İhtişamlı kapının ardından
Okulumuzda özgür üniversiteyi yaratacak tüm öğrenciler, kulüpler, asistanlar, hocalar örgütlenip beraber mücadele etmeli. Özgürlük ateşi belki işletmeci kafasına sahip yöneticilerimizi de aydınlatır diye büyük bir mücadele başlatılmalı
Emre BİLGİÇ
İstanbul Üniversitesi
Fen Fakültesi
Tiyatro Kulübü Oyuncusu
‘Üniversite nedir?’ sorusuna; bilimin, sanatın ve özgür düşüncenin var olduğu, entelektüel bireylerin yetiştirildiği kurumlar desek çok yanılmış olmayız diye düşünüyorum. Ülkemizde de üniversite deyince ilk akla gelen şey İstanbul Üniversitesi’nin ihtişamlı kapısıdır.
Binbir zahmet ve emekle girmeyi başardığımız o kapının ardındaki bir üniversiteli olarak kapının ardında yaşadığımız sorunlardan sadece birini sizlere aktaracağım. Son zamanlarda bazı medya organlarından duyduğunuz gibi İstanbul Üniversitesi’nin yıllardır üretimde bulunan iki tiyatro kulübünün kullandığı tiyatro sahnesi yıkılarak büro yapılmak isteniyor. Bunun üzerine iki kulüp ‘İstanbul Üniversitesi Sahne Dayanışması’ adı altında süreci daha yakından takip edebileceğimiz bir dayanışma başlattık. Yayınladığımız metinde süreci kısaca şöyle aktardık:
Öğrenci Kültür Merkezi (ÖKM) İstanbul Üniversitesi bünyesinde 1990 yılından 2010 yılına kadar öğrencilerin egemen sanat anlayışına karşı, kolektif bir biçimde sanatsal üretimlerini sergilediği ve kültürel faaliyetlerde bulunduğu bir yerdi. Bilindiği gibi ÖKM binası 2010 yılında oldubittiye getirilerek ‘Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi’ne dönüştürüldü. ÖKM tabelası ise içinde öğrencinin olmadığı küçücük bir binaya taşındı. ÖKM çatısı altında kültür sanat faaliyetleri yürüten öğrenci kulüpleri dağıldı, baskılara ve onlarca anlaşılmaz prosedüre rağmen ayakta kalabilenler ise fakültelere dağıtıldı.
2010 yılından bu yana daha açık gözlemlenmekle birlikte, sistemin dayatmaya çalıştığı öğretilere karşı bir duruş benimsemesi ve üniversite bünyesine maddi bir getirisinin olmaması sebebiyle, kulüplerimiz sık sık kapatılma tehlikesiyle karşılaşmaktadır. Şu sıralarda da aynı tehlike ile karşı karşıyayız. Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi’nde bulunan tiyatro salonumuzun söz konusu fakültenin altyapı ihtiyaçlarını karşılamak bahanesiyle yıkılıp büroya çevrilmesi istenmektedir.
Bu durumun sahnede faaliyetlerini sürdüren bizler (İÜFFTK ve ÖKM Sahnesi) tarafından öğrenilmesi üzerine, okulumuz bünyesindeki kullanılabilecek durumda olmasına rağmen atıl hale getirilen Kongre ve Kültür Merkezi’nin kulüplerin devamlı kullanımına açılmasını talep ettik ama olumlu bir yanıt alamadık. Bürokratik yollardan okul yönetimini zorlamamıza rağmen okulun tavrının çözüm üretmekten çok oyalamaya dönük olduğunu gördük. Bu durum İstanbul Üniversitesi’nin amacının sadece sahneyi büro yapmak değil aynı zamanda sahnede çalışan kulüplerin üretimlerini bitirmek olduğunu göstermektedir.
Şu anda ÖKM Sahnesi ve İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Tiyatro Kulübü üyeleri Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi’nin sınav soru ve cevaplarının güvenliği bahane edilerek kendi sahnelerine alınmamaktadır. Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi’nin bu tutumu ÖKM Tiyatro Salonu’nda faaliyet gösteren bu kulüplerin çalışmalarına engel teşkil etmektedir. Dolayısıyla kulüplerin üyelerinin tiyatro yapma hakkı okul tarafından engellenmektedir.
Daha fazla kâr elde etmek için sahnemizi fütursuzca elimizden alıp büro yapabileceklerini düşünenlere karşı mücadelemizde sizlerin de desteğini almak bize güç katacaktır.
Tabi bu süreçte sanatımız hakkında söz söyleme hakkını kendinde bulan yöneticiler, koca okulda sanatsal faaliyetlere yer bulamayan dekanlar, az ama öz çalışın diye alay eden hocalar da cabası…
BUNDAN SONRA NE YAPMALI
Yaşadığımız birçok sorunun Türkiye’deki birçok üniversitede olduğunu iyi biliyoruz. Peki, kültürel ve sanatsal alanımızın bu kadar daraltılmaya çalışılmasının nedeni, amacı ne? Son yıllarda üniversiteler sermaye tarafından kuşatmaya uğruyor. İşletme gibi yönetilen üniversiteler kendilerine para olarak dönmeyecek tüm unsurlarını gözden çıkarıyor. Benim bahsettiğim kısım sadece bu kötü gidişat için bir örnek. Skandallarla dolu ülke ve bunun izdüşümü olan üniversite haberlerini hep beraber izliyoruz zaten.
Bundan sonra izlemekle kalmamalı. Okulumuzda özgür üniversiteyi yaratacak tüm öğrenciler, kulüpler, asistanlar, hocalar örgütlenip beraber mücadele etmeli. Özgürlük ateşi belki işletmeci kafasına sahip yöneticilerimizi de aydınlatır diye büyük bir mücadele başlatılmalı. Bu ateşin kıvılcımı İ.Ü Sahne Dayanışması Tiyatrocuları tarafından başlatıldı bile.
Dayanışmayla...