17 Ocak 2014 21:40

Kani Beko bir günde iki kez ifade verdi

DİSK Genel Başkanı Kani Beko, hakkında açılan iki farklı davada ifade verdi.

İlk olarak Sendikalar ve Toplu İş Sözleşme Yasa tasarısına karşı yapılan eyleme katıldığı gerekçesiyle hakkında açılan ve Ankara 11. Asliye Ceza Mahkemesinde savunma yapan DİSK Genel Başkanı ve Genel-İş Genel Başkanı Kani Beko, “Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Yasası, tasarı halindeyken yaptığımız bir eylem nedeniyle karşınızda bulunuyoruz. Söz konusu eylemi, sendikal haklar konusunda 12 Eylül Darbesi ile kurulan düzeni değiştirmediği hatta bazı açılardan geri götürdüğü ve çağdaş ülkelerdeki uygulamaların çok uzağında olduğu için eleştirdik. Bu eleştirilerimizi, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına ve TBMM’de grubu olan siyasi partilere her fırsatta ilettik. Ancak Hükümet ve iktidar partisi dile getirdiğimiz eleştirileri, her konuda olduğu gibi dikkate almadı. Bildiğiniz gibi, sendikal haklar, temel olarak, özgür sendikalaşma, özgür toplu sözleşme ve grev haklarından oluşur. Konfederasyonumuz DİSK ve Türk-İş üyesi olan ve kendilerini Sendikal Güç Birliği Platformu olarak ifade eden çok sayıda sendika ile birlikte yeni yasa hazırlanırken darbe döneminde tanımlanan sendikal hakların ötesine geçmeyen yeni yasaya karşı eylem kararı aldık” dedi.

Beko, yargılandıkları eylemlerin barışçı bir eylem olmasına karşın şiddet gördüklerini belirterek, “Bizlerin değil şiddet yanlısı güvenlik güçlerinin yargılanması gerekmez miydi? Şayet eylemimize şiddetle cevap veren, üzerimize gaz bombası atan güvenlik mensupları ve onlara bu emirleri verenler yargılansaydı belki de Gezi direnişi eylemlerinde 7 genç yurttaşımız katledilmemiş olacaktı” diye konuştu. Dava ileri bir tarihe ertelendi.

AYDINLIK BİR GELECEK İSTİYORUZ

DİSK Genel Başkanı Kani Beko’nun ikinci adresi ise Ankara 17. Asliye Ceza Mahkemesi oldu. Eğitim sistemini değiştiren 4+4+4’e karşı yapılan eylemlere katıldığı için hakkında dava açılan çok sayıda kişiden birisi olan Beko, “Kamuoyunda 4+4+4 olarak bilinen eğitim sistemi dayatmasına karşı yaptığımız eylemle ilgili olarak yargılanıyoruz. Türkiye’nin emek örgütlerinin, demokratik örgütlerinin uyarılarına kulak verilseydi, eğitim bir iktidar mücadelesi konusu değil de ülkemizin çağdaş geleceğinin nasıl kurulacağı sorununa odaklanılsaydı bugün biz karşınızda olmayacaktık. Bizleri görevi demokratik uyarılar yapmak ve bu uyarıları barışçı yöntemlerle topluma ulaştırmaktır. Biz kanunsuz eylem yapmakla suçlanıyoruz ama barışçı eylemlerimize devlet şiddeti ile yanıt veriliyor. Biz aydınlık bir gelecek, bilimsel ve laik bir eğitim talep ediyoruz” dedi. (İstanbul/EVRENSEL)

Evrensel'i Takip Et