9 Şubat 2014 07:00

Metin AKARSU
İstanbul


Geçtiğimiz gün TBMM'ye gönderilen dershanelerin dönüşümü ile ilgili yasa taslağına, aday öğretmenlerin asli öğretmen 'olamaması' için de maddeler eklendiği ortaya çıktı. Tasarıda yer alan 5. madde ile birlikte öğretmenlerin 'aday öğretmenlik' süresi 1 yıldan 2 yıla çıkartılıyor. Yeni tasarıda aday öğretmenler asli kadroya geçebilmek için sınava girmek zorunda. Sınavda başarılı olamayanlar ise öğretmenlik mesleğinden atılıyor.

Öğretmenlerin ilk yılın ardından sınava girmesi için koşullar ağırlaştırılırken, sınavı geçemeyen öğretmenler başka illere rotasyon adı altında 'sürgün' ediliyor.
Aday öğretmenlik ile ilgili düzenlemeler Eski Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer döneminde hayata geçirilen "Ulusal Öğretmenlik Strateji Belgesi"nde de yer alıyordu. Dershanelerin dönüşümü yasa taslağındaki değişiklik ile birlikte, halihazırda KPSS, KPSS Eğitim Bilimleri ve KPSS Alan sınavı olmak üzere üç sınavı geçmek zorunda olan öğretmen adaylarının atandıktan sonraki ilk yılında asli kadroya geçiş yapabilmeleri için bir sınava daha girmeleri isteniyor. Değişiklik aynı zamanda aday öğretmenlerin, memur olmaktan kaynaklı sosyal hakları ve güvencelerinden bazılarını kullanamadan 1 yıl daha çalışmaları anlamına geliyor.

ÖĞRETMENLERİN ÖNÜNE YENİ ENGELLER

Yasa tasarısında aday öğretmenler, 1 yıl çalıştıktan sonra asli kadroya geçmek için sınava girmek zorundalar. Sınava girebilmeleri içinse 1 yıl boyunca belli sosyal haklar ve güvencelerden yoksun olarak çalışmış olmak yetmiyor. Aday öğretmenler yeni yasa maddesi ile sınava girebilmek için disiplin cezası almamış olmalı ve performans değerlendirmesinde de başarılı olmak zorunda. Bu kriterler ile aday öğretmenlerin keyfi bir biçimde 'düşük performans' ya da 'disiplin suçu' ile sınav hakkını ve öğretmenlik mesleğini kaybetme olasılığı ciddi bir tehdit haline geliyor. 1 yıllık aday öğretmenliği boyunca disiplin cezası alan ya da performans değerlendirmesinde başarılı olamayan öğretmenler sınava giremeyecek ve memurluk ile ilişkisi kesilecek. Sınava girmeye 'hak' kazanan öğretmenler ise başarısız olduklarında başka bir il ya da ilçede 'görevlendirilecek'. İlk yılın ardından sınava giren ve başarısız olan öğretmenler bir yılın ardından bir daha sınava girebilecek. Fakat yeni tasarıda iki sınavda da başarısız olan öğretmenin de memurluk ile ilişkisi kesiliyor. Öğretmenlerin gireceği sınavlar ise yasa tasarısında 'yazılı ve/veya sözlü' olarak nitelendirilerek belirsizleştiriliyor.

YENİ SINAV GETİRİLMESİ KABUL EDİLEMEZ

Eğitim Sen yasa tasarısında aday öğretmenlere yeni sınav zorunluluğu getiren uygulamayı yaptığı basın açıklaması ile eleştirdi. Açıklamada, bu düzenleme ile aday öğretmenlerin asil kadrolara geçişinin zorlaştırıldığı aktarılıyor. Açıklama, öğretmenliğin daha nitelikli bir hale getirileceği gerekçesi ile yapılan bu düzenleme ile öğretmenlikte niteliğin sadece sınav başarısına indirgendiği ve bunun kabul edilemez olduğu ifade ediliyor.

"Öğretmenlikte niteliği artırmak eleme sınavları ile değil, daha bütüncül politikalarla mümkündür" denilen açıklamada, öğretmenlik mesleğinin, AKP iktidarı tarafından tamamen sınava dayalı teknik bir meslek haline dönüştürüldüğü belirtiliyor. Eğitim Sen, adaylıktan asil kadroya geçiş koşulunun sınav odaklı değil uygulama ve süreç odaklı olmak zorunda olduğunu vurguluyor.

ADAY ÖĞRETMENLER HER İŞİ YAPIYOR

Yapılması planlanan değişiklik, aday öğretmenleri fazladan bir yıl boyunca her işi yapmaya mecbur bırakacak. Çünkü aday öğretmenler okullarda derse girmenin yanı sıra her türlü evrak işini de yapmak zorunda kalıyor.  Bu yıl aday öğretmen olarak göreve başlayan Gökmen Yıldırım aday öğretmenlerin normal öğretmenlerden daha az boş saatleri olduğunu aktarıyor. Yıldırım, aday öğretmenlerin aynı zamanda okuldaki evrak düzenlemesi, devamsızlık kağıtlarının düzenlenmesi, e-okul kayıtlarının düzenlenmesi gibi müdür yardımcısının yapması gereken evrak işlerini de yaptığını ifade ediyor. Aday öğretmenlerin memuriyetinin de olmadığını ve memur haklarından aday öğretmenlik bittikten sonra yararlanabildiklerini söyleyen Yıldırım, bu uygulama ile güvencesiz ve sosyal haklardan yoksun şekilde bir yıl daha çalışacaklarını vurguluyor. Yıldırım, yeni tasarıyla birlikte, sınava girmek için disiplin cezası almamak gibi bir kriterin getirilmesini aday öğretmenlerin de örgütleniyor olmasına bağlıyor. Yıldırım, aday öğretmenlerin özellikle hükümete yandaş olmayan sendikalarda örgütlenmesini engellemek için güvencesiz çalışmanın süresinin uzatıldığını ve disiplin cezası gibi kriterler getirildiğini ifade etti.

TASARI KADROLAŞMAYI ARTTIRIR

Dershaneler tasarısı olarak bilinen ve MEB’in yapısını değiştiren yasa tasarısını değerlendiren Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Prof. Dr. Nejla Kurul, tasarıda yer alan sözlü sınavla atamanın kadrolaşmayı arttıracağını söyledi. Kurul, özel okulların merkezi bütçeden desteklenecek olmasını da eleştirerek, “Devlet okullarında kalabalık sınıflarda eğitimin niteliği gün be gün düşerken özel okullara kamu desteği haksızlıktır” dedi.
Yeni MEB yasa tasarısı 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 48. maddesinde öğretmen atamaları için değişiklik getiriyor. Tasarıya göre dershane, öğrenci etüt eğitim merkezlerinde öğretmen olarak çalışanlar, KPSS sınavına girmeden, sözlü sınavla atanabilecek.
Durumun Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Nejla Kurul, “Ataması yapılmayan binlerce öğretmen, KPSS’den belli bir puan almalarına karşın, kadro açılmadığı için devlet okullarında görevlendirilmemektedirler. Bu öğretmenler de dershanelerde çalışmaktadırlar. Öncelikle yapılan düzenlemede neden bu adayların tercih edilmediği açık değildir” dedi.
Dershane öğretmenlerini devlet kadrosunda istihdam edecek eleme yöntemi olarak sözlü sınavın seçilmesini manidar bulan Kurul, “Sözlü sınavın maliyetli ve zaman alıcı bir faaliyet olduğunu Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri bilirler. Sözlü sınav yapılmasına dönük düzenleme, kadrolaşma özlemlerine kapı açmaktadır. Kamu vicdanını rahatsız eden şey, sözlü sınavlarda referansı güçlü olanların, devlet okullarına gireceğinin açıkça deklere ediliyor olmasıdır” diye konuştu.

HÜKÜMET SORUNLARI ÇÖZMÜYOR YENİLERİNİ EKLİYOR

Öğretmen atamaları için uzun süredir mücadele eden, Atanmayan Öğretmenler Platformunun İstanbul Temsilcisi Engin Yılmaz şu anda 350 binden fazla atama bekleyen öğretmen olduğunu hatırlatarak, hükümetin sorunları çözmek yerine yeni sorunlar yarattığını belirtiyor.
AKP Hükümetinin her uygulaması ile öğretmenlik onurunu ve mesleğini hiçe saydığını aktaran Yılmaz, bu uygulamaların sonunda öğretmenlerin de itibarsızlaştığını ifade etti. Öğretmen adaylarının yıllarca sınavlara girerek öğretmen olmaya çalıştığını ve bu strese dayanamayan 38 öğretmen adayının intihar ettiğini hatırlatan Yılmaz, hükümetin KPSS sınavlarını zorlaştırarak, öğretmenleri sürekli bir sınava tabi tutarak sorunu derinleştirdiğini belirtti. Öğretmenlerin aday öğretmen adı altında köle gibi çalıştırıldığını vurgulayan Yılmaz, öğretmenlerin güvencesiz ve sosyal haklardan yoksun olarak çalışmasını uzatmanın sadece hükümetin işine geleceğini belirtiyor.


‘ÖZEL OKULA TEŞVİK ADİL DEĞİL’

Dershanelerin özel okullara dönüşmesi halinde merkezi bütçeden desteklenecek olmasını da eleştiren Kurul şunları söyledi: “Devlet okullarında, binlerce öğrenci birleştirilmiş sınıfta eğitim görüyor, hâlâ ikili öğretim çok yaygın, taşımalı eğitimle küçücük çocuklar maliyet düşürmek için tehlikeli yollarda taşınıyor ve kalabalık sınıflarda eğitimin niteliği gün be gün düşerken, özel okullara kamu desteği haksız, sosyal adaleti zedeleyen bir uygulamadır.” (Ankara\\EVRENSEL)

Evrensel'i Takip Et