Olimpiyat meşalesi Çerkes Soykırımı’nı aydınlatıyor
Putin de Soçi’yi kış olimpiyatlarına aday gösterirken kendince hesaplar içindeydi elbette. İstediğini almak için 50 milyar doları aşan rekor yatırım ve milyonlarca dolarlık reklam bütçesi oluşturdu. Ancak Soçi’de yakılacak olimpiyat meşalesi göz kamaştırmak bir yana, Putin’in ve Rusya’nın günahlarını gözler önüne serecek gibi duruyor.
Alper HRAÇA
Uluslar olimpiyat oyunlarını seviyor. Maliyeti ne denli yüksek olursa olsun, herkesin kendince bir sebebi var oyunlara ev sahipliği yapmak için. Liberal rejimler için ekonomiye katkısı bir değer, otoriterler için meşruluk krizine bir deva, aradakiler için de kendine yer açma mücadelesinin bir parçası. Ev sahibi olarak, misafirlerine yeni değerlerle zenginleştirilmiş ulusal kimliğini onaylatma arayışı da tümünün ortak beklentisi.
Putin de Soçi’yi kış olimpiyatlarına aday gösterirken kendince hesaplar içindeydi elbette. İstediğini almak için 50 milyar doları aşan rekor yatırım ve milyonlarca dolarlık reklam bütçesi oluşturdu. Ancak Soçi’de yakılacak olimpiyat meşalesi göz kamaştırmak bir yana, Putin’in ve Rusya’nın günahlarını gözler önüne serecek gibi duruyor.
Yedi yıllık bir hazırlık süreci ardından olimpiyatlara az bir zaman kala çok sayıda lider etkinliği boykot edeceğini açıklamış durumda. Güvenlik kaygılarını artıracak pek çok haber dünya medyasında yer buluyor. Otokratik uygulamalar, ifade özgürlüğü, yargısız infazlar, insan hakları ihlalleri, eşcinsel hakları, çevre felaketi vb. pek çok konuda Putin nezdinde Rusya’nın bozuk sicili masaya yatırıldı. ABD de, olası bir saldırı durumunda tahliye amaçlı olduğunu iddia ettiği bir savaş gemisini Karadeniz’e geçirerek “ezeli dostuna” silahların gölgesinde bir olimpiyat deneyimi yaşatmak için üzerine düşeni yaptı bile.
Putin imajını düzeltmek için siyasi tutuklulara affı da içeren bir dizi önleme başvuruyor. Dünya kamuoyunda dillendirilen eleştirilerin neredeyse tamamıyla ilgili kendisini açıklama çabası içinde. Ancak bir konu var ki, iç kamuoyunda da en çok tartışılan meselelerden biri olduğu halde değinmemek için son derece özenli davranıyor: Çerkes soykırımı.
Oysa Çerkesler mücadelelerine, Soçi Olimpiyatlar’a aday olur olmaz başlamışlardı:
PUTİN’İN MEŞRULUK ARAYIŞI
Soçi’nin bir soykırım şehri olduğunu, kanlı tarihinin gizlenmek istediğini, Rusya’nın bölgeye yönelik politikalarının tarihselliğini, anavatanlarına dönme hakkına sahip olmadıklarını anlatıyorlardı. Olimpiyat inşaatının, UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası ilan ettiği bir bölgede bir çevre katliamına yol açacağını, Olimpiyat’ın kendisinin Putin için bölgede yürüttüğü sindirme politikalarını tırmandırmak adına bir bahane olacağını iddia ediyorlardı. Soçi’de Çerkes kimliğinin örtbas edileceğini, Olimpiyatların Putin’in meşruluk arayışının bir aracı haline getirileceğini söylüyorlardı. Kaygılarının boş olmadığı zamanla ortaya çıktı.
İlk eylemler İstanbul’da, Rusya konsolosluğu önünde düzenlendi. Ardından Türkiye’nin diğer şehirleri, ABD, Avrupa ve Ortadoğu Çerkesleri harekete geçti. Sıkıştığı ulusal sınırları aşan Çerkes kimliği, kendisini artık küresel düzlemde tanımlar hale geldi bu eylemler sayesinde. Ve soykırım söylemi ilk defa siyasi bir nitelik kazanarak sokağa taştı.
Putin rejiminin olimpiyat muhalefetine karşı ilk operasyonları Kafkasyalı aktivistlere yönelik oldu. Çeşitli saldırı ve tehditlerle susturuldu. Tehditleri diasporaya taşımak konusunda başlangıçta temkinli davrandı. Erdoğan’la nasıl bir pazarlık yaptıkları belki de hiçbir zaman ortaya çıkmayacak ancak; Olimpiyat yaklaştıkça bu konudaki çekingenliğini üzerinden attı ve tehditler yaşandı. Çerkes diasporası ise geri adım atmadı. Kendisinden emin bir şekilde savundu tezlerini.
ÇERKESLERDEN ÇEKİNİYORLAR
Gerçekten de, Çerkes soykırımı Putin ve Rus Olimpiyat komitesinin en çok çekindikleri konu. Bunu en iyi Çerkesler bilir. Fakat Çerkesler’in uzun soluklu veya yaygın mücadelesi değil bu korkunun sebebi. İşin aslı Çerkesler’inkisi, Soçi’ye yönelik itirazlar içinde belki de en cılızıydı.
İtirazın gücü, Putin’in olimpiyat stratejisiyle taban tabana zıt bir mesajı Rus halkının vicdanını da harekete geçirecek şekilde taşıyor olmasından kaynaklanıyor:
Putin, SSCB sonrasında yeniden inşa etmeye çalıştığı Rus ulusal kimliğini Çarlık dönemine yaslayarak köklü ve şanlı bir geçmiş üzerinde yükseltmek istiyor. Tam da bu kimliği pazarlamak için oluşturulmuş bir olimpiyat mizanseninde bütün sahneyi parçalayacak bir Çerkes itirazını görmezden gelmekten başka şansı kalmadı artık. Çünkü Çerkesler direnmeyi seçti.
Ve şimdi mücadelelerinin son dönemecindeler:
Ulusların kurulup yükseldiği bir çağda, soykırımla diasporalaşan Çerkesler’in en acı hatıralarının yüklü olduğu şehirde soykırımın tam da 150. yılında uluslar buluşuyor. 150 yıldır üzeri örtülmüş soykırım gerçeğinin olimpiyat meşalesiyle aydınlanıp aydınlanmayacağını birlikte göreceğiz.