Karnesizler
Biz çocuklarına karne bile veremeyen öğretmenleriz. Heykellerini dikiyoruz, adlarını parklara veriyoruz, tahtalara yazıyoruz. Oysa ‘kırıklarla’ dolu bir karneyi yeğlerdik.
Özge KURU
Çamaşır suyuyla ‘düzeltilmesin’ diye bantlanan karneler ortadan kalktığından beri eski heyecanı kalmadı bu işin. Hele e-okuldan sonra karneyi merak eden de yok belki. Ama yine de, ister kıvır iç cebine koy, ister duvarına as, zayıfıyla takdiriyle öğrenciliğin en önemli simgesi hâlâ. Ama karne veremediğimiz öğrencilerimiz var bizim.
“Uyan B.E kalk” diyoruz 200 küsur gündür. “Uyan B.E okula geç kalacaksın”. Başına gaz fişeği isabet ettiğinde hayatının sınavını mecbur kıldılar ona, okula da karne almaya da gelemedi.
Gezi olaylarına destek için mahallesinde katıldığı eylemde bir aracın çarptığı Mehmet, çoktan bırakmıştı karne almayı. Onun sınavı da karnesi de babasıyla beraber pazarda tezgah başındaydı.
Eylemler sırasında dövülerek öldürülen Ali İsmail, vizelere de girmedi finallere de. Karne verilmedi ona, heykeli dikildi. Okulu bitirebilseydi meslektaşım olacaktı. Atanamayan öğretmen Ali İsmail mi olacaktı?
Belki.
13 yaşında sprey boyayla “ Kahrolsun faşizm” yazan Gezi’nin çocuğu B.T.İ, 6 yılla yargılandı. Yaşı tutmadığı için hakkındaki suçlama düşmeseydi karne yerine hapis kararı alacaktı.
BOMBA, KURŞUN, MERMİ, KARNE?
Roboskî’de tepelerine 1,5 saat bomba atılan, köylerine baskınlarla tekrar tekrar öldürülen çocuklara karne sevinci çok mu lüks? Öldürülen ‘kaçakçı’ 17 çocuktan Şivan 15, Orhan 10, Mehmet 11 yaşındaydı. Selam da mühendislik okuyordu.
Uğur’un hep önlüğüyle fotoğrafı basıldı yaşından çok polis kurşunu yediğini anlatan haberlere. Önlüğü var akıllarda, 9 yıldır karnesi yok. Havan mermisiyle bedeni parçalanan Ceylan’ın da 5 yıldır.
Çocuk gelin/anne/ölü Kader, çocukluğunu bile ispatlamak zorundayken karneyi falan unutmuştu. İkinci kez anne olması aklansın diye savcılık raporu tutuşturdular eline karne yerine, sonra da karnına saçmalar.
İSİMSİZLER
Bir de isimleri değil karnede, yoklamada, haberlerde bile olmayanlar... İstatistiklerde veri olacak kadar anlamlı varlıkları. Ya da haberlerde ortası noktalı iki harfli kısaltma.
6-17 yaş arası 893 bin çocuk işçinin yarısı da karne almadı. Bir önceki eğitim öğretim yılında ortaokuldan sonra örgün eğitimi bırakan 136 bin 115 çocuk da.
Bir cezaevinden diğerine sürülüp her birinde ayrı işkenceye maruz kalan çocuklar da karnesizler. Tıpkı Türkiye’deki 2 bini aşkın çocuk mahkum gibi.
Ve adına evlilik denen suistimalin kurbanı 129 bin 130 kız çocuğu da yoktu karne töreninde.
Onların alamadıkları karneler alınacak ders dolu. Demokrasi mücadelesi, Kürt sorununun çözümü, çocuk haklarının korunması, yoksulluk, çocuk ihlalinin ekonomideki adı çocuk işçiliği… O derslerin tam karşısında da hükümetin kırık notları. Çocuklarını karne mahrumu, ana babaları da evlat mahrumu yapan zihniyeti ikmaller bile kurtaramaz, sınıfta bırakıverir bu halklar, biline.