16 Şubat 2014 12:16

Bir şeyler yazmaktan bıkmayan her ten benimdir

Bir şeyler yazmaktan bıkmayan her ten benimdir

Bir şeyler yazmaktan bıkmayan her ten benimdir
Paylaş

Pınar Kaya
Tunceli Üniversitesi


Bir şeyler yazmaktan bıkmayan her ten benimdir,
Bazen Kafka doğar parmaklarıma, bazen yıkadığı yüz Marquez’in aynasında görür kendini,
Kendimi her kanatışımda kesilir kulaklarım Van Gogh ölür o an,
Sıcak kör eder bir gözümü Yaşar Kemal bakar ötekiyle Hemite Kalesi’nden,
Karmaşık yalanlar söylerken dilim Paul Auster kadar çatallıdır,
Viski şisesini kafama her dikişimde Bukowski küfür eder benim hakkımı da içtin pezevenk diye,
Güneşi gördüm mü, bir de hissettim mi türküsünü Nazım Hikmet dolar ruhuma,
Akvaryum görsem Orhan Veli olup dalasım gelir içine rakı sudan güzeldir diye
Rakı şişesi balığı, ne güzel bir ad bu böyle,
Delal Arat Sera diye seslendiğim vakit Hrant Dink çıkar
içimden,
Yeraltı görsem Dostoyevski olup notlar alır beynim,
Üzüm görsem şarap, şarap görsem Hayyam olurum, çekince kafayı Nietzsche olup üstün insanlar yaratırım,
Öldüren beni bulunmazsa bugüne dek Taylan Özgür, bir de getirilmezse yerine vasiyetim Gezmiş olurum,
Masallar benimdir Edip Cansever ne de sever masalları,
Sevdalanınca içim bir Cemal Süreya olur atarım bütün ‘y’ harflerini,
Oynayınca oyunumu, alınca bir de soy ismimi dedemin işinden
Nejat İşler olurum.
O vakit Ece Ayhan Güler.
Bir şeyler yazmaktan bıkmayan her ten benimdir.

ÖNCEKİ HABER

Baba beni sırtına göm

SONRAKİ HABER

Plazma evren modeli

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa