NKP, Manisa için meclisi göreve çağırdı
İzmir Nükleer Karşıtı Platform (NKP) Manisa Köprübaşı'daki eski uranyum madeni kaynaklı radyoaktif kirlilikle ilgili yazılı açıklama yaptı. Yörede izin verilen limitlerin 140 kat radyasyonun tespit edildiğini belirten NKP, Manisa Köprübaşının yanı sıra, Gediz Havzasının ve tüm Ege Bölgesinin tehdit altında olduğunu belirterek, meclisi göreve çağırdı.
Özer AKDEMİR
İzmir
İzmir Nükleer Karşıtı Platform (NKP) Manisa Köprübaşı'daki eski uranyum madeni kaynaklı radyoaktif kirlilikle ilgili yazılı basın açıklaması yaptı. Yörede izin verilen limitlerin 140 kat radyasyonun tespit edildiğini belirten NKP, Manisa Köprübaşının yanı sıra, Gediz Havzasının ve tüm Ege Bölgesinin tehdit altında olduğunu belirterek, meclisi göreve çağırdı.
YAPILAN VAHŞİ MADENCİLİK
Manisa-Köprübaşı ilçesi yakınlarında, MTA tarafından 1970-1982 yılları arasında işletilerek terk edilen uranyum maden ocaklarının, çevre yaşamını tehdit ettiğini belirten NKP, bölgede yapılan madenciliği vahşi madencilik olarak tanımladı.
İzin verilen sınırların 140 kat fazlası değerler ölçülen uranyum madeninden 300 metre uzaklıkta bulunan Kasar köylülerinin, o bölgede dolaştığını, yörede hayvanlarını otlatıp, maden ocağının da içerisinde bulunduğu dere yatağında açılmış kuyuların sularını kullandığını kaydeden NKP, "Söz konusu bu kuru dere, yağışlı mevsimlerde akışa geçerek, Köprübaşı ilçesinin mahallelerinden geçip sularını Gediz nehri üzerinde kurulu Demirköprü barajına boşaltmaktadır. Barajda tutulan balıklar ise yöre halkı tarafından tüketilmektedir" dedi. Uranyum ocaklarının üst seviyelerindeki serbest hale geçmiş uranyum artıkları ve kontamine olmuş tozların, uçuşarak havaya karıştığını, bu havanın da yöre insanları tarafından solunduğunu kaydeden NKP, buna karşın riskli olan sahaya girişin tehlikeli olduğunu belirten en ufak bir uyarı levhasının olmadığı gibi herhangi bir engelleyici önlemin de bulunmadığının altını çizdi. Bölgedeki bu olumsuzlukların yıllardır sürdüğüne bu nedenle de etkilerinin artarak yöre canlılarının sağlığını tehdit ettiğine dikkat çeken NKP, "Burada, olağanın üzerinde zihinsel ve bedensel engelli olduğu, kanserli hasta sayısının fazla olduğu söylenmektedir. Bu iddialar doğru mudur? Yörede sağlık taraması yapılmış mıdır? Yapılmış ise nasıl bir sonuç alınmıştır?" sorularını yöneltti.
TÜM EGE TEHLİKEDE!
Hızla, bir nükleer santral macerasına sürüklenmekte olan ülkemizde, radyasyon riskinin böylesine hafife alınmasının son derece kaygı verici olduğunun altını çizen NKP, şu görüşleri dile getirdi; "Vahşi maden işletmeciliğinin bir örneğini gördüğümüz Köprübaşı uranyum alanı, günümüzün çevre bilimleri, sağlık kriterleri, toprak, su yeraltı suyu ve hava kalitesi standartlarına göre insan, bitki, hayvan ve ekosistemin diğer bileşenleri için ölümcül tehlikeler içermektedir. Yörede, uranyumum yanı sıra çok daha kritik olan radyoaktif izotopların belirlenmesi gerekmekte; bölgedeki yüzeysel akışlar, doğrudan Demirköprü Barajı’na, dolayısıyla Gediz Nehri akışı doğrultusundaki yerleşimleri ve Ege Denizi’ni radyoaktif materyallerle kirletmektedir. Başta insan sağlığı olmak üzere, ekosistemin tüm unsurları açısından yörede bugüne kadar önlem almayanların sorumluluğunun tespit edilmesini istiyoruz. Bu sahalara giriş çıkışları zamanında engellemeyen, önlemleri almayanları tek tek açığa çıkarıp bugün bu büyük felaket haberinin önüne geçmek için Meclis’i göreve çağırıyoruz. Meclisimiz, yaşanmakta olan bu çevre felaketinin önüne acilen geçecek bir komisyon kurmalı, bilim insanlarının uyarıları dikkate alınmalı ve daha fazla zaman yitirmeden uranyum zehrine karşı önlem alınmalıdır."