oluyor. O zaman da yatakhanede televizyon izliyor. Aldığı para ile geçinemiyor, kendisine zaman ayırması neredeyse imkansız.
Kız arkadaşı var ama onunla hiç vakit geçiremiyor. Gündüz kendisi çıkamıyor, akşam da kız arkadaşı çıkamıyormuş. En çok da haftada belli bir izin günü olmasını istiyor.
Fatma, Çağlayanda tekstil atölyesinde asgari ücretle çalışan binlerce genç kadın işçiden biri. Asgari ücret ile geçinip geçinemediğini soruyorum ona. Başlıyor anlatmaya. 22 yaşında Fatma. On yıldır tekstilde çalışıyor. Çalıştığı işyerinde 120 kişi çalışıyor. Herkesin sigortası yok. Zaten sigortayı maaşlardan kesiyorlar. Sağlık sorunları var diye sigortasını yaptırmış.
ERKEKLE KADIN AYNI ÜCRETİ ALAMIYOR
İşten arta kalan zamanını nasıl geçirdiğini sorduğumda aldığım cevap beni şaşırtmıyor. Tekstilde çalışan kadın işçilerin hemen hepsi aynı kaderi paylaşıyor. “Evde oturuyoruz, düğünlere gidiyoruz, temizlik yapıyoruz. Sinemaya, tiyatroya hiç gitmedim. Bazen gezmeye gidiyorum. Ailem zaten her şeye izin vermez. Tiyatroya, sinemaya hiç vermez.”
İşyerinde yaşadığı sorunlara da değiniyor. Doğudan göçüp gelmişler. Kadınların İstanbul’da biraz daha özgür olduğunu ifade ediyor. Erkekle kadının aynı ücreti almamasından yakınıyor. Bir arkadaşını işyerine sendika getirmeye çalıştığı için işten çıkarılmış. Üzülmüş, böyle olmasını istemezdik diyor. Ama bir şey yapamamışlar. “Çünkü birlik yok. İşçiler birbirine güvenmiyor.” diyerek noktalıyor sözlerini.
KİM, NE İÇİN ÇALIŞIYOR
Evde 4 kişi çalışıyorlar. Ancak geçinebildiklerini bildiriyor. Aile fertlerinin çalışma biçimini şöyle anlatıyor: “Bir ablam kiraya, bir ablam faturalara ve mutfak masraflarına çalışıyor. Ben ve kardeşim de diğer ihtiyaçlarımız için çalışıyoruz. Evde sadece annem ve babam çalışmıyor.” Haftanın altı günü sabah 8.30’da işbaşı yapıyor akşam 7’de paydos ediyor. Tabi zorunlu mesai yoksa. Genelde akşam 9’a kadar zorunlu mesai oluyormuş. Yaşadıklarını hayatın yalınlığı ile anlatıyor.