La Vita Curva*
Bu haftaya Alman takımı SV Babelsberg 03’ün taraftarlarının Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht’i anmasıyla başlıyoruz. K. Liebknecht ve R. Luxemburg anıtının önünde yapılan anmanın ardından taraftarlarca bir podyum da düzenlendi.
Faruk AYYILDIZ
Erdal GÜNGÖR
Bu haftaya Alman takımı SV Babelsberg 03’ün taraftarlarının Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht’i anmasıyla başlıyoruz. K. Liebknecht ve R. Luxemburg anıtının önünde yapılan anmanın ardından taraftarlarca bir podyum da düzenlendi. Babelsberg takımı ve taraftarları için Karl Liebnecht’in ayrı bir önemi var. Babelsberg’in maçlarını oynadığı stadyumun adı hala Karl Liebnecht. Taraftar grubu Filmstadt İnferno 99 da logo olarak Karl Liebknecht’i kullanıyor. Her maçta tribünlerde Karl Liebknecht pankartı asılıyor.
SEEDORF’A GABRİELE SANDRİ TEPKİSİ
Clarence Seedorf’un AC Milan’ın teknik direktörü olmasını sadece Milanlılar tartışmadı. 11 Kasım 2007’de İnter – Lazio maçı öncesi polis kurşunuyla öldürülen Lazio’lu Gabriele Sandri’nin ölümü İtalya’yı karıştırmıştı. Ölüm haberinin duyulması üzerine taraftarlar, polislerle çatışmaya başlamış, ülkede büyük olaylar çıkmıştı. Atalanta – Milan maçı da iki takım taraftarlarınca durdurulmuştu. Maça çıkan tüm futbolcular siyah bant takarken Seedorf bunu reddetmiş, stadyum çıkışında da ‘tanımadığım birisi için yas tutamam’ açıklaması yapmıştı. Seedorf’un bu açıklaması unutulmadı ve Sandri’nin babası yayımladığı mesajında Milan şampiyon olsa dahi Seedorf’u bir insan olarak ciddiye almayacağını söyledi. Baba Sandri ile birlikte Lazio tribünlerinin de Seedorf’a tepkili.
HAMBURG KULÜBÜNDE KARIŞIKLIK SÜRÜYOR
Geçtiğimiz hafta da sayfamızda yer verdiğimiz Hamburg kulübünde sular durulmuyor. Hamburg’da oynamış eski futbolcular Hieronymus Thomas, Von Heesen ve Horst Hrubesch’in başında olduğu HSVplus projesi hayata geçirilmeye çalışılıyor. Projeyle birlikte şuan dernek statüsünde olan Hamburg kulübünde futbol dernek statüsünden çıkartılarak tamamen profesyonel şube haline getirilmek isteniyor. Bunun için de kulübün yüzde 24 hissesi satışa sunulacak. Borcu 100 milyon avro civarında olan ve geçtiğimiz yıl da 9.8 milyon avro zarar eden Hamburg’un mutlaka paraya ihtiyacı var. Genel kurulda oylamaya sunulan proje %79 evet oyu aldı. Taraftarlarda yaşanan tedirginliğe karşı da proje sahipleri Hamburg’un petrol şeyhlerinin oyuncağı olmayacağının garantisini verdi. Almanya’daki 50+1 kuralını da düşündüğümüz zaman şeyhlerin şu an için kulübü ele geçirmesi pek mümkün görünmüyor. Hayata geçip geçmeyeceği henüz kesinleşmeyen HSVplus projesinin kaderi önümüzdeki günlerde belli olacaktır.
TARAFTARLAR ‘İSPANYA’NIN GEZİ’SİNDE DE VARDI
İspanya’nın özerk Katalan bölgesinde bulunan Burgos şehrinde belediyenin bir caddeyi alışveriş merkezine çevirmek istemesine karşı halk ayaklanmış, büyük sokak eylemleri yaşandı. Burgos’ta başlayarak tüm ülke geneline yayılan isyan sonucunda Burgos Belediye Başkanı Javier Lacalle yaptığı açıklamayla bulvar projesini tamamen iptal ettiklerini duyurdu. “İspanya’nın Gezisi” adını alan direnişte taraftarların rolü de medyaya haber oldu. Kentin takımı olan Burgos CF’nin anti-faşist kimliğiyle bilinen taraftar grubu ‘Resaca Catalana’ sokak gösterilerine aktif şekilde katıldı. Açtıkları Katalunya ve Antifa bayrak, pankartlarıyla tanıdığımız taraftar grubu barikatlarda da ön saflardaki yerini aldı.
FUTBOL MAFYASI ULTRALARIN MUHALEFETİNİ İSTEMİYOR
Geçen hafta Dinamo Zagreb kulübünün sahipleri Zdravko ve Zoran Mamiç kardeşler Dinamo Zagreb Ultra grubu Bad Blue Boys (BBB) ile bir araya geldiler. Ultra grubunu kendi kontrolü altına alabilmek için uğraşan kardeşler bunu başaramadı. Futbolun mafya kontrolü altında olduğu Hırvatistan’da futbol mafyasına muhalefet eden tek güç; ultra gruplar. Mamiç kardeşler görüşmede gruba büyük maddi teklifler sundular. Kulübün pazarlama departmanından pay, grubun bulunduğu tribünün güvenliğinin tamamen gruba bırakılmasını teklif eden Mamiç kardeşler olumsuz yanıt aldı. Tüm teklifleri reddeden Bad Blue Boys grubu, Hırvatistan’da mafya olarak bilinen Mamiçlere karşı boyun eğmeyeceklerini duyurarak, kitlesel bir yürüyüş düzenledi.
HOLİGANLAR ARASI DÖVÜŞ KARŞILAŞMALARI
19 Ocak’ta FC Köln ile Schalke 04 takımları arasında hazırlık maçı oynandı. Maç öncesinde iki kulüp holiganları önceden ayarladıkları dövüşte karşı karşıya geldiler. Bir kişinin hafif yaralandığı dövüş polisin olay gelmesiyle dağıldı. Holigan alt kültürü sürdürülebilsin diye son yıllarda bu tarz dövüşler Almanya’da sıkça düzenleniyor. İki tarafın gözlerden uzak bir alanda düzenlediği dövüşlerin sabit kuralları var. Öldürücü darbeler, kesici ve yaralayıcı aletler (bıçak, ustura, sopa, levye vb.) kullanmak kesinlikle yasak. Sadece yumruk ve tekmenin serbest olduğu dövüşlerde yere düşen kişiye ayağa kalkana kadar vurulmuyor. Belli süre içinde ayağa kalkmayan diskalifiye oluyor. Bu tarz dövüşlerde iki tarafın da eşit sayıda olması şartlardan bir diğeriyken, rakibini üçte iki eksik durumda bırakan taraf kazanmış oluyor.
ANTİ - FAŞİST DAYANIŞMA
ANTİFA tribünleri arasındaki dayanışma her zaman güçlü olmuştur. Bunun son örneği Kıbrıs’tan. Yunanistan amatör ligi takımlarından Agrtikos Asteras’ın antifaşist tribün grubu Green Ghette Club Üyesi Stavros geçtiğimiz hafta geçirdiği trafik kazası sonrası yaşamını yitirmişti. 19 Ocak’ta AEL Limassol deplasmanına giden Omonoia’nın tribün grubu Gate 9 Stavros’u unutmadı ve açtıkları pankartla onu andılar.
TARAFTAR KONGRESİ BERLİN’DE DÜZENLENDİ
Son haberimiz geçtiğimiz hafta sonu Berlin’de düzenlenen 2. Alman Futbol Taraftarlar kongresi. İlki 2012 yılında yapılan kongrenin mottosu, “diyalog” olmuştu. Son 2 yıla bakıldığında da Almanya özelinde bu mottonun hayata geçtiğini ve kulüp yönetimleri ile taraftarlar arasında genişçe iletişimin sağlandığını görüyoruz. Tribün problemlerinin tartışıldığı kongrede stadyumlarda artan polis baskısı ciddi şekilde tartışıldı. Taraftar hakları derneği sözcülerinden Jakob Falk, bu konuda çok umutlu olmadığını söylüyor. “Maçlara geldiğimizde kasklı, yüzleri kapalı ve her an vurmaya hazır agresif kolluk kuvvetleri ile karşılaşmak istemiyoruz” diyen Falk, “Güvenlik güçleri daha açık ve diyaloğa açık olacakları yerde taraftara karşı daha da katılaşmış durumda” sözlerini kullandı. Almanya’da polisler ile tribün grupları arasındaki sorunlar kısa vadede çözülecek gibi durmazken, Alman hükümetinin güvenlik politikaları göz önüne alındığında uzun bir süre daha taraftarların, polislerle sorunlar yaşayacağı görülebiliyor. Tüm olumsuzluklar rağmen kongrenin düzenlenmesi ise Almanya tribünleri açısından pozitif etkilere sahip. En önemlisi ise Almanya tribünlerinin sağcı, faşist akımlara karşı olduklarını ve Nazileri tribünlere almayacaklarını hep birlikte vurgulamaları oldu.
* Yaşasın tribünler