Sansürleyemediklerinden misiniz?
Alo Fatih. Çok mutsuzum, internet tanımı benim varlığımı hiçe sayıyor. TİB Başkanı’yla konuş, ‘internet nedir?’ sorusunun cevabını veren bütün sitelerin erişim hakkını engellet
Merve TÜYLÜ
Ankara
‘İnternet, dünya üzerindeki bilgisayar ağlarının birbirleri ile bağlanması sonucu ortaya çıkmış olan, herhangi bir sınırlaması ve yöneticisi olmayan bir bilgisayar ve ağıdır.’
- Bak bak görüyor musun ne diyor? ‘Herhangi bir sınırlaması ve yöneticisi olmayan’ Ne demek ulan sınırlaması ve yöneticisi olmayan? Yönetici benim! Yüzde elliyle yönetici oldum ben Emine! Saksı değilim ben!
- …
- Anlamıyorsun Emine! Kimse beni anlamıyor! Ağlama artık, içim şişti. Beni bir tek Fatih anlıyor. Alo Fatih?
- Evet.
- Çok mutsuzum, internet tanımı benim varlığımı hiçe sayıyor. TİB Başkanı’yla konuş, ‘internet nedir?’ sorusunun cevabını veren bütün sitelerin erişim hakkını engellet.
- Hı hım.
***
NEREDEN BAKSAN TUTARSIZLIK...
- Benim aklım almıyor arkadaş ya! Utanmasalar interneti tamamen kaldıracaklar yakında. Bir de kalkmış sansür değil diyor.
- Bence korkuyorlar hocam. Çok fazla kaçacakları yer kalmadı. Kedi sıkışınca tırnaklarını çıkartır ve hiçbir sevimliliği kalmaz ya, işte o hesap. Artık sevimlilikleri de kalmadı. Şimdi de korkudan saçmalıyorlar.
- Abi bir açıdan öyle de, bugün gazeteler bile internetten takip ediliyor. Gezi direnişi sosyal medyadan örgütlendi. Bu adamların kasetlerinden, yolsuzluklarından internet sayesinde haberimiz oldu. İnsanlar medyaya güvenmiyor artık. Bak şimdi bir de porno lobisi çıktı. Artık kimse inanmıyor bunlara, gülüyoruz. Haziran’da yaşadıklarımızdan sonra kendi medyamızı kurduk ve bana kalırsa amaçları tamamen bunları yok etmek.
- Peki sen yok olacağına inanıyor musun? 8 Şubat’ta Taksim’deki kitle göstermedi mi her şeyi?
- Tamam ama Gezi olaylarında da büyük bir kitle vardı ve o büyük kitlenin orda bulunmasının en büyük aracı sosyal medyaydı. Şimdi nasıl geleceğiz tekrar bir araya?
- Daha önceden nasıl geliniyorsa öyle geleceğiz gerekirse. Kabul ediyorum ki haklı olduğun noktalar var, birbirini tanımayan birçok insan bir yardımlaşmayı ortaya koydu. Twitter’dan, facebook’tan ismini duyduğumuz insanlar için yardım çağrısı yapıldı. Bu konuda benim de kafam karışık. Sonuçta telefon desen, o kadar insanın numarasını nasıl kaydedeceksin? Kaydetsen, kimin kim olduğunu nereden hatırlayacaksın? Fakat elbet yine o insanlarla sokakta buluşacaksın.
- Zaten sürece baktığın zaman önceden gazeteler, dergiler; sonraki zamanda da televizyon ön plandaydı. İnsanların hayatı bu şekildeydi ve yıllarca haberleri çarpıta çarpıta ayakta uyuttular bizi. Önce gazeteleri, dergileri kendi tekellerinde topladılar. Daha sonra sıra TV kanallarına geldi. Şimdi sırada internet var ve bizi sokakta toplayan en önemli aracın farkındalar.
- Madem bu kadar sürece bakıyoruz. O zaman bunu sadece Türkiye bazında değil de dünya bazında değerlendirelim hacı. Tarihte eskilere gittiğin zaman da matbaa yasaklandı. Sonuç? Bu iş de bir yerde patlayacaktır emin ol. Yeter ki biz geri durup da kendimizi sansürlemeyelim.
- Umarım dediğin gibi olur. Ama yine olaya nereden baksan tutarsızlık, nereden baksan ahmakça.
İNTERNET DÜŞMANI ÜLKE
Başbakan internetle ilgili sansür iddialarını reddetti: ’Şimdi internetle ilgili bir çalışma yapıyoruz. Bazı kesimler çıktı ortaya. Bu ahlaksız adımlar olmasın diye bu adımları atıyoruz. Yok fikir, düşünce özgürlüğünü engellemekmiş. İnternet kalkmıyor, kontrol altına alınıyor. Bu ahlaksızlıklar devam mı etsin?’ Türkiye, ‘İnternet Düşmanı Ülkeler’ sıralamasında yükselmeye hazır gözüküyor: ’Sınır Tanımayan Gazeteciler’in 2012 raporu Türkiye’nin politik ve sosyal içeriklerde seçici bir sansür uyguladığını, yasaklı site sayısının 30.000’i bulduğunu belirtiyor. Hükümetin, twitter üzerinden yollanan mesajlara dava açma talebi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından İnsan Hakları yasasının 10. maddesine aykırı bulunmuştu.’