Önce parti içi demokrasi
Gezi direnişinden sonra genç bir adayları olmuş. Projelerini birlikte hayata geçirmek istemişler. Öncelikle belediyelerdeki taşeron uygulamasını kaldırmayı, Gezi’den sonra ortaya çıkan forumları devam ettirmek adına halk meclisleri kurmayı hedeflemişler
Eren YURT
Fırat İLGÜN
İstanbul-Bahçelievler
Yerel seçimlerin yaklaşmasıyla birlikte, belirlenen adaylar konusunda partilerden yükselen muhalif sesler de artmaya başladı. Bu seslerin en çok çıktığı yerlerden biri CHP Bahçelievler İlçe Örgütü. Parti merkezinin, yapılan eğilim yoklamasına katılmayan ve örgüt içinden gelmeyen birisini (ANAP’ta iken belediye başkanlığı yapmış, geçen dönem de CHP’den Bahçelievler belediye başkan adayı olmuş Saffet Bulut) belediye başkan adayı olarak göstermesi örgütte tepkiye neden olmuş. Adayın, eğilim yoklamasından çıkan sonuç gereği değiştirilmesi talebiyle 6 kişi dönüşümsüz açlık grevine başlamış. Dergimizin çıktığı gün açlık grevi 14. gününe girmiş olacak.
Direnişin başını gençlik çekiyor. Biz de onların dördüyle olayı anlamak, taleplerini dinlemek ve nasıl bir belediyecilik istediklerini sormak için CHP Bahçelievler İlçe binasının önündeki çay bahçesinde buluştuk. Buluşacağımız yere vardığımızda, direnişlerini sonuna kadar sürdüreceklerini ilan eden bir basın açıklaması yapıyorlardı. Sohbetimiz sırasında birçok genç yanımıza gelip gitti.
KİMSENİN İSTEMEDİĞİ BİR ADAY
Şafak Kartal, Hakan Kaya, Cihan Güneş ve Ufuk Emre Bektaş. Onlar direnişin başından beri içindeler. Eğilim yoklaması sonucu en yüksek oyu alan Abdullah Durukan’ı destekliyorlar. Fakat onların en önemli itirazı, aday seçimlerine katılmayan, tabanın desteklemediği birinin aday gösterilmesi. “Ülkede demokrasiyi hakim kılacaksak önce parti içi demokrasiyi geliştirmeliyiz.” diyorlar. Adaylar belirlenirken sadece Bahçelievler’de değil, pek çok il ve ilçede ‘Yeter ki seçimleri kazanalım’ mantığıyla hareket edilmesinden şikayetçiler. Yalnızca Abdullah Durukan’ı destekleyenler değil, diğer adayları destekleyenler de Saffet Bulut’u istemiyormuş. Örnek olarak esnaf gezilerinde kendilerine söylenenleri örnek gösteriyorlar. Saffet Bulut adaylığının açıklanmasından bu yana henüz ilçeye uğramamış.
Saffet Bulut için sonucu ne olursa olsun kesinlikle çalışma yürütmeyecekler. Ayrıca Saffet Bulut’un kendisi için çalışacak gençleri bulmakta çok zorlanacağını iddia ediyorlar. Parti içi demokrasinin gelişmesi için de mücadele veriyorlar. Bu anlamda parti tüzük kurultayı için çalışma yürütmüşler ve pek çok öneri sunmuşlar.
TERZİ FİKRİ BELEDİYECİLİĞİ
Nasıl bir yerel yönetim istediklerini de anlatıyorlar. Fikri Terzi belediyeciliği onların aklındaki. Gezi direnişinden sonra genç bir adayları olmuş. Projelerini birlikte hayata geçirmek istemişler. Öncelikle belediyelerdeki taşeron uygulamasını kaldırmayı, Gezi’den sonra ortaya çıkan forumları devam ettirmek adına halk meclisleri kurmayı hedef-lemişler. Trafik sorununu da es geçmiyorlar, Bahçelievler’de yaşayanların E5’e çıkabilmeleri için tüm ilçeyi dolanmak zorunda kaldıklarını söylüyorlar.
HDP’ye dair fikirlerini soruyoruz. Aralarında örülmüş bir duvar olmadığını söylüyorlar. HDP’nin başarılı olacağını düşündükleri bir yerde olsalar onun için çalışma yürütürlermiş. Talep ettikleri belediyecilik anlayışının HDP ile ortaklaştığını söylediğimizde onaylı-yorlar fakat devreye seçilip seçilememe kaygısı giriyor. Kötünün iyisi olduğundan değil AKP’den bıktıkları için ilk tercihlerinin CHP olduğunu belirti-yorlar. Son olarak Sırrı Süreyya Önder’i sevdiklerini ancak söylemini değiştirmesi gerektiğini düşünüyorlar.
Kafamızda, olmaları gereken yerin farklı olması fikri ile direnişlerinde başarılar dile-yerek ayrılıyoruz yanlarından.
HER YOL MÜBAH MI?
“AKP’Yİ yıkmak adına her yolu mübah görüyorlar, Mansur Yavaş da bu refleksle aday gösterildi. Bu durum vicdanımızı sızlatıyor.” diyorlar. Tabanın Mansur Yavaş’ı istemediğinden eminler. Ayrıca ailelerini dahi Saffet Bulut’a oy vermesi için ikna edemediklerini vurguluyorlar. Gezi direnişinin ardından Gezi’deki platformun ortak aday çıkarması, CHP’nin de bu kararın arkasında durması gerektiğini belirtiyorlar. Onlara göre bu şekilde seçimler kaybedilse dahi önemli değil.